Geçen hafta Aliağa'nın nasıl kirliliğe mahkûm edildiğini yazmaya başlamıştım. Dedim ya Aliağa deyince yazacak çok şey var. Geçen haftaki yazım üzerine epeyce yorum yapıldı, bunların tamamı "yazdıklarımın olanın çok azı" olduğu yönünde. Bir tanesini örnek vermek istiyorum, sonradan Foçalı olan ama kendini Foça ve çevresinin yaşamını savunmaya adamış sevgili dostumuz Bahadır Doğutürk, "... Aliağa gerçekten gözden çıkarılmıştır; toprak, hava ve su kirliliğinin yanında son zamanlarda dayanılmaz boyuta ulaşan gürültü kirliliğinden, cüruf dağlarından, denizlerdeki poseidon çayırlarından, Kyme antik kentinden bahsetmedik bile, durum kısa ve net, İzmir sahipsizdir..." diyor.

Aliağa'nın sorunlarını köşe yazılarına sığdırmanın mümkün olmadığının farkındayım, kaç yazı yazarsak yazalım eksik kalacaktır. İzmir'in sağlıklı geleceği için Aliağa'yı konuşmaya, yazmaya devam etmemiz lazım.

Geçen hafta nerede kalmıştık? Aliağa'da kömür yakıtlı termik santrallerle uğraşırken, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR'ın Petkim sahasına kuracağı STAR Rafineri'nin atığı olan petrokoku yakacak yeni bir termik santral karşımıza çıktı. Petrokok, çimento fabrikaları ile kireç yakma tesislerinde ve yüksek fırınlarda kullanılan petrokimya atığı, tehlikeli bir atık.

ÇED raporundan anlaşıldığı kadarıyla; kurulacak santralde petrokok yetmediği yerde ithal edilecek kömür yakılacak. Tesiste saatte 100 bin metreküp su kullanılacak, denizden çekilecek soğutma suyu, en az 7 derece ısınmış halde denize geri verilecek, bunun anlamı; Aliağa ve Foça'nın deniz ekosistemi bozulacak, büyük bir alanda deniz canlıları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

İklim krizi yaşamı bitirecek

Termik santrallerin çevreye en önemli etkileri baca gazları ile oluşur, bu gazlar kükürt ve radyoaktif maddelerce zengindir. Konuyla ilgili uzmanların çoğunluğu, termik santralden çıkacak yüz binlerce ton baca gazları; karbonmonoksit, karbondioksit, kükürtdioksit, azotoksit, metan gazı gibi zararlı atıkların bölgeyi cehenneme çevireceği uyarısında bulunuyorlar. İzmir'in hâkim rüzgârı özellikle yaz aylarında kuzey batıdan eser, ondan Aliağa'da oluşan kirlilik İzmir'in üzerine çörekleniyor. Aliağa'da var olan kirliliğin üstüne eklenecek petrokoklu termik santralin yaratacağı kirliliğin, bölgeyi yaşanmaz hale getirmesi söz konusu.

Diğer yandan termik santraller küresel iklim değişikliğinin en önemli faili. Küresel iklim değişikliğini hafife almayın, sekiz kişinin öldüğü halen kayıpların olduğu geçen hafta Hopa'da yaşanan sel felaketini unutmayın, önüne geçilmezse bu tür felaketler sıradanlaşacak. İklim krizi dünyayı yok oluşa doğru götürüyor. Yaşamı yok edecek bu tehlikeye karşı kömürün, petrokokun yakılmasıyla elektrik elde etmede ısrar etmek hangi akla, hangi vicdana sığar?

Büyükşehir Belediyesi'nin derin desteği

Bütün bu tehlikeli öngörülere rağmen Aliağa'da petrokok/kömür yakacak olan termik santrale de izinler ardı ardına verildi. Bunlardan çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu belgesinin iptali için EGEÇEP dava açtı. Diğer yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yerel yönetime sormadan alanı "özel proje alanı" olarak belirleyen planlama işlemi de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yargıya taşındı. Bu şekilde olay hem planlama hem de çevresel etki değerlendirmesi açısından hukuksal denetime açılmış oldu. Davalar normal seyrince giderken, ÇED davasının geçtiğimiz Aralık ayında yapılan keşfinin hemen öncesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi davasından feragat etti. Başkan Aziz Kocaoğlu bunu; "Milyarlarca liralık yatırıma engel olabileceği endişesiyle, yerden göğe kadar haklı olduğumuz davadan feragat ediyoruz" sözleriyle açıkladı, ayrıca "Belediyemiz Petkim yatırımının gerçekleşmesi konusunda hem ÇED hem de planlama sürecinde bugüne kadar her türlü desteği vermiştir, vermeye de devam edecektir. İzmir Büyükşehir Belediyesi, her konuda yatırımcının yanında ve destekçisidir. Olmaya da devam edecektir." dedi. ( http://www.hurriyet.com.tr/ege/27693139.asp )

Daha sonra öğrendiğimize göre feragat edilen dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda davanın son derece haklı olduğu değerlendiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin haklı olduğu davasından feragati, SOCAR Termik Santrali projesine çok büyük destek oldu. SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz bunu "Kocaoğlu'nun davanın Petkim'e ve projelerine zarar verme potansiyeli nedeniyle davayı geri çekmesi bizim için büyük bir jest ve destektir" sözleriyle itiraf etti. SOCAR firması yetkilileri aynı sözleri termik santral ÇED davasının keşfi sırasında da dile getirdiler.

ÇED davasının sonucu ne olursa olsun, Büyükşehir Belediyesi'nin ve başkanı Kocaoğlu'nun çevre sağlığı ve canlı yaşamının korunması ilkesine aykırı bu tavrına, yaşamı yok edecek "kalkınmacı" anlayışına şikâyetimizi ve itirazımızı buraya not edelim.

Bir de sorumuz var; SOCAR termik santrali ÇED sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyesi olumlu görüş mü bildirdi? Projenin yaratacağı kirlilikten doğrudan etkilenecek İzmirliler olarak bunu bilmek hakkımız.