Zeynep Kaya- Zeytinciliğin idam fermanı olarak kabul edilen Zeytincilik Yasası'nın 20. maddesinin değiştirilmesi 7. kez gündemde. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde daha önce tüm partilerin oyları ile 6 kez reddedilen, Zeytincilik Yasası'nın 20. maddesine ilişkin değişiklik 7. kez meclise gelecek.

Bundan böyle zeytinlikler "alternatif alan bulunmaması" ve çoğunluğunu bakanlık temsilcilerinin oluşturduğu kurulun uygun bulması halinde sanayi yatırımına açılabilecek. Ayrıca bir dekar alanda en az 15 kültür çeşidi veya yabani zeytin bulunmayan alanlar zeytinlik saha kabul edilmeyecek.

Varolan yasaya göre zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 km mesafede zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamıyor. Tasarıya göre alternatif alan bulunmaması ve bakanlık temsilcilerinin çoğunlukta olduğu Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu'nun uygun görmesi halinde kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ya da valiliklerin izniyle yatırım yapılabilecek.
 

'Bu tasarı akıl karı değil'


Konuya ilişkin açıklama yapan Avukat Şehrazat Mercan, "3573 sayılı zeytinlerin ıslahı ve yabanilerin aşılattırılması hakkındaki kanun" özel bir kanundur. Özel kanunlar genel nitelikli kanunlarla yarıştığı zaman, ikisi de uygulama alanı bulur ve özel kanun öncelikli uygulanır. Çünkü bu bölgede ve ülkede tarım konusunda zeytin çok önemli bir gelir kaynağıdır. Aynı zamanda önemli bir coğrafya değeridir zeytin. Böyle özel bir kanunda dahi, kanunu bertaraf edecek şekilde yönetmelik değişikliğine gittiler. Bu yönetmelik değişikliğine biz, İzmir-Manisa çevresindeki ve Edremit-Burhaniye Bölgesi'ndeki Ulusal Zeytincilik Konseyi adına Ziraat Mühendisleri Odası'yla, Peyzaj Mimarları Odası'yla görüşerek dava açtık. Davanın sonunda önce yürütmeyi durdurma kararı reddedildi. Buna itiraz ettik tabii ki ve büyük kurula gitti. Orada bu red kararını kaldırıp, yürütmeyi durdurma kararı verildi. Şimdi siz bu yönetmelik değişimindeki metni aynen getirip kanuna koyuyorsunuz. Akıl karı değil bu" diye konuştu.
 

'Ülkenin gerçekleriyle örtüşmeyen bir kanun'


Avukat Mercan, zeytinlik alanlara sanayi tesisi yapılmasına kapı aralayan torba tasarının meclise sunulmasıyla ilgili olarak "Bugün Meclis'te çoğunluğunuz olabilir, el sayısı fazla olabilir. Bu kanunu geçirebilirsiniz. Ama coğrafyanın, ülkenin gerçekleriyle örtüşmeyen bir kanun bu. Bu olay şuna benzer: Afrika'da gelirinin büyük bir kısmını, örneğin muzdan ya da başka bir üründen elde edilen bir ülkeye siz bunu yasaklıyorsunuz. Arkasından ithal etmeye zorluyorsunuz. Bu hukuken vahim bir durum. Bu tasarıya büyük kesimler tarafından da karşı durulacağını biliyorum. Bu kanun değişikliği Meclis'ten geçmemeli" diye konuştu.
 

'Bu tasarı zeytinciliğin felaketi olur'


Meclise sunulan '1 dekarlık alanda 15 zeyti bulunmayan alanlar zeytinlik olarak kabul edilmeyecek' maddesine ilişkin Avukat Şehrazat Mercan şöyle devam etti:
Zeytin kanununa göre, zeytin ağacını sökemezsiniz. Şimdi bunları da gevşetmişler. Bir dekarlık alanda 15 zeytin ağacı olmazsa zeytinlik kabul edilmeyecek deniyor. Bir kere Ege'de çok büyük parsel büyüklüğü olan araziler, zeytinlikler yok. Burada bir dönümde 13 tane zeytin ağacı olabilir, yanındaki parselde 20 tane olabilir. Bunun da düşünülerek ve bunun da bilimsel bir gerçekliğe dayanılarak oraya konulduğunu zannetmiyorum. İleriye dönük plan ve proje doğrultusunda konduğunu düşünüyorum. Yarın şunlarla da karşılaşacağız, farz edelim ki bir dekarda 15 zeytin ağacı var, kanunda komisyon kurulmasından bahsediliyor. O komisyona giden her şey berbat olacak. Komisyonun takdirine bırakacaksınız. Komisyon diyecek ki, bu ağaçlar verimli değil, mahsuldar değil. Daha bir sürü alt parantez açılmaya başlanacak. Bu zeytinciliğin felaketi olur, sonu olur. Bizim o özel yasaya sahip çıkmamız gerek. Bu birinci maddeden sonuncu maddeye kadar birbiriyle uyumlu, birbirini destekleyen bir ürünü ülkenin gelişimi için gerekli gören bir kanundur. Bir bütünün içinden bir parça çekip atarsanız, kalanı mahvolur.
 

Örnekleri Soma'da yaşandı


Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) Genel Sekreteri Ali Bülent Erdem, "Ben Soma'da yaşıyorum. Bunun neden yapıldığının en güzel örneklerinden biri Soma'da yaşandı. Yırca'da, biliyorsunuz, 6600 zeytin ağacını kesmişlerdi. Mevcut zeytin yasasına göre mahkemeye başvurulduğu için burada santral yapılması engellendi. Orada acil kamulaştırma yapılmıştı. Köylüler orada direndiler. Konuyla ilgili bir dava açıldı. Mevcut zeytin yasasına dayanılarak da acil kamulaştırma yapılamayacağı mahkeme kararıyla ortaya çıktı. Bunun üzerine Yırca'da santral yapılamamıştı. Türkiye enerjiye dayalı bir kalkınma modeli içinde. Özellikle Ege ve Akdeniz'in her yerinde zeytin ağaçları var. Mevcut zeytin yasasına göre de sanayi 3 km uzaklıkta ancak kurulabiliyor, daha yakınında kurulmuyor. Bu onlar için ciddi bir engel oluşturuyor. Bugüne kadar bu yasanın değişmesi için 6 kez girişimde bulunuldu ama büyük tepki çekti ve bu yasa değiştirilemedi. Biz Çiftçi-Sen olarak da bununla ilgili kampanyalar yürüttük, yasa geriye çekildi. Şu anda zaten kanun hükmünde kararnamelerle, OHAL'le o zeytin alanlarının enerjiye ve ulaşıma açılmasının önü açılmaya çalışılıyor. Bu çok büyük bir tehlike. Zeytin bu bölge için hem önemli bir gelir kaynağı hem de kültürel olarak yüzyıllardan beri zeytin üzerinde gelişmiş bir yapı var ve bu yapı dağıtılmak isteniyor. Biz Çiftçi-Sen olarak zeytincilikle ilgili yapılan bu yasaya karşı mücadeleye devam edeceğiz.