Gürcistan'ın Tiflis kentinde yaşayan Şorenna Mkhatvrişvili ve David Mkhatvrişvili çiftinin tek çocukları Sofia Mkhatvrişvili'ye henüz 3 aylıkken karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Tiflis'te sürekli tedavi gören küçük kızın hastalığı ilerleyince, nakilden başka şansı kalmadı. Çift, Gürcistan'da nakil yapılamadığı için araştırma yapıp İzmir'e geldi. 2012 yılında özel bir hastanede, anne Şorenna Mkhatvrişvili'den alınan karaciğer parçası, başarılı bir ameliyatla kızı Sofia'ya nakledildi. Ameliyatın ardından sağlıklarına kavuşan anne- kız ülkelerine döndü.

BU KEZ BÖBREK YETMEZLİĞİ

Kısa süre sonra ise Gürcü aile kötü bir haber daha aldı. Sofia'da bu kez de böbrek yetmezliği gelişmeye başladı. Aile, tek çarenin böbrek nakli olduğunu öğrendi. Aile ülkelerinde böbrek nakli de yapılamadığı için soluğu yine Türkiye'de aldı. Şorenna Mkhatvrişvili, kızına bu kez de iki böbreğinden birini vermek için gönüllü oldu. Tetkiklerde nakil için bir sorun olmadığı ortaya çıkınca, anne ile kızı İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ameliyata alındı. Anneden alınan böbrek, başarılı operasyonla kızına nakledildi. Bu ameliyatın da başarılı geçmesinin ardından aile, ülkelerine dönmek için hazırlıklara başladı.

'İZMİRDE İNSANLAR ÇOK İYİ'

Tiflis'te polis olan David Mkhatvrişvili ve ev hanımı eşi Şorenna Mkhatvrişvili, Türkiye'ye 2 yıldır gelip gittiklerini ve çok sevdiklerini söyleyerek, "İzmir'de insanlar çok iyi ve güler yüzlüler. Sakin bir şehir. Gürcülere karakter olarak benzeyen yapıları var" diye konuştu. Anne Şorenna Mkhatvrişvili, kızının sağlıklı bir birey olarak yaşaması için elinden geleni yapacağını, değil böbreğini ya da karaciğerini, gerekirse canını bile verebileceğini söyledi.

ORGANLAR MÜKEMMEL ÇALIŞIYOR

Organ nakli ekibinden Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nefroloji Kliniği Uzmanı Doç. Dr. Önder Yavaşcan, Sofia'nın kendileri için de çok farklı bir tecrübe olduğunu belirterek, "Şu an hem karaciğeri hem de böbreği mükemmel bir şekilde çalışıyor" dedi. Doç. Dr. Yavaşcan, Gürcistan'da çare bulunamayan bir derde ülkemizde çare bulunmasının onur verici olduğunu da söyledi.