Mobbing ile Mücadele Derneği (MOBBİNGDER) Başkanı Hüseyin Gün, 'Çalışma yaşamında hep var olan fakat görmezden gelinen mobbingin, birçok iş yerinde hâlâÇ çok sayıda çalışanın kâbusu olmaya devam ettiğini söyledi. Gün,'Mobbinge uğrayan kişi işsiz kalma korkusunu yenerse bu süreç atlatılabilir' dedi

Mobbing ile Mücadele Derneği (MOBBİNGDER) Başkanı Hüseyin Gün, iş yerinde Mobbing'e (Psikolojik Şiddet) uğrayanlar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mobbing şikayetlerinin yüzde 60'ının kadınlardan yüzde 40'ının da erkeklerden geldiğini belirten Gün, birçok şikayetin mobbingi aşıp cinsel taciz boyutuna ulaştığını belirterek 'Mobbinge uğrayan kişi işsiz kalma korkusunu yenip haklarını arayabilirse zarar görmeden bu süreci atlatabilir. Sürecin sonunda işsiz kalmakda olabilir ancak yaşadığı haksızlık kişiyi daha çok gergin ve mutsuz hale getiriyor. Kişi kendine mobbing uygulanmaya başlandığı andan itibaren kendisine baskı kurmak isteyene izin vermez ve doğru adımları atarsa çaresiz olmadığını karşısındakine göstermiş olur' açıklamasını yaptı.

Mobbing nedir?

Mobbing; Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit vb. şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırıdır. Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp işverenin ima ve alay ile karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren, saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır. Mobbing uygulayan kişiye 'tacizci', mobbinge maruz kalan kişiye ise 'mağdur' denir. Mobbinge maruz kalan kişiler gördükleri zararın büyüklüğü ve etkisiyle, işlerini yapamaz duruma gelirler. Araştırmalar göstermiştir ki, en kısa mobbing süresi 6 ay, genelde ortalama süre 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı dönem ise 29-46 aydır. Hangi işyerlerinde ve hangi kişilerin mobbinge uğradığına bakıldığında araştırmalara göre kÇr amacı gütmeyen kuruluşlar, öncelikle sağlık ve eğitim sektöründe yaygın olduğu ve özellikle de üniversitelerde bunun çok daha sıklıkla yaşandığı görülmektedir.

Mobbing'in çıkış noktasıyla ilgili bilgi var mı?

Mobbing ilk olarak hayvanların kendi aralarındaki savaşta belirlenip, daha sonra çocukların birbiriyle olan zorbalık ilişkilerini tanımlamakta kullanılmıştır.1950-1960'lı yıllarda işyerlerinde yapılan araştırmalar, mobbingin sadece çocuklar arasında yaşanmadığını ortaya koydu. Mobbing kavramı ilk olarak 1984 yılında Dr. Heinz Leymann tarafından 'İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık' konulu raporda ortaya atılmış ve böylece bilimsellik kazanmıştır. Çalışma yaşamında hep var olan fakat görmezden gelinen mobbing, birçok iş yerinde hÇlÇ çok sayıda çalışanın kÇbusu olmaya devam etmektedir. Bazen hakaretle, aşağılamayla bazen de normalin üzerinde aşırı iş yükü yükleyerek kendini gösteren bu davranışa maruz kalmak çalışanın hem psikolojik hem de fizyolojik olarak etkilenmesine neden olur.

Aşağılama, yıpratma gibi hareketlerin süreklilik mi arz ertmesi gerekiyor Mobbing sayılabilmesi için yani bir nevi kasıt?

'Sistematik' tespitinin yapılması için, uzmanlar en az altı aylık bir süre öngörüyorlar. Burada  anlık, stresten kaynaklanan sorunlar kastedilmemektedir. Yaşanan her çatışma ya da her anlaşmazlık psikolojik taciz olarak değerlendirilmemelidir. Bir olguya psikolojik taciz diye bakabilmek için davranışların ayda birkaç kez tekrarlanması, birbiri ardına birtakım evreler içinde geçmiş olması, uzun süre devam etmesi ve davranış tarzlarının kişiye kötü muamele şeklinde olması gerekmektedir. Bir ya da birden fazla kişiye yöneltilen ve tekrar eden olumsuz davranışlarda iletişim olgusu olduğu için iki taraf vardır. Tacizi yapan ve hedef kişi arasında açık bir güç eşitsizliği bulunmaktadır. Kurban konumundaki kişi devamlı kaybeden kişi konumundadır. Bir tacize mobbing denilebilmesi için en azından, kasıtlılık, süreklilik ve sistemlilik niteliklerini taşımalı ve bunların varlığının teşhisi içinse, çatışmanın, kurum kültürünün ve taciz sürecinin incelenmesi gerekmektedir.

Antidepresanları insanların aspirin gibi kullanmaya başlamasında mobbingin önemli bir rolü var öyleyse?

Güzel bir tespit. İnsan zihninin nasıl sınırları yoksa psikolojik taciz yapan insanların da taktikte sınırları yok. Mobbing uygulamak isteyenin altında yatan temel dürtü aslında aşağılık kompleksi. Birey kendini iyi hissetmenin yolunu karşındakini küçümseme, yıpratma ve ezmekde buluyor. Karşısındaki insanı birer tehdit olarak görmek başta iş yerleri olmak üzere tüm insan ilşkilerini olumsuz etkiliyor.  Bu nasıl olur dediğimiz akıllara ziyan konular bile psikolojik taciz sürecinde mağdura karşı uygulanmaktadır. Mağdurların çoğu kendilerine yapılan olayları bir bütün olarak görememekte ve yaşadığı sürecin mobbing olduğunun farkına bile varamamaktalar.

Türkiye'de antidepresan tüketimi yıldan yıla artıyor. Kutu adeti olarak baktığımızda; 2009'da 53 milyon, 2010'da 57 milyon ve 2011'de 61 milyon kutu kullanılmıştır. Bu veriler 2000 yılından itibaren karşılaştırıldığında Türkiye'de insanların yoğun bir şekilde anti-depresan ve anti-psikotik ilaçlara yöneldiğini gösteriyor. Bu grup ilaçlardaki artış çalışanların rekabetçi ve katı hiyerarşik ortamda ne denli mobbinge maruz kaldığının somut göstergesidir.

Mobbing mağdurları dava açabilir mi?


Manevi tazminat davası açılabildiği gibi mobbing uygulandığı sırada mağdura karşı yapılan eylemler TCK'ya göre suç oluşturabilmektedir. Örneğin görevini kötüye kullanma, işkence ve eziyet gibi. Medeni Kanun 24 ve 25'inci maddeleri, Borçlar Kanunu'nun 58'inci maddesi, Avrupa Sosyal Şartı'nın 26'ncı maddesi, İş Kanunu'nun 5, 24 ve 77'nci maddeleri kapsamında ve yeni yürürlüğe girmiş olan Borçlar Kanununun 417. maddesi kapsamında mobbing eylem ve işlemler için mağdurlar adına manevi tazminat davası açılabilmektedir. Mağdurun cesur olması ve  yaşadıkları sorunu çözümsüz bir sorun olarak görmemeleri gerekir. Her ne kadar iş güvencesinin olmaması özel sektör çalışanları bakımından bir zafiyet gibi görünse de kurumsallaşmış kuruluşlarda açılan mobbing davaları kazanılmaktadır. İş hukukunda genelde işçiyi korumaya yönelik hükümler yer almakta ve mahkemelerde bu konuda hassasiyet göstermektedir.  Mobbingi ile Mücadele Derneğimizin  genel merkezi Ankara'da. Türkiye genelinde ise İstanbul, Erzurum, Kayseri, Antalya, Mersin, Kütahya başta olmak üzere birçok şehirde temsilciliklerimiz bulunuyor. Derneğimiz tarafından yapılan hizmet doğrudan doğruya mağdurların mağduriyetlerini gidermeye yöneliktir. Mağdurları bilgilendirme ve onları yönlendirme ve mobbing sürecinden en az yara ile kurtulmalarını sağlıyor. Eğer mobbinge uğrayan kişi bize müracat ederse biz kişinin neler yapabileceği ve nereler başvurabileceği konusunda yardımcı oluyoruz. Yeterki bize gelsin ve açık yüreklilikle olanları anlatabilsin.

En çok hangi meslek kuruluşlarında mobbinge sık rastlanıyor?

Mobbinge uğrayan meslek kuruluşlarının başında sağlık çalışanları, ikinci sırayı eğitim sektörü ve özellikle milli eğitime bağlı okullarda çalışan öğretmenlerden şikayet geliyor. Üçüncü sırada üniversitelerden özellikle öğretim elemanlarından şikayet geliyor. Dördüncü sırada finans sektörü ve beşinci sırada ise üniformalılar tarafından çokca müracaat var.
Mobbing özellikle hiyerarşik bir yapılaşmanın olduğu gruplarda, zayıf bir kontrolün olduğu örgütlerde, güçlünün altta kalanlara psikolojik yollardan baskı yapmasıdır.
En az şikÇyette bulunanlar imalat sektöründe çalışan ilkokul mezunları. Mağdurların çoğu yaşadığı sürecin mobbing olduğunu uzun süre fark edemiyor. Son dönemde sosyoloji ve hukuk başta olmak üzere çeşitli alanlarda disiplinlerararası çalışılan bir konu haline gelmiştir.  İşsizliğin yüksek olması ve çalışanın değersiz görülmesi de mobbingin oluştuğu işyeri sayısını artırmaktadır. Sonuçta her işyerinde ve her türlü kuruluşta olabilir. Organizasyon bozukluğunun daha fazla olduğu işyerlerinde ise disiplin getirmek, verimliliği artırmak, refleksleri koşullandırma (askeri disiplin) amacıyla yapılır.

Ne tür insanlar genelde mobbinge uğruyor?

İşini çok iyi yapan, ilişkileri olumlu ve çevresindekiler tarafından sevilen, çalışma ilkeleri sağlam olan ve ödün vermeyen, kuruluşuna sadık olan, bağımsız ve yaratıcı, zorbanın yani mobbingcinin yeteneklerinden üstün özelliklere sahip olan insanlar en çok mobbinge uğruyorlar.

Mobbingcinin özellikleri neler?

Mobbingci genellikle kontrolcü, korkak, nevrotik ve iktidar açlığı gibi niteliklerle tanımlanır.
Aslında mobbingcinin ve kurbanın kişilik özellikleri ve işyeri koşulları bize mobbingin nedenlerini açıklıyor. Bunlar birisini bir gurup kuralını kabul etmeye zorlamak, düşmanlıktan hoşlanmak, can sıkıntısı içinde zevk arayışı, önyargılarını pekiştirmek olarak görülüyor. Bunlara ek olarak Mobbingcinin kötü kişiliği, bunu patron olması nedeniyle ilahi hak olarak görmesi, şişirilmiş benmerkezcilik, narsist kişilik, çocukluk travmaları vs. de sayılabilir.

Mobbingci sürekli sözünüzü keser, yaptığınız işi sürekli eleştirir, jest ve bakışlarla ilişkisini keser ve soğuk durur. Yazılı ve sözlü olarak tehditler savurur, çevresindeki kişilere sizi kötüler. Bütün bunların sonucu olarakda çevrenizdeki insanlar sizinle konuşmaz, size diğerlerinden ayrılmış bir işyeri verilir, sizinle ilişkiye geçmeleri yasaklanır, sanki orada değilmişsiniz gibi davranılır.
İtibarınıza saldırırlar, arkanızdan kötü konuşur, asılsız söylentiler çıkarılır, kararlarınız sürekli sorgulanır, özgüveninizi olumsuz etkileyen bir iş yapmaya zorlanırsınız.
Kişinin yaşam kalitesi ve mesleki durumuna ilişkin saldırılarda sizin için hiçbir özel görev yoktur, sürdürmeniz için anlamsız ve sahip olduğunuzdan daha az nitelik gerektiren işler verilir, işiniz sürekli değiştirilir. Ağır işler yapmaya zorlanarak fiziksel sağlığınıza doğrudan saldırılar yapılabilir.

Mobbing bir anlaşmazlıkla başlar, bu işin akışına ilişkin ya da bir davranışa ilişkin v.b olabilir. Daha sonra zorbanın saldırgan eylemleriyle devam eder, saldırganlığa zorbanın dışında yönetim veya iş arkadaşlarınızda katılabilir. Bir sonraki aşamada ise; sorunun kaynağı, problemli ya da akıl hastası olarak damgalanırsınız. Süreç işinize son verilmesi yada sizin ayrılmanızla tamamlanır.

Peki bu davranışlara maruz kalan insanlara ne oluyor?

Tabiki insanın mesleki bütünlük ve benlik duygusunu zedeliyor. Kişinin kendine yönelik kuşkusunu artırıyor ve paranoyaya, kafa karışıklığına neden oluyor. Kurban kendine güven duygusunu yitirir. Kendinizi yalıtabilir, huzursuzluk, korku, utanç, öfke ve endişe duyguları ile dolabilirsiniz. Ağlama, uyku bozuklukları, depresyon, yüksek tansiyon, panik atak, kalp krizine kadar giden sağlık sorunları ve travma sonrası stres bozukluğu yaratır. Bir kez daha işyerine dönemez, çalışamaz olabilirler. Tam anlamıyla çalışanın kuruma ve topluma olan katkısı sıfırlanıyor, kendisi büyük bir yük haline geliyor.

Nasıl başa çıkabilir?

En çok yeni bir iş aramanız, yardım almanız, kendinizi yalıtmamanız, özgüveninizi geliştirmeniz, olasılıkları hatırlamanız, yaranızı sarmaya çalışmanız, yasal işlem yapmanız ve sendikanıza başvurmanız önerilmektedir. Mobbingin psikolojik bir saldırı olduğu düşünülürse psikolojik savunma yöntemleri geliştirmeniz büyük önem taşımaktadır. Böylece aldığınız yaranın derinleşmesini önleyebilir ve iş yaşamının dışına atılmaktan kendinizi kurtarabilirsiniz.

Mobbingi durdurabilir ya da engelleyebilirmiyiz?

Aslında durdurmak ya da engellemekten önce bu sorunun varlığını anlamamız gerekiyor. Çünkü Türkiye'de ne yasal olarak tanımlanmış ne de bilinen bir olgu haline gelebilmiştir. Sınırlı sayıda insan kaynakları uzmanı ve sayılı psikologun dışında ne sendikalar ne de çalışma bakanlığı böyle bir sorunu gündemine almamıştır. Bu durumda sendikanıza danıştığınızda ya bu sorunu anlamayacak ya da işyerlerinde doğal bir süreç olarak göreceklerdir. Çünkü yaygın işsizlik ortamında sizin yerinize çalıştırmak istedikleri birisi mutlaka bulunmaktadır ve sırf bu nedenle size bu davranışı yöneltiyor olabilirler. Mobbing aslında sıkça kaşılaştığımız yıldırma kavramından çok uzak gibi görünmüyor. Fakat bugün yıldırma olgusu genel kabul görmüş ve üstünde bir çalışma yapmayı ya da engelemeyi pek de aklımızdan geçimediğimiz bir duruma dönüşmüştür. Bu nedenle hem olayın psikolojik boyutlarının hem de korunma ve önlemlerin öne çıkarılması açısında mobbingi kullanmayı tercih etmek gerekiyor.

Peki bu kavram üzerinden yani mobbing sürecinde çözümsüz müyüz?

Hayır tabiki değilsiniz. Zorbaya açıkça duruma itiraz ettiğinizi söyleyin, taciz edici söz ve davranışlarını durdurmasını isteyin. Yanınızda güvendiğiniz ve gerekirse tanıklık edebilecek bir iş arkadaşınız bulunsun. Olayları, verilen anlamsız emirleri ve uygulamaları yazılı olarak kaydedin.

İlk fırsatta zorbayı yetkili birine rapor edin, eşitiniz ise üstünüze, üstünüz ise yönetim kurulu ve insan kaynaklarına durumu açıklığıyla ve kanıtlarıyla bildirin. Gerekiyorsa, tıbbi ve psikolojik yardım alın, hem yardımcı olacaktır hem de kanıt oluşturacaktır. Şikayetiniz hakkında kuruluşunuz içinde ne yapıldığını araştırın. İş arkadaşlarınızla durumunuzu paylaşın, onlar da aynı şekilde rahatsız olabilirler, grupça başvurmanız daha etkili olabilir. Bunlar mobbingi bir bütün olarak durdurmuyorsa hukuksal başvuru için elinizde yeterince malzeme toplanmış olur. Suç olarak tanımlanmasıda uygulamaların azalmasında katkı sağlayacaktır. Hem mobbingcilerin geri çekilmesine hem de kurbanların çaresiz kalmasını engeleyecektir.