Değerli okurlarım, son seçim sonuçları Türkiye'de 1,5 parti sistemi benzeri bir yapının oluştuğunu göstermektedir.
1,5 parti sisteminin oluşması için iki koşul söz konusudur. Birinci koşul, seçimler sonrasında iktidar partisinin geçerli oyların yaklaşık yarısını alması ve ana muhalefet partisinin iktidar partisinin yaklaşık yarısı kadar seçmen desteğine sahip olmasıdır. İkinci koşul, bu seçim sonuçlarının en az üç seçim boyunca tekrarlamasıdır.
Japonya'da İkinci Dünya Savaşı sonrası süreçten bugüne kadar iki seçim istisnası dışında aynı tablo ile karşılaşılmaktadır. Japonya'da tam parti Liberal Demokrat Parti, yarım parti ise Sosyal Demokrat Parti'dir.
Türkiye de, 2000'li yıllardan bu yana AKP'nin tekrarlayan seçim zaferleri ve CHP'nin gücü sınırlı bir ana muhalefet partisi konumunda kalması ile 1,5 parti sisteminin kurumsallaştığı bir ülke olma yolunda ilerlemektedir.

Bu gidiş, Türkiye için problemli bir gidiştir. Çünkü 1,5 parti sisteminin Türkiye'deki sonucu iktidar partisinin denetimsiz kalmasıdır.
Türkiye'de 1,5 parti sistemini sorunlu kılan bir diğer konu, ana muhalefetin de, barajı aşan diğer muhalefet partilerinin de "tam partiye" muhalefetinin bir sistem eleştirisi düzeyine erişememesidir. Bir başka ifade ile iktidar da muhalefet partileri de ABD-AB çizgisinde uzlaşmaktadır.

Oysa bugün "buçuk" konumuna sürüklenen CHP, Türkiye'nin kuruluşunu emperyalizm ile mücadele ederek gerçekleştiren bir siyasi harekettir. CHP altı okuyla farkını ortaya koyan bir siyasi harekettir.
CHP, AKP ile Batıcılık ve kimlik politikaları düzleminde uzlaştıkça desteğini arttıramamaktadır. Üstelik CHP'ye oy verenlerin büyük bir kısmı, seçeneksiz bırakılan; Atatürk'ün değerlerini içselleştirmiş seçmenlerdir.
CHP'nin Atatürkçülükten uzaklaştıkça bu seçmen desteğini uzun yıllar sağlayabilmesi olanaksızdır. Üstelik CHP, AKP ve/veya HDP taklidi bir partiye dönüştürüldükçe, bu partilerin tabanlarından da oy alması olanaksızdır. Gerçeği varken, taklidine oy verilmesi hiç de rasyonel değildir.

Bu noktada CHP'de yapılması gereken tek şey köklü bir değişikliktir. Popüler tabirle, CHP'nin acilen "fabrika ayarlarına" dönmesi sağlanmalıdır. CHP'de devrimci bir biçimde altı okçu projeler üretecek kadrolar işbaşına getirilmelidir.

CHP'nin yönetimini bugün elinde tutanlardan böyle bir öze dönüşe liderlik etmelerini beklemek olanaksızdır.
CHP'yi YCHP haline getiren kadrolardan YCHP'yi CHP haline getirmelerini beklemek en hafif tabirle saflıktır.
Dolayısıyla, YCHP'yi acilen yeniden CHP haline getirecek bir irade etrafında toplanmaya ihtiyaç vardır.
Tek çözüm budur!