Burcu Şahin-Özel Ata Sağlık Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Sinem Aktaş, hızlı değişen mevsimler ve ısınan havaların insan vücudunda çeşitli değişikliklere yol açtığını söyledi. Özellikle yaz aylarında karşılaşılan burun kanamalarının gizli bir tehlike oluşturarak hayatı tehdit edebileceğini ifade eden Op. Dr. Aktaş, 'Güneşin etkisinin arttığı yaz aylarında, özellikle çocuklarda burun kanamalarında artış görülmektedir. Aileler için endişe verici olan bu durum aslında toplumun % 60'ında en az bir kere görülür. Yine sıcak ve kuru hava ile klimalar, çocuklar kadar ileri yaş yetişkinleri de etkiler. Özellikle tansiyon yüksekliği olan hastaların, güneşin etkisini daha yoğun hissettirdiği öğlen saatlerinde dışarıda kalmaları uygun değildir' dedi.

Hayatı tehdit edebilir

Burun kanamasının bir hastalık değil bir bulgu olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Sinem Aktaş, 'Burun vücudun ana atar damarından yoğun olarak beslenen bir organdır. Bu sebeple kanamanın etkisi basit olabileceği gibi hayatı tehdit edici halde alabilir. Çocuklarda daha çok burun ön kısmından, hafif-orta şiddetli, yeri kolay tespit edilebilen ve basit yollarla müdahale edilebilen kanamalar izlenir. İleri yaş yetişkinlerde ise daha çok burun arka kısmındaki damarlardan, nispeten daha şiddetli ve sıklıkla yakın takiple müdahale edilebilen kanamalar görülebilir' diye konuştu.

Burun kanamasının nedenleri


Burun kanamalarının sebeplerinin burun kaynaklı ve sistemik sebepler olarak iki ana başlığa ayrıldığını belirten Op. Dr. Aktaş, burun kaynaklı nedenler hakkında şunları söyledi:
Burundan kaynaklı sebepler arasında ilk olarak travmalar yer alır. Burun karıştırma her yaş için en sık görülen nedendir. Ayrıca, travmalar (burun kemiği ve / veya yüz kemiği kırıkları gibi) ya da cerrahi travmalar, sert burun temizliği de nedenler arasında sayılır. Aktif enfeksiyon hali, burun kaynaklı tümörler, burun bölmesinde eğrilik, dikenimsi çıkıntı, bölgesel delik gibi yabancı cisim, burun içindeki kuruluk ve kabuklanmalar burundan kaynaklı sebepler arasında yer alabilir. Havaların ısınması, klimaların yaygın kullanımı, kuru ve kirli hava, solunum havasında kimyasal gazların bulunması, damarsal bozukluklar, burun kanamasının önemli çevresel etkenleri arasındadır. Burun kanamasının sistemik sebepleri arasında da kronik hastalıklar (diyabet, hipertansiyon gibi), ilaç kullanımı (aspirin, kan sulandırıcı ilaçlar, kokain kullanımı, uzun süreli burun spreyi kullanımı gibi), kanama / pıhtılaşma bozuklukları (hemofili, lösemi, karaciğer yetmezliği, İTP gibi), genetik geçişli hastalıklar (Von Willebrand hastalığı, Osler Weber Rendu hastalığı gibi) yer alır.

Kanama anında ilk müdahale

Kanama anında hastaya yapılacak ilk müdahale hakkında bilgi veren Sinem Aktaş, öncelikle hastanın oturtularak sakinleştirilmesi ve tansiyonun ölçülmesinin yapılacak en uygun davranış olduğunu kaydetti. Aktaş, 'Hastanın dik pozisyonda oturtulması sağlanarak kanı yutması engellenmelidir. Burun boşluğundaki pıhtıların temizlenmesi ve burun kanatlarının sıkılarak baş öne eğik pozisyon verilmesi, burun köküne buz kompres yapılması hekime başvurana kadar geçen sürede uygulanmalıdır. Bu önlemler kanamayı bu aşamada durdurabilir' dedi.

 
Durdurulamayan kanamalarda doktora başvurulmalı


Sinem Aktaş, tekrarlayan kanamalarda ve 10 dakika burun kanatlarına basıldığı halde durmayan kanamalarda, vücutta eşlik eden başka kanamaların varlığında (idrar ya da dışkı gibi), yakın tarihte yüzü içine alan kaza ya da travma varlığında, ileri yaş hastaların tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklarının varlığında, vücutta eşlik eden başka morlukların varlığında, kanama sırasında ya da sonrasında sersemlik hissi, baygınlık, çarpıntı, ateş gibi şikayetler olması halinde kulak burun boğaz uzmanına başvurmak gerektiğini söyledi.

Burun kanamasına yaklaşım nasıl olmalıdır?


Hekime başvurudan sonra yapılan muayene ve gerekli tetkikler sonrası kanama odağı saptanarak, müdahaleye karar verildiğini kaydeden Op. Dr. Aktaş, burun kanamasının burun içi sebepleri dışında lösemi ya da pıhtılaşma bozuklukları gibi önemli hastalıkların habercisi olabileceğinin akılda tutulması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
Aktif olmayan ama kanama odağı olarak saptanan damarsal bölgeye, kimyasal koterizasyon ya da elektrokoterizasyon yapılabilir. Tampon uygulanması gereken genellikle ileri yaş hastalarda, kan oksijen seviyesinin düşebileceği akılda tutulmalı ve hastanede gözleme alınmalıdırlar. Tampon sebepli enfeksiyonun önüne geçmek için antibiyotik tedavisine başlanmalıdır.  Tamponlanmaya rağmen devam eden nadir kanamalarda, atardamar bağlanması (ligasyon ) ya da damarın tıkanması(embolizasyon)uygulanabilir. 

Güneşte çok kalınmamalı

Burun kanamalarına karşı alınacak önlemler hakkında da bilgiler veren Op. Dr. Sinem Aktaş, hastanın güneşte ve kuru havalı yerlerde çok kalmaması, doktor  tavsiyesi olmadan aspirin ve benzeri ilaçlardan uzak durması, ağır işlerden kaçınması ve çok sıcak suyla duş almaması, tansiyon ve şeker kontrolünü yaptırıp gerekirse ilaç değişimine gidilmesini önerdi. Burun içi tuzlu suyla nemlendirme yapılması, yumuşatıcı kremler uygulanması, solunum havasının nemlendirilmesinin koruyucu önlemler arasında yer aldığını kaydeden Op. Dr. Aktaş, 'Çocuklar ve kronik hastalığı olan yaşlılar kadar gebelerin de genişlemiş damar yatakları ve hassasiyet sebebi ile burun kanamasını sık yaşayabileceği akıldan çıkarılmamalıdır' dedi.