Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu

***
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben gördüm kulaklarım gördü
Vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
Hiç biriniz orada yoktunuz


2001 yılı Mayıs ayıydı. Günlerden Pazar. Haliç'te bir vapura değil ama Diyarbakır'da ulu bir çınara saldırdı onlarca kişi. Gazetecilerin makineleri gasp edilmiş, tüm ülkenin gözleri koyu bir bant ile karartılmıştı. Cinayeti görenler vapurun katillerini gören kör kayıkçıdan farksızdılar. Ulu çınar direnmeye çalışsa da o günden bugüne her gün yaprakları daha sarardı, dalları kırıldı, köklerinden can alamaz oldu.

Orada takımın kaptanı Tahir Karapınar'ın kendi ağzından anlattıkları:
'Maç başladı. Diyarbakırsporlu futbolcular 'direnmeyin siz de çıkamayacaksınız, biz de. Bizim de başımıza silah dayandı' dediler. Kimse konuşmuyordu. Her şey hazırlanmıştı, biz de kurbandık. Şampiyonluğumuz gitti orada. Ben kendi adıma üzüldüm, bir sürü maddi-manevi kaybımız oldu. Diyarbakırsporlu oyunculara da üzüldüm. Maddi kayıpları olmadı ama manevi çok kayıpları oldu. Birkaç tanesi halimize acıyordu. Ama orada bize kimsenin yardımı olamazdı. Biz resmen savaş esiri gibi bir şeydik. Bazı futbolcular dalga geçtiler bizimle, bazıları da kendilerini bizim yerimize koyup üzüldüler ama adamlar içinden geleni yapsa vatan haini ilan edilecekler. Onları da eleştiremiyorum, ne desem boş. O durumda ben olsam o kadar acımasız olur muydum, olamazdım herhalde...'

***

Yıllar sonra bile insanların konuşurken gözlerinin dolduğu cinayetin kör kayıkçı şahitlerinden biri Galip Bitigen idi. Maçın kör gözlemcisi yapılan eziyeti görmezden gelmiş ve maç raporunu 'her hangi bir olay olmamıştır' şeklinde düzenleyerek cinayeti meşrulaştırmıştı.

TFF tesadüfleri seviyor. O gün futbolun kara sayfalarında ismi en başta yazan şahıs bugün tesadüfen MHK kurullarından EPAK başkan yardımcılığı görevinde. Yine tesadüfen bu şahsın birkaç gazozuna maç dışında bugüne kadar önemli bir görev verilmeyen oğlu hakem Abdülkadir Bitigen bu Pazar ligin kaderini belirleyecek Altay-İskenderun DÇ maçında kader belirleyici oldu. Bu hakeme not verecek, geleceğini belirleyecek görevlinin üstünde babası bulunuyor. Eminim ki tesadüfen bu hakem geçerli bir puan alacak ve yine eminim ki ilerde tesadüfen bu hakemin yükselişini izleyeceğiz.

Sevgililer gününde eşim, büyük usta Attila İlhan'ın bir şiir kitabını hediye edince büyük şairin unutulmaz şiirlerinden biri cinayet saati dilimden döküldü. Altay bağırdı ama sesini kimseye duyuramadı. Altaylılar eli kolu bağlı kaldı. Futbolu çok sevdiğini iddia eden, ey futbolun marka değeri düşkünleri! Hiç biriniz orada yoktunuz...