"Türk Sineması'nda "vamp kadın olgusu" yani bu tür bir oyunculuk, 1950'li yıllarda gündeme gelmeye başlar." diyor Agâh Özgüç ve şu bilgiyi aktarıyor: "Tipolojik olarak çekici ve baştan çıkarıcı, üstlendikleri aykırı karakterler nedeniyle de acımasız, yuva yıkıcıdırlar. Ve zaman aşımıyla da kimi yan hikâye oyuncusu olmaktan sıyrılıp yıldızlaşacaklardır. Dahası, aynı filmde karşılıklı oynadıkları jöndam'ların korkulu rakibeleri olmaları da kaçınılmazdır.

1950'li yılın başında sinemada figüran olarak işbaşı yapan Muhterem Nur, Belgin Doruk'la birlikte dönemin en masum yüzlü gerçek yıldızlarından biri olacaklardır. Ayfer Feray, Neşe Yulaç, Deniz Tanyeli (Niça Efemiya Özmavridis), Lale Oraloğlu ve Altan Karındaş da 1950'li yılların dikkat çeken yeni kadın oyuncularından."
           
Peki, daha çok cinsel çekicilikleriyle önceki oyunculardan ayrılanlar kimlerdir? Adları şöyle sıralanıyor: Liza Nor (Eleni), Ayşe Nana (Hermine Aslanoğlu), Pola Morelli (Pavlina Fengara), Gönül Bayhan (Gönül Özkökleşen), Üftade Kimi, Nimet Alp, Nermin Ruhsever ve Cihan Işık. Ama tüm bu adlar sıralamasında Pola Morelli, Melahat İçli ve Gönül Bayhan'ı gerçek birer "vamp kadın" karakteri olarak ayrı bir yere koymak gerekiyormuş.
         
Melahat İçli, 1949 yapımı Kanlı Döşek filminde kıvır kıvır saçları, yırtmaçlı elbisesi içerisinde bir kasaba yosmasını canlandırmış. Çerkes Güzeli Üftade Kimi de, 1952'de Atıf Yılmaz'ın yönettiği Mezarımı Taştan Oyun adlı köy filminde gözlere olabildiğince hitabetmiş. Derken 1950'lerde Türk Sineması'nda göbek dansı salgını baş gösterince dansöz oyuncular gündeme gelmişler. Konunun burasında bu daldaki adlar şöyle sıralanıyor: Üftade Kimi, Ayşe Nana, Nergis Mogol, Leyla Nil, Özcan Tekgül, Nimet Alp, Özel Türkbaş ve Aysel Tanju.
           
Folklorik öğeler içeren bu oryantalist dans dünyasının cinsel tiplemeleri; titreyen göğüslere, hoplatılan göbeklere ve kıvrılan dolgun kalçalara karşın yine de vamplık sayılmazmış.
          
Agâh Özgüç, 1960 yapımı "Taş bebek" (Yön. Hulki Saner) adlı filmin bir sahnesinde hemşehrimiz Gönül Yazar'ın kalçalarını sımsıkı saran dar elbisesiyle salınarak yakın plan çekilen yürüyüşünün çok daha kışkırtıcı olduğunu vurguluyor. Ama bu kışkırtıcı sahne dolayısıyla Gönül Yazar'ı da "Vamp Kadın" diye nitelendiremezmişiz.
            
Türk Sineması'ndaki "vamp kadın" kişiliğinin önü Lütfi Akad ustanın yönettiği, 1952 yapımı "Kanun Namına" filminde Pola Morelli ile açılmaktaymış. Pola Morelli, Ayhan Işık'ı dişiliğini kullanarak baştan çıkartmış ve ilk vamp olma unvanını elde etmiş. Pola Morelli'yi daha sonraları Gönül Bayhan, Muzaffer Nebioğlu ve Suzan Avcı vamp kadınlar olarak izlemişler. Agâh Özgüç'ün, Gönül Bayhan ile ilgili satırları şöyle:

"Boylu boslu, iri kıyım bir yapıya sahip olan Gönül Bayhan, dana çok aşırı gelişmiş vücut anatomisiyle dikkat çeker. Dolgun göğüsleri ve dolgun kalçalarıyla örneğin... Bu öne çıkan vücut kıvrımlarının yanı sıra, fotojenik yüz yapısıyla da farklı özellikler taşır. Ve Bayhan, "Son baskın" (Orhan Dilmen) adlı filmde oynadığı yıl 1954'te 19 yaşındadır. Yeşilimsi gözleri vardır. İri kıyımlık vücut yapısını 1,79'luk boyuyla da dengeleyen Gönül Bayhan, Türk Sineması'nın en uzun bacaklı kadınıdır. Ve de bir yan hikâye oyuncusu değil, başrol oyuncusu olarak "vamp kadın" sınıfının ilk yıldızlarından biri sayılır.
               
1954'te "Sahildeki Kadın" (Yön. Aydın Arakon), 1956'da "Sazlı Damın Kahpesi" (Yön. Muharrem Gürses),"Köy Canavarı" (Yön. Muharrem Gürses), 1960'ta ise "Çömlekçinin Kızı" (Yön. Kemal Kan) gibi kırsal kesim ağırlıklı filmlerin köy ve kasaba yosmalarını canlandırır Gönül Bayhan.
               
Esmer tazeliğiyle 1957'de sinemaya girip sarışınlığıyla da 1960'lı yıllara damgasını vuran Suzan Avcı Yeşilçam'ın en uzun ömürlü vamp kadınıdır. O yıllarda "vamp kadın" denilince, bir yan hikâye oyuncusu olarak akla ilk gelen Suzan Avcı'dır. Ve 1990'lı yıllara dek uzanan sinema yaşamında hep Suzan Avcı vardır. 1965 yapımı "Şıngırdak Melahat" (Yön. Aram Gülyüz) ise farklı bir tiplemeyle başrolünü oynadığı filmlerinden biridir.
             
1960'lı yıllardaki "vamp kadın sineması"nın bir diğer yüzü de Muzaffer Nebioğlu'dur iri göğüslü, dolgun kalçalı bir kadın tiplemesi olarak. 1962 yapımı, ne var ki 'kayıp filmler' arasında olan "İkimize Bir Dünya" da bar yosmasını canlandıran Diclehan Baban'ı da atlamamak gerekir."
              
Kendi adıma, Agâh Ağabeyden, "Yeşilçam Vampları" adıyla bir kitabı heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorum!