Akkuyu Nükleer Santralı projesi ile ilgili 27 Kasım 2017 tarihli yazımda santralın yarabileceği ulusal güvenlik sorununa değinmiştim.[1]  Bu yazımda bilgi edinememe sorunundan bahsedeceğim.

Eylül ayının sonundan itibaren Dünya kamuoyunu özellikle Avrupa'yı radyoaktif sızıntı meşgul etti. Uzun araştırmalar sonunda sızıntının kaynağının Rusya'ya ait Mayak Kullanılmış Yakıt Tesisi olduğu ortaya çıktı. Olayın Avrupa'da gündem olması üzerine Türkiye'de de nükleer karşıtları radyoaktif bulutların Türkiye'den geçip geçmediğini sormaya başladılar. [2]  Kime sormaya başladılar, tabi ki bu konuda yasal olarak tek yetkili ve görevli kurum olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)'na. Ben de 27 Kasım gecesi TAEK'e [email protected] adresinden şu soruyu sordum; "...uzunca süredir Dünya ve Avrupa kamuoyunu meşgul eden radyoaktif sızıntının kaynağının Rusya'ya ait Mayak Kullanılmış Yakıt Tesisi olduğu ortaya çıktı, bu konuda kurumunuzun bir çalışması ve tespiti var mı? Radyoaktif bulutlar Türkiye semalarından geçmedi mi?..." Epostama ertesi sabah yanıt geldi; "4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu uyarınca yapılacak bilgi edinme müracaatlarını değerlendirmek üzere 2004 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bünyesinde Bilgi Edinme Birimi kurulmuştur. Bu kapsamda yanıtlarını web sitemizde bulamadığınız sorularınız için kurumumuz http://www.taek.gov.tr/kurumsal/birimler/diger-birimler/bilgi-edinme-birimi.html internet adresi aracılığıyla Bilgi Edinme Birimimizden bilgi alabilirsiniz" Oysa konu acildi, bir takım prosedürlerle geçirecek zamanımız yoktu; "üzerimize yağan yağmurlar radyoaktif bulaşıklı mıydı?" Bir yurttaş olarak görevli ve yetkili kurumdan bilgi istemiştim. Bu arada "Esrarengiz radyasyon bulutları İstanbul'un üzerinden geçti!" haberi[3] gündeme düştü.

Dedikleri gibi bilgi edinme hakkı başvurusu yaptım ve yedi gün sonra T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) kanalıyla yanıt geldi; "...İlgide kayıtlı başvuru incelenmiş olup, başvuru tarihi dikkate alındığında talep edilen bilgiler, Kurumumuz tarafından 29/11/2017 tarihli basın bildirisi (http://www.taek.gov.tr/slide/1693-basin-bildirisi.html) ile kamuoyuna duyurulmuştur..." Linkten basın açıklamasına baktığımızda "...yapılan ölçümlerde 29 Eylül ilâ 10 Ekim 2017 tarihlerinde havada eser miktarda Rutenyum 106 (Ru-106)'ya rastlandı, ülkemizde ölçülen değerler Avrupa ülkeleri ile paralellik gösteriyor "mikroBecquerel" mertebelerindeki bu aktivite herhangi bir sağlık sorunu oluşturacak değerlerin çok çok altında..." yani rahat olun deniyor.

Bu açıklama sizi bilmem ama beni hiç rahatlatmadı. Tarihlere dikkat edin 27 Kasım, 28 Kasım'daki ölçüm sonuçlarından bahsedilmiyor, ya ölçüm yapılmamış ya da bir şey gizleniyor. Daha da vahim olanı TAEK'in uzun süre sessiz kalması, sorumluluğunda olan bir konu Avrupa'da bir aydan fazla süredir, Türkiye'de de bir haftadan beri gündem oluyor, gazeteciler, yurttaşlar soruyor, ondan sonra kamuoyuna açıklama yapılıyor.
Buna umursamazlık denir, böyle bir anlayışla ve böyle güven vermeyen kurumlarla bir de nükleer santral kurulmaya kalkışılıyor. Nükleer santral bu şakaya gelmez.

[1]  http://www.haberekspres.com.tr/nukleer-santral-nimet-mi-tehdit-mi-makale,6227.html
[2]  https://yesilgazete.org/blog/2017/11/24/taeke-soruyoruz-radyoaktif-bulutlar-turkiyeyi-atlayarak-mi-ilerledi/
[3]  http://www.hurriyet.com.tr/esrarengiz-radyasyon-bulutlari-istanbulun-uzerinden-gecti-40656909