23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Başbakan Davutoğlu koltuğunu ilkokul öğrencisi Pelin Topraksoy'a devretti.
Devretti devretmesine de gazetecilerin soracağı sorulara Pelin'in nasıl cevap vereceği konusu bir endişe yarattı.
Ya tüm tedbirlere rağmen, riyakarlıktan uzak, saf ve temiz çocukluk galip gelirse? Ya Pelin bütün istek ve düşüncelerini içinden geldiği gibi özgür bir şekilde dile getirirse? Bunun sonu maazallah ne olurdu?
Davutoğlu çareyi Pelin'in kulağına sufle yapmakta buldu...
Örneğin, "enerji sorunumuz var; neden nükleer santral inşa etmiyoruz?" sorusuna "Nükleer enerjide çok yetersiziz. Rusya'da ve birçok ülkede var, biz de temellerini attık" yanıtını fısıldadı Davutoğlu.
"Çözüm süreci hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna...
..."Kardeşlik" yanıtını...
"Muhalefetin seçim vaatleri hakkındaki düşünceleriniz neler?" sorusuna...
..."Bol keseden atıyorlar" yanıtını... 
Davutoğlu Pelin'in kulağına AKP zihniyetinin siyasi mesajlarını fısıldayarak hem kamuoyuna hem de geleceğimiz olan çocuklarımıza egemenliğin kayıtsız ve şartsız kimin elinde olduğunu bir kez daha gösterdi...
Siyaset fırsatçılığı yaptı. Hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda...
Pelin'e sadece bir günlüğüne koltuğunu geçici olarak verdi. Ama onun özgürce düşüncelerini ifade etmesine izin vermedi.
* * *
Çünkü özgür birey yerine biat eden bireylerden oluşan bir toplum yaratmak hedef.
  Düşüncelerini ifade etmekten çekinen, korkan birey...
İnandığını savunamayan birey...
* * *
Bir de Mustafa Kemal Atatürk'e bakalım. Bakın Atatürk 1920'li yıllarda geleceğimiz olan çocuklarımız ile ilgili neler söylüyor:. 
"En çok hoşuma giden halleri riyakarlık bilmemeleri, bütün istek ve duygularını içlerinden geldiği gibi açıklamaları..."
"Çoğu ailelerin öteden beri çok kötü bir alışkanlıkları var; çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Zavallılar lafa karışınca, sen büyüklerin konusuna karışma der, sustururlar. Artık çocuklarımızı düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da, başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız."
Ya şimdi çocuklarımızı nelere alıştırıyorlar?...
* * *
Değerli okurlarım, sizce Türkiye'yi yönetenler, özgür bir şekilde mi karar alıp düşüncelerini ifade ediyorlar?
Yoksa sufle ile tek yerden emir alarak mı?...
Yorum sizin.
* * *
23 Nisan
Yurdu koruyan/ Yarını kuran/ Sen ol çocuğum...
Eskiyi unut/ Yeni yolu tut/ Türklüğe umut/ Sen ol çocuğum...
Bizi kurtaran/ Öndere inan/ Sözünü tutan/ Sen ol çocuğum...
Küçüksün bugün/ Yarın büyürsün/ Her işte üstün/ Sen ol çocuğum...
Çalışıp öğren/ Her şeyi bilen/ Yurduna güven/ Sen ol çocuğum... (Hasan Ali YÜCEL)