Güzel İzmirimize güzellik yakışır. Geçmiş nice asırlardan bu yana Ege'nin incisi olarak gele gelmiş kentimize neler yakışmaz ki? Anlatacağım, Karşıyaka'daydım. Geçenlerde, yorgun bir günün akşamında o denli karşı çıkılmasına karşın kendini yaşatıp bu günlere gelebilmiş İzmirimize şöyle uzaklardan bir baktım.
O akşam, TV'lerde yayınlanan maçı izleyen seyircilerin heyecanlı bağırtıları bile güzellikleri gölgeleyemiyordu. Her taraf pırıl pırıldı, körfez vapurlarının ışıkları deniz üstünde inciler gibi parlamaktaydılar. Tam karşımda Kadifekale; o bizim İzmir'in en yüksek dağı sandığımız Kadifekale, gerisindeki yükseltilerin ışıklarının yanında küçücük kalmıştı. Hem fazla uzağa gitmeye gerek yok tam solumuzdaki Yamanlar Dağı bizim güzel körfezimize her zamanki gibi tepeden bakıyor; öte yandan, sağımızda Balçova, Narlıdere ve Güzelbahçe'nin ışıkları ise taa Urlalara kadar uzanıp körfezimizin bir göl gibi algılanmasına neden oluyorlardı.
Havaalanına inen ya da kalkan uçakların homurtuları ve far ışıklarından söz etmesem olmaz. Onları izlemek bile güzellikleri tamamlıyordu galiba.
Şairliğim mi tuttu, nedir? Bir süre kıyıdaki banklarda oturup kentimizi seyretmeye doyamadığımı söylemeliyim. Ne bileyim, o Pazar gününün akşamı bana başka güzel duygular da yaşattı. Hayallere daldım gitti, gençliğimde İstanbul'da okurken Fuar döneminde İzmir'e gelmiş hem yakınlarımla özlem gidermiş hem de memleketimin güzelliklerini bir kez daha yaşamıştım. Unutamadığım anılarımdan biridir, kararımı da vermiştim. İstanbul güzeldi ama ben, İzmir'i daha çok seviyordum.
Demek; o gençliğimin ilk günlerinde vermiş olduğum karar ne kadar doğruymuş ki kentime olan sevgim depreşmekteydi. İyi yapmışım, değil mi?
***
Daha önceki bir- iki yazımda sözünü ettiğimi anımsıyorum. Körfez Köprüsü gibi gereksiz, yararsız ve anlamsız bir yatırım düşüncesinin bizlere neler kaybettireceğini şöyle bir aklınıza getirin. Körfeze vereceği zararları göz önüne alınız. Biz bu körfezde dönüşüm sağlamak için koca bir dalyanı yıktık. Ragıp Paşa Dalyanı'nı yıkıp körfezde akıntı sağlamak için nasıl uğraşıldı lütfen hatırlayınız.

O kadar uğraştan sonra şimdi kalk körfezin ağzında yapay adacık oluştur, köprü ayaklarını dik. Kimileri akıllarınca İzmir'e yatırım yapacaklar ya işte önlerinde İzmir Körfez Geçişi Projesi. Gülüp geçelim. Bu arada; projenin de İsveç'le Danimarka arasında yapılan "Oresund" Köprü/Kanal  projesinin bire bir kopyası olduğunu hatırlatmak isterim.
Kısaca derim ki: Bizim bu garip yatırım projesine destek olanlara Allah akıl fikir ihsan etsin.

İzmir'e yatırım mı yapmak istiyorsunuz? Bir kere, öncelikle senelerce askıda kalan yatırım heveslerinizi tamamlayın. Bakınız, Manisa Tüneli senelerdir ha yapıldı, ha bitiyor derken henüz tamamlanamamış durumda. İzmir'i İstanbul'a bağlayıp yolculuk süresini 3,5 saate (!) indirecek otoyolunun ucu ise bilmem nerelerde? 2012'lerde gündeme gelen YHT'i ise hiç sormayın. Altı sene geçti, nerelerdeyiz, bileniniz var mı? Hatırlatırım, o konuyu başka bir yazımda ele almayı düşünüyorum.
Siz ne diyorsunuz? İzmir'in göbeğinde Vilayet binasının yanında, Büyükşehir Belediye Binasının karşısında 6 (Evet ALTI) senedir tamamlanmayı bekleyen SGK İzmir Bölge Başkanlığı binası var, beş katlı ama 6 senedir öylece bekliyor.

Ülkemizin ilk mendireği olması nedeniyle ayrı bir öneme sahip Pasaport Mendireğinin Konak tarafındaki bölümü yıkıldı yıkılacak, bakan eden yok. Bir aralar İzmir Ticaret Odası sahiplendi denildi galiba ama neylersiniz Ticaret Odamız da kendisine bina yapmaktan İzmir'in anıtlarından biri sayılan mendireğe dönüp bakmıyor bile.
Esenlikle kalınız...