Beden dilimiz birçok şeyi anlatır.
Örneğin; duruşumuzu ele alalım.
Daha ilköğretimde öğreniriz, dik durmayı...
Dik oturun; rahatsız olduğunuz ve kendinizi kastığınız izlenimini vermeyin.
Nedense özellikle hanımlar, sürekli rahatsızlıklarından söz ederek, çevresine ve karşısındakine rahatsızlık verir.
Bunun farkında bile olmaz.
Göz teması önemlidir:
Çok olursa agresifliği, az olursa güvensizliği düşündürür.
Dengeyi korumak şarttır.
Bir de göz devirme vardır.
Bir konuya katılmadığımızda veya karşımızdaki saçma sapan hikayeler anlatınca yaparız.
Yerinde olursa mesele yok...
Ama kıskançlık veya karşımızdakini küçümsediğimizde hoş olmayan görüntüleri ortaya çıkarır.

Aklımızda olsun!

Peki sesimiz nasıl olmalı?
Sesinizin tonu ve yüksekliği çok düz olursa isteksizlik hissi uyandırabilir.
Bazen farkında olmadan parmaklarımızla masaya vururuz.
Ya de benzer hareketlerde bulunuruz.
Bu tedirgin olduğumuzu ortaya çıkarır.
İmtihanda değiliz ki, böylesine bir görüntü verelim.
Sıkı tokalaşma, esnek tokalaşmaya göre daha pozitif bir etki bırakır.
Ama bunu da halk diliyle şöyle özetlemek isterim:
'Adamına ya da insanına göre muamele!'

Şaşkınlık içinde!

Ziynet Özkan Atila bir mektup atmış, şunları yazmış:
'Karşıyaka Bostanlı sahilinde yedikleri çekirdek kabuklarını, içtikleri sigaranın izmaritini yere atanları şiddetle kınıyorum ve bu konuda eğitim verilemediğini düşünerek de üzülüyorum.
Bugün sahilde bardakta mısır satan seyyar satıcının naylon poşeti umursamaz bir tavırla yere fırlattığını ise şaşkınlık içerisinde izledim.
Bu tür insanlara yaptığının yanlış olduğunu söylediğimizde aldığımız cevap ise üzücü.
Ayrıca gençlerin sahil kesiminde arabalar icinde bira içip; haliyle sonra otomobillerini kullanmaları ve bulundukları yerleri de açık hava tuvaleti haline getirmeleri çok acı...'

Zabıta etken olmalı!

Bu davranışı 'ahlaksızlık' olarak da özetleyebiliriz.
Yakup Öztürk, 'İzmirliler öyle şeyler yapmaz!' diyor.
Kendisine hak veriyorum.
Nalan Halulu ise Ziynet hanıma hak verdikten sonra bu tür davranışta bulunanları her gördüğünde uyardığını ve genelde ters yanıtlarla karşılaştığını belirtiyor.
Hatta satıcıları da uyarmanın veya görevlendirmenin yerinde olacağını düşünüyor.
Satışla birlikte, çerezin kabuklarının konması için boş külah verilmesini öneriyor.
Bu bana Bornova Büyük Park'ı hatırlattı.
Orada bir zamanlar 'Aşık!' diye adlandırılan, takım ceketinin cebinde kırmızı gül ya da karanfili eksik olmayan bir satıcı vardı.
Bu satıcı mutlaka ve mutlaka müşteriye, çerezle birlikte kağıt kukuleta verirdi.

Duyarsız toplum!

Ummuhan Ay Biran ise soruna, 'Tamamen kültür meselesi, eğitim meselesi, aileden yetiştirilme meselesi. Maalesef duyarsız toplum haline geldik. Bugünlerimizi arayacağımız günler yakındır!' diyor.
Seda Büyükçoban da, 'Bir de hayvanlara laf söylerler, dışkıları için. Tüm parklarda, insanların neler attığını gördükçe şaşırıyorum. Saç tokaları, çocuk bezi, izmarit, bira şişeleri, çikolata bisküvi kağıtları...' diyerek tepkisini belirtti.
Gülten Karataş Şenel, Nilgün Pagaç ile görüştüm...
Onlarla mini anket yaptım.
Tepkileri aynıydı...
Ancak Ziynet Özkan Atila'nın Karşıyaka'da gördüğü manzaranın benzeri İzmir'in birçok parkında görülmeye başlandı.

Yalnız Foça'da mı?

Serap Özdil ise çok beğendiği ve sık sık gittiği kıyı beldemiz Foça'dan örnek vermiş:
'Aynı durum Foça'da da mevcut, yazın ellerindeki çerezleri yiyip yiyip atıyorlar, sigara içip izmaritini denize atıyorlar. Belediye bir sürü çöp atmak için sepetler yapmış ama onlar ille yere atıyorlar ve de hiç utanmıyorlar. Tabii bunlar hep görgü meselesi, bir de bunlar çocuklarına örnek olacaklar, yazıklar olsun!' diyor Serap Özdil...

Ayfer Hanım bilir!

Kitapçılarda hala var mı bilmiyorum:
Bunu Ayfer Ülkü'ye soracağım.
Ayfer Ülkü kitap kurdu...
Bir zamanlar, 'görgü kuralları' diye bir kitap vardı.
Öğretmenlerin tavsiyesi ile aileler alır ve defalarca okumamızı sağlardı.
Tabii kuralları uygulamak benim gibi tüm çevrem için çok önemliydi. Ama şimdilerde pek uyulmuyor ve uyanlara da uzaylı muamelesi yapılıyor ne yazık ki...
Biz son zamanlarda neden böyle olduk?
Vallahi ben de duyarlı vatandaşlarımız gibi çok şaşırıyorum.
Ama bir gerçek var, köklü İzmirli aileler, gerçekten çocuklarına birtakım değerler katmışlar, allah hepsine rahmet eylesin, nurlar içinde yatsınlar.

***

Bu alışkanlıklardan kurtulmalıyız
Beyne zarar veren bu 10 alışkanlıktan uzak durun.
1) Kahvaltı etmemek: Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar...
2) Aşırı yeme: Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar...
3) Sigara içmek: Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir.
4) Yüksek şeker tüketimi: Çok fazla şeker, proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.
5) Hava kirlenmesi: Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır.
6) Uyku yetersizliği: Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.
7) Uyurken kafayı örtmek: Kafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.
8) Hastalık sırasında beyni çalıştırmak: Hasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkinliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.
9) Uyarıcı düşüncelerde eksiklik: Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve sudoku iyi egzersiz sağlar.
10) Az konuşmak: Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.

***
MENEKŞE

Anadolu ezgileri yer alıyor


Özellikle sanatseverler için Türkiye'nin ilk korno dörtlüsü olan Anatolia Horn Quartet'in internet sitesi hizmete girdi. Anatolia Horn Quartet, konserlerinde ülkemizin her bölgesinden çok seslendirilmiş Anadolu ezgilerine yer veriyor. Topluluk, katıldığı ulusal ve uluslararası festival ve etkinliklerde gerçekleştirdiği konserler ile ülke kültürümüzün tanıtımında önemli bir rolü üstleniyor. Anatolia Horn Quartet'in internet sitesine ( <http://ensemblefeverish.wix.com/anatolia>) adresinden ulaşabilirsiniz.
***

KILÇIK


Kaderinse dünya küçük olur, kaderin değilse çıkmaz sokakta bile sevdiğinle karşılaşamazsın.