Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir’in Gaziemir İlçesi’ndeki Gülbahçe Camisi’nde cuma namazını kıldıktan sonra geçen yıl Afganistan’da şehit olan oğlu Murat Yıldız için tavuklu pilav, ayran ve lokum dağıtan emekli astsubay Osman Yıldız’a başsağlığı diledi. Tavuklu pilavı yiyen Bakan Yıldırım, şehidin eşi Ayşegül ile kardeşi Burak’a da taziyelerini sundu.

Bakan Yıldırım, ardından Gaziemir’in merkezinde esnafı ziyaret etti, kahvede çay içti. Meydanda ayakkabılarını boyatan Yıldırım ile boyacının diyaloğu dinleyenleri kahkahalarla güldürdü. Bakan Yıldırım, ilçenin en eski boyacısı olmakla övünen boyacıya "Bazıları çorap kirlenmesin diye boyarken plaka koyuyor, sen koymadın" dedi. Boyacı ise "Onlar acemiymiş. Usta boyacının yapacağı iş mi o?" diye karşılık verdi. Bakan Yıldırım da "Sert kayaya çarptık galiba. Afedersin, kendimize gelelim" dedi. Bu diyalog, çevredekileri kahkahaya boğdu.

Yıldırım ayakkabılarını boyarken cep telefonları ile fotoğrafını çeken vatandaşlara dönüp, gülümseyerek, "Ne oluyor ya hiç ayakkabı boyatan adam görmediniz mi?" dedi. Yıldırım, boyacıya 50 lira verdi.

Bakan Yıldırım, Konak İlçesi'ndeki muhtarlarla buluşmak için Gaziemir’den ayrıldı.


'İNTERNET ÇIKTI MUHTARLARIN İŞİ BOZULDU'

Öte yandan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 113 mahallesi olan Konak'ta muhtarlarla buluştu. Bordo Yeşil Restaurant'da gerçekleştiren toplantıya, 30 muhtar katıldı. Muhtarlar, özlük hakları, yetki- sorumlulukları ve kentsel dönüşümden kaynaklanan sıkıntılarını iletti.

Bakan Yıldırım, muhtarların sorunlarının yerel yönetimlerle ilişkilerin sağlıklı kurulmamasından kaynaklandığını öne sürerek, şunları söyledi:

"Bunun faturası bu ilişkiyi kuramayanlara kesilir. Aslında muhtarlık müessesesi yeni yasa ile daha anlamlı hale geldi. Çünkü Büyükşehir'e verilen yetkiler ve bütçeler doğrudan sizin denetiminizden geçecek. Büyükşehir Belediye Başkanı'na sizin mahalleniz karar verecek. Güçlendikçe sesiniz gür çıkar, istediğinizi daha iyi ifade eder daha iyi sonuç alırsınız. 'Biz muhtarlar için şunları yaptık bunları yapamadık' diye bir savunma mantığı ile burada bir açıklama yapmayacağım. Yapılanlar var ama beklentilerinizi karşılamadığını biliyoruz. Maaş durumuyla ilgili sosyal güvenlik primlerinin yükselmesi talepleri var. Maaş artışı gündemimizde olan konudur. Eskiden muhtarların geliri vardı ama bilişim gelişti o da bizim kabahatimiz. İnternet çıktı muhtarların işi bozuldu. O nedene yeni bir yapıya girmemiz lazım. Vatandaş cep telefonundan, işinden, evinden işini görsün, devlet kapılarında ziyan olmasın. Size yeni sorumluluklar verilmeli ve bu sorumlulukların karşılığı olmalı. Cezada devlet memuru, takdirde hiçbiri yok. Bu adil değil, bunun farkındayız. Bu konu gündeme gelecek."

'BELEDİYE BAŞKANI OLACAKSIN İNİSİYATİF VE YETKİ KULLANACAKSIN'

Bakan Yıldırım, belediyelerin muhtarlara meclis kararlarıyla maddi destek sağladığını ima ederek, destek vermeyenlere yönelik şunları söyledi:

"Biz elektrik parasını, interneti, ofis masraflarını veremeyiz! İstanbul, Konya nasıl veriyor? Onların başka kanunu mu var? Belediye başkanı olacaksın. İnisiyatif ve yetki kullanacaksın, bahane üretmeyeceksin. Yeni yasa adını da koydu. Kamunun kaynakları kimin? Vatandaşın. Vatandaş, yemiyor içmiyor biriktiriyor, getirip veriyor. Vatandaşa afra tafra yapmaya hakkımız yok. Kral vatandaştır. Unutmayın, beş yıl çabuk geçer. Bir bakarsınız beş yıl bitmiş. Vatandaşın kapısını çaldığında `hoşgeldiniz reis bey' demiyorsa o zaman yandınız. Benim için siyaset eşittir hizmet. Arkasında hizmet yoksa olmaz olsun o siyaset."

'BU KENTİN MİLLETVEKİLİ OLMAKTAN HİCAP DUYUYORUM'


Bakan Yıldırım, bir muhtarın alt geçit talebi üzerine sert çıkarak, şunları söyledi:

"Biraz sabret, bunlar geçecek. Bu kentin milletvekili olmaktan hicap duyuyorum. 2013 yılının alt geçidi yok, körfeze lağım suyu akıyor, biz nerede yaşıyoruz arkadaşlar. Türkiye'nin istiklalinin sembolü olmuş, başkenti olmuş İzmir'de şu konuştuğumuz şeylere bak. Dişimi sıkıyorum. Şu projeleri geciktirmek için elinden geleni yapanlar var ama inat edeceğiz yılmayacağız yapacağız."

'İŞİNİ ZAMANINDA YAPSAYDI BU SORUNLAR OLMAZDI'


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanı Binali Yıldırım, Büyük Kanal Projesi'nde yaşanan tıkanıklıktan dolayı lağım sularının İzmir Körfezi'ne akmasını da şu sözlerle değerlendirdi:

"İzmir Körfezi'nin kuşaklama kollektörü var. 2.20 metre çapında. Yüzde bir eğimle buraya evsel atıklar bağlanıyor. Bu evsel atıklar, kuzeyde güneyde arıtma sistemine gidiyor. Arıtılan su, deşarj olup gidiyor. Neden bu sular körfeze akıyor. Eğer bu kollektörün bakımını düzenli yapmazsanız, yağmur suları da sisteme karışırsa gelen pislikler gidemez, kolektör tıkanır ve taşma yapar. Taşma yapınca da pis sular evsel atıklar körfeze akmış olur. Bu da körfezi kirlentir, kokuları artırır. Peki kim yapacak bunun bakımını? Belediye yapacak. Demek ki yapmamış. İşini zamanında yapsaydı, bu sorunlar olmazdı. Şimdi 'Firma kiralayıp, üç ayda yapacağız' diyorlar. Bu sorun yaşadıktan sonra olmaz. Bu düzenli olarak yapılmalı."

'GÖZTEPE DE BİZİM KARŞIYAKA DA'

Bakan Yıldırım, basın mensuplarının 17 Mart Pazar günü Karşıyaka ile Göztepe futbol takımları arasında derbi karşılaşması olduğunu hatırlatıp, Konak'ta muhtarlarla buluşmasında Göztepe atkısı taktığını hatırlatması üzerine "Göztepe de bizim Altay da Karşıyaka'da, Altınordu da. Tatlı rekabetin görsel anlamda güzel bir maça şölene dönüşmesini arzu ediyoruz. Maç ertelenme kararı alınmıştı, doğru olmadığını söyledik. Zamanında yapılacak. İzmirli taraftarlar o muazzam stadı hınca hınç doldursun" dedi.
Editör: Haber Merkezi