İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fehmi Akçiçek, Bakanlığın 'Neden sen?' sorusuna 'Sağlıkta şiddet, neden sağlıkta dönüşüm süreciyle birlikte patlama yaptı?' sorusuyla yanıt verdi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun geçtiğimiz günlerde açıkladığı 'Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem Planı'na ve bu plan kapsamında birden fazla şiddet durumuyla karşı karşıya kalan hekim ve sağlık çalışanlarına 'Neden sen?' sorusunun sorulmasına meslek odaları temsilcilerinden tepki geldi.

İzmir Tabip Odası (İTO) Başkanı Dr. Fehmi Akçiçek, hekim ve hasta ilişkisinin 'şiddet' boyutuna varmasında hekimlere dayatılan çalışma koşullarının en önemli etkenlerden biri olduğuna dikkat çekerek, Bakan Müezzinoğlu'nun 'Neden sen?' sorusuna, soruyla yanıt verdi.
İTO Başkanı Dr. Akçiçek, Bakan Müezzinoğlu'na, önce "Yineleyen şiddet deneyimi yaşayan hekime/sağlık çalışanına "Neden sen?" sorusunu sormak yerine olaya daha geniş açıyla bakıp "Neden sağlıkta dönüşümden sonra?" sorusunu sormak gerekmez miydi? Sağlıkta şiddet neden sağlıkta dönüşüm süreciyle birlikte patlama yaptı sorusunun yanıtı aranmaya değerdir" dedi.

'Şiddet ortamı kaldırılmadıkça plandan sonuç alınamaz'

Akçiçek, eylem planında yer alan tekrarlayan şiddet olgularında sağlık çalışanlarının ve hekimlerin sorgulanması maddesinin ilk başta mantıklı olduğunu ancak şiddet ortamını doğuran nedenler kaldırılmadıkça planın sonuç alıcı olmayacağını iddia etti:
Yineleyen şiddet olgularında adı geçen sağlık çalışanlarının izlem altına alınması ve gereğinde sorgulanması ilk bakışta anlamlı ve mantıklı gelebilir kimilerine. Ancak, sağlıkta şiddeti doğuran ve seri bir biçimde üreten nedenler varlığını güçlü bir şekilde sürdürdükçe bu gibi nedene değil de sonuca yönelen eylem planlarının sonuç alıcı olmaktan uzak, göz boyayıcı yaklaşımlardan öteye geçemeyeceğini öngörmemiz hiç de zor değildir.


'Asıl amaç, hizmetlerin 24 saate yayılmak istenmesi'

Bakanlığın hizmetleri 24 saate yayma şeklindeki yaklaşımını gözden geçirmesi gerektiğini kaydeden İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fehmi Akçiçek, hekimin parçabaşı üretim yapan bir öğeye indirgenemeyeceği ve bunun şiddet ortamını daha da körükleyebileceği uyarısında bulundu:
Hasta-hekim ilişkisini zedeleyen, insani olması gereken ilişkiyi önemsizleştiren uygulamalar da gözden geçirilmelidir. Hastayı memnun etme adına hekimi parçabaşı üretim yapan bir öğeye indirgeyen anlayışın sağlıkta şiddeti körüklediği akıldan çıkartılmamalıdır. Bu anlayış, yalnızca hekim-hasta ilişkisini değil hekim-hekim ve hekim-sağlık çalışanı ilişkisini de bozmakta ve çalışma barışı üzerinde ciddi tehdit oluşturmaktadır.
"Öncelikle Sağlık Bakanı'nın sağlıkta şiddet gerçeğini görmüş olması ve kendince de olsa eylem planı geliştirmiş olması olumlu bir durumu ifade eder. Ancak, bu durum sayın bakanın eylem planını eleştiriden bağışık tutmamızı gerektirmez" diyen oda başkanı Prof. Dr. Fehmi Akçiçek, Bakanlığın açıkladığı eylem planında şiddeti önleme gerekçesinin ön plana atıldığını ancak asıl amacın şiddeti önleme gerekçesiyle sağlık hizmetlerini 24 saate yayma olduğunu savundu:
Bir başka eleştiriye değer önemli nokta sayın Bakanın şiddeti önleme gerekçesiyle sağlık hizmetlerini 24 saate yayma tasarımıdır. Mevsimsel eğilimleri de göz önünde bulundurarak kimi dallardaki uzmanların nöbete konulması, hastalar yönünden hoş karşılanabilecek bir uygulama gibi görünebilir. Ancak, bunun kadar önemlisi Türkiye'de bir yıl içinde nüfusun bir buçuk katına yakınının acillere başvurmuş ve başvurmakta oluşu gerçeğidir. Genelde tüm sağlık ortamlarının ama özellikle de acillerin başa çıkılamaz bir iş yükü ile karşı karşıya olduğu kesindir. Bunca iş yükünün de şiddeti doğurmasına şaşırmamak gerekir. Geçtiğimiz günlerde sağlıkta sevk zincirinin çalıştırılması yönünde düşünceler olduğu yansımıştı basına. Özde doğru ama gereken hazırlık ve bilinçlendirme yapılmadan uygulanması durumunda eşi benzeri görülmemiş bir karmaşaya yol açması şaşırtıcı olmayacak; bu gibi uygulamaların da sağlıkta şiddeti artırmasına şaşırılmaması gerekecektir.
Editör: Haber Merkezi