Türkiye oldukça kötü bir referandum süreci yaşadı. İktidar ve ona eşlik eden (artık muhalefet partisi diyemeyeceğimiz) MHP, evet-hayır arasındaki tartışmayı istikrar-terör mücadelesi biçiminde gösterme konusunda özel bir gayret gösterdiler. Tehlikeli bir dille, kutuplaştırıcı bir kampanya yürüttüler.
    
Bu kampanya referandum sonrasında da sürüyor. Oylarına sahip çıkan, meşru hak taleplerinde bulunan yurttaşlara ve bu yurttaşların politik temsilcilerine bu kez ironik bir şekilde "Batı ajanı" yakıştırmasında bulunuluyor.
    
Yakın tarihte, kimin Batı'nın emperyal çıkarlarının Ortadoğu'da uygulayıcısı olduğu net bir şekilde ortadayken, böyle bir yakıştırmanın oyuna sahip çıkma amacındaki yurttaşlara ve onların siyasi temsilcilerine yapılıyor olması, yurttaşların zihninde şaibelerin varlığına yönelik bir algıyı arttırmaktan başka bir sonuç doğurmuyor.
    
Gazeteler, Soğuk Savaş döneminin hem komünist hem de kapitalist bloktan üye kabul eden tek Avrupa örgütü olan ve ideolojik etkilerden göreceli bağımsız bir yapı olarak bilinen AGİT'e yönelik bir kampanya yönetiyorlar. Muhalefeti terörle ilişkilendirmek yetmedi, bu kez Avrupa'nın en saygın uluslararası örgütlerinden biri olan AGİT, terörizm ile ilişkilendiriliyor.
    
Kendilerini yargı organları yerine koyan ve hüküm veren basın kuruluşları, trajikomik bir hal içindeler. Bir ulusal basın organının cuma günkü ilk sayfa haberinde şu ifade yer aldı: "CHP sonuç çıkmayacağını bile bile Türkiye üzerinde baskı kurmak isteyen çevrelerin değirmenine su taşıyor".
    
Birinci itiraz, sonuç çıkıp çıkmayacağına karar verecek merci siz misiniz?
İkincisi, haksızlığa uğradığını düşünen bir yurttaşın yahut bir siyasi hareketin hak arama hürriyetini, başka çevrelerin niyet okuyuculuğuyla gasp etmeyi nasıl düşünebilirsiniz?
Bu veriler, demokrasinin ve onun olmazsa olması olan çoğulculuğun Türkiye'de ne kadar zayıf bir halde olduğunun somut göstergeleri.
Acaba, kendilerine verilen toplumsal desteğin azalmaya başlamasıyla birlikte nepotizm (yandaş kayırma) ağları paranoyalar üretme evresine mi geçtiler?