Geçen haftaki yazımızda, Güneşimizin, dolayısı ile de Dünya'nın sonu geldiğinde, insanın bu sona kendisi açısından razı olmayıp, gökadanın başka yerlerine yerleşmek üzere çalışmalar yapacağından söz etmiştik. Bunun için de, gidilebilecek olası yakın ve gezegene sahip yıldızlarla ilgili bilgi vermiştik. Bugünkü yazımızda ise bu tür yolculukların nasıl yapılabileceğinden sözedeceğiz.
Gerçek anlamda insanın Dünya dışında yaşam kurması, yalnızca tek bir gezegene yerleşme amacına yönelik değildir. Bunu bir kez yapabilmişken, farklı ve çok daha uzak yıldızların etrafında uzun süre yaşamın sürmesini sağlayabilecek özelliklere sahip gezegenlere de giderek, insanlığın gökada içinde gittikçe yayılmasını sağlamak daha anlamlı bir yoldur. Yine de evrenin devasa büyüklüğü karşısında, insan gökada içine yayılabilse bile, evrene yayılması pek mümkün görünmemektedir. Işık hızıyla bile gidilse, bu kadar muazzam uzaklıkları aşmak için gereken süreler, evrenin sonunun gelmesi sonucunda boşa gidebilecektir.
Bugünün teknolojisiyle, Güneş Sistemi dışına bile insanlı yolculuk için henüz yolun çok başındayız. Yıldızlararası yolculuk için düşünülen bir çok tasarım bulunmaktadır. Yalnızca bir kaç insanı barındıran uzay gemileri çok verimli olmayacaktır. Onun yerine, gidilen gezegende yerleşip kolayca uygarlık kurabilecek sayıda yetkin insana gereksinim vardır. Örneğin bu koşulları sağlayabilen bir uzay gemisinin 10 ışıkyılı uzaklıkta bulunan bir yakın bir yıldıza 90 yılda ulaşabileceğini varsayalım. Bu uzay gemisinde de, kadın erkek sayıları eşit olmak üzere, doktor, mühendis, biliminsanı ve daha bir çok farklı meslek grubundan insanlar bulunsun. Gidilerek yerleşilen Dünya benzeri gezegende, bu uzay gemisinin tümüyle bire bir kopyasını yapabilecek kaynaklar bulunacaktır. Bu gezegene yerleştikten 10 yıl sonra bu uzay gemisi, arkasında kendi kendine yetebilen bir insan kolonisi bırakarak, geldiğinde bulunan insan sayısına benzer sayıda insan barındıracak biçimde başka bir yıldıza doğru yolculuğa başlayabilir. Üstelik, gelen geminin aynısı kopyalandığından, bu biçimde yolculuğa çıkacak iki ayrı uzay gemisi olacaktır ve her biri farklı yıldızlara doğru gidecektir. Sonraki 100 yıl içinde de, o yıldıza benzer uzaklıkta diğer iki yıldızın uygun gezegeninde, aynı işlem yinelenebilir. Böylece, yüzyıllar geçtikçe, insan gökadaya daha hızlı bir biçimde yayılmasını sürdürecektir.

Sayısal hesaplar

Bu uzay gemilerinde insanların ortalama 25 yaşındayken yolculuğa başladığını ve insan ömrünün uzay gemisinde 75 yıl olduğunu varsayalım. Gemilerdeki çiflerin de ortalama 4 çocuk sahibi olduğunu düşünelim. Dolayısı ile de 25 yaşına ulaşan bireylerin de çocuk sahibi olduğu varsayımıyla, yolculuğa 1000 kişi ile çıkan bir uzay gemisinin, hedefine ulaştığı zaman nüfusu çok daha fazla olacaktır. Bunu da hesaplarsak, ilk nesil 500 çift olduğundan ve 4 çocuk sahibi olursa 2.000 yeni birey eklenecek demektir. 25 yıl sonra, bu çocuklar da dörder çocuk sahibi olursa, onların çocukları da 4.000 yeni birey ekleyecektir. Yolculuğun 50 yılı tamamlandığında ise ilk nesil ölecek, ancak toplamda 8.000 çocuk doğmuş olacaktır. 75 yıl sonunda, 2. nesil öldüğünde ise, toplam birey katkısı iki katına çıkmış, yani 16.000 olacaktır. Böylelikle toplam nüfus 24.000 olacak, bunların içinde 2 nesil insan bulunacaktır. Bunların 16.000'i 20'li yaşlarda, kalanlar 50'li yaşlarda bireyler olacaktır. 10 ışıkyılı uzaklığı 100 yılda aşarak, ve birbirine zıt yönlere giderek bu uzay gemilerindeki insanlar, 100.000 ışıkyılı genişliğindeki gökadaya 1 milyon yıl içinde tümüyle yayılmış olacaktır. Bu kadar zamanda ise, ilk yola çıkan 1.000 kişiden 40.000 kat daha fazla bir insan nüfusu ortaya çıkmış olacaktır. Uzay gemisi sayısı da her 100 yılda bir ikiye katlanacak, 30.000 yıl kadar sonra, gökadadaki yıldız sayısı kadar uzay gemisi bulunacaktır.
Bu yaklaşımlara göre, insanlık bunu gerçekleştirebilirse, Güneş'in yaşam süresinden çok daha az bir sürede gökadaya yayılabilecektir. Çok daha zor koşullarda, örneğin yakın bir yıldıza 100 yıl değil de 1000 yılda gidilebildiği durumlarda bile gökadaya yayılma mümkün olacak, ancak çok daha uzun zaman alacaktır.



Aslında bu düşünce çok akla yatkındır. Eğer gökadamızda bizden başka zeki canlılar varsa, bu durumda istatistik olarak bizden daha ileri uygarlıklar da bulunabilir. Gökadaya yayılmanın en verimli ve kolay yolu anlattığımız yolla olabilirse, bu bizden daha ileri uygarlığa sahip canlılar da bu yolu bizden çok önce bulmuş olmalıdır. O halde neredeler? Neden bize ulaşmadılar?

Bu konuda yapılan çalışmalar var. Bir kaç yıl önce Economist dergisinde yayınlanan bir makalede, Thomas Hair ve Andrew Hedman bu konuyu ele aldılar. Bu iki yazar evrenbilimci ya da astrobiyolog değil, ikisi de matematikçi. Onlar da gökadaya ne kadar zamanda zeki varlıklarca yayılınabileceğini hesaplarken buldukları sonuç ilginçti. Bu zamana kadar, eğer varsa, diğer zeki varlıklarca gökadaya yayılınmış olmalıydı. Bu sonuca varmak için bazı varsayımlarda bulundular. Örneğin gökadada birbirinden 5 ışıkyılı kadar ayrık Güneş Sistemleri olduğunu varsaydılar. Bir uygarlığın, yıldızlararası yolculuk yapabilmek için gelişim süresini hesapladılar ve bu yolculuğa çıkabilecekleri aşamada ışık hızının onda biri ya da daha gerçekçi bir yaklaşımla yüzde biri hızla gidebilen bir uzay gemisiyle 500 yıllık bir yolculukla en yakın yıldıza ulaştıklarını ve diğer 500 yılı, bir sonraki yıldıza gidiş için gereken işlemler için geçirdiklerini varsaydılar. Aslında ulaşılabilecek her sistemde uygun gezegen olmayabilir ve gidilecek yıldızın çok daha uzak olması, yolculuğun da çok uzun olmasına neden olabilir. Bunları da olasılık olarak hesaplayan bu bilim insanları, 1.000 yılda ne kadar yayılınabileceğini hesapladılar. 50 milyon yılda 130.000 ışık yılı yayılınabileceği sonucunu buldular. Dünya gibi gökadanın kenarına yakın bulunan gezegenden çıkılmış olsa bile, tüm gökadaya bu kadar sürede yayılınabileceğini hesapladılar. Çok daha yavaşlatılsa bile sürenin çok uzun olmayacağı ortaya çıktı.

Bir gezegende yaşam ortaya çıkıp, insan gibi zeki canlıların evrimi açısından epeyce zaman gereklidir ancak gökadanın yaşına bakıldığında, Dünya'dan çok önce böyle zeki yaratıkların ortaya çıkmış olma olasılığı vardır. Hatta 1 milyar yıl önce bile bu mümkün olmuş olabilir. Bu makaleye göre, "gökadaya yayılmak çok uzun sürer", "yeterli zaman yok" ya da "gökada çok büyük" gibi gerekçelerle bu yayılmanın olamayacağını söyleyenler haksız çıkıyorlar.
Bunu daha önce ortaya çıkmış bir uygarlığın yapmış olması gerektiği düşüncesini çürüten düşünceler ise, ya henüz bizim olduğumuz yere ulaşamadıkları ya da bu yayılmayı başlatacak ilk uygarlığın Dünya Uygarlığı olacağıdır.
Sonraki yazımızda konuyu anlatmayı sürdüreceğiz.

Kaynak: Açık Üniversite, Economist