Üçüncü ve bu dizimdeki son şairim genç kuşaktan, 1972 doğumlu Erol Özyiğit. Erol, İstanbul'da yaşıyor. Şiire içtenlikle sarılmış bir arkadaşımız. Niye böyle söylüyorum? Bir dönem bildiğimiz klasik zarf boyutlarının içersine "Mavi Liman" adını verdiği fanzinleri koyar, dostlarına gönderirdi. Mavi Liman, posta kutularına bırakılmak üzere hazırlanmış zarflardı. Mavi, yeşil, pembe renkli bu zarflardan güzel şiirler çıkardı.
Yine şiirleriyle 2006'da Cemal Süreya, 2008'de Bülent Ecevit, 2009'da da Behçet Aysan Şiir ödüllerine değer görüldü. Bendeki kitaplarının adları şöyle: Huy Defteri, Çalışılmış Yalnızlık, Ayna Kavmi, Acemi Irmak. Kitaplar Dönence Yayıncılık'tan çıkma.
Acemi Irmak kitabından alıntı bir şiirle başlayayım:
Irmağa Gazel
Kalbimdeki sudan iz tanığımdır
ki ırmakları taşıran kalbimdir
ne zaman yalnızlıktan yorulsam
soluklandığım yer kalbimin derinidir
bir kadın teninde öğrendim
ırmak ve kadın birdir
dağa uçurumla düğüm atan
kalbim bir ırmak içindir
Ve diğer şiir örnekleri:
onlar için bir uzak
(bir kusurdan gelirmiş insan
kendi yüzünü beğenmeye)
madem dilimi hayata çevirdi
tanrı adında eski bir yalnızlık,
madem unutan ve unutulan
kalbinin doğusunda gömülür,
madem inandım ve döndüm
kırk gece kırk gündüz sustuk
ne denir ki: ya hay!.. ya hû!..
onlar için bir abdal
kırk günde geçtim kendimi
kırk günde durdu rüzgârım
için söküğünden kendine
hırka ören abdala döndüm
onlar için uzun hikâye
suya inen geyiklerin gürültüsü
diye anlattım bu kederi onlara
yalnız ölen çocuklarda gördüm
susmanın da bir lehçesi varmış
Haikuları da var Erol'un okudukça derinleştiğimiz.
Yine Nefes şiirinden ilk bölümü paylaşmak istiyorum:
sesime gel sesime
gülden düşen sesime
susa susa susadım
senin sudan sesine
Yakın geçmişimizden kara leke Sivas Toplu Kıyımı'yla ilgili de şöyle yazmıştır:
işte şunu ısrarla söylüyorum
sivas'ı dökülen bir ülkede
yarama tuz taşımaktan geliyorum
İpe sapa gelmez işlerle ömürler törpüleyen tv kanallarından geçtim, kültür ve sanata değer verirmiş gibi gözüken günlük gazetelerimiz çoksatarların ötesinde bu değerlerimizin yapıtlarına açsalar sayfalarını görün bakın kara bulutlar nasıl dağılacaktır ülkemde.
Ne mi demek istedim, o da gelecek pazara!