Jülide Yurteri Şehitoğlu- Neşeli, güler yüzlü ve işini çok seven Mukaddes Çelik'in asıl işi Ziraat Mühendisliği. Çelik'in iş hayatına nasıl atıldığını, işiyle ilgili heyecanlarını konuştuk. Her güne temiz bir sayfa açarak başlayan Mukaddes Çelik, sadece hurdacıların değil, İZSİAD'ın da kraliçelisi. İZSİAD Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Mukaddes Çelik, bu yıl kadınlara meslek edindirme kurslarına ağırlık vereceklerini de belirtiyor

- Atık işi bir kadında az rastlanılan bir iş. Plastik atık işine nasıl başladınız, nereden geldi aklınıza?

Aslında benim çalışma hayatımda atıkla başladı. Ben çok küçük yaşta evlendim. 18 yaşında evlenip aynı yıl kızımı kucağıma aldım. Üniversite 1. sınıftayken evlenip üniversite hayatı, bebek derken evdeydim. Eşim bankacıydı, Vakıfbank'ta müfettişlik yapıyordu. İkinci çocuğumuz da olsun ondan sonra çalışmaya başlarım dedim, oğlum da dokuz yıl aradan sonra olunca çalışma hayatım başlamadı. Hep eşimin arkasında ona destek oldum. Eşim emekli olduktan sonra, kuzenlerim Akmercanlar ile birlikte Bornova' da bir benzin istasyonu aldık. Ben de haftanın 2-3 günü oradaydım. Böyle günler geçerken oğlum üniversiteyi bitirdi. Erkek çocuk ne yapalım ne edelim, baba gibi büroktart mı olsun, bilgisayar yazılımdan mezun oğlum, 'Bana bir kasa limon verin, gidip Kemeraltı'nda satacağım ama ben memur olmayacağım' dedi. Böyle deyince anne olarak kolları sıvadım ve oğlum Arda'ya bir iş kurmaya karar verdim. Kuzenlerime, yeğenlerime sürekli ne yapabilirim sorusu sordum. İhracat yapan kuzenim bu granür işinin önünün çok açık olduğunu, geri dönüşümün çok iyi olacağını söyledi. Ben hurda plastiği alıyorum Petkim'in ikinci kalite plastiğini yapıyorum. Piyasanın peşin satılan bir piyasa olduğunu, bunda mal bulmanın çok zor olduğunu ama satarken de çok kolay olduğunu söyleyince çok kafama yattı. İzmir'de 19 yıl politika yaptım, STK'larda çalıştım. Dedim ki ben bu hurdayı bulamazsam kimse bulamaz. Ve bu işe soyunduk. Beş yıldır bu işi yapıyorum. Hanımlar için zor bir iş, fakat ben insanları çok seviyorum ve sanırım bu insan ayrımı yapmayan tavrım benim için işleri kolaylaştırıyor.

- Nasıl gelişti atık işinize başladığınız bu süreç?

Benim hurda işiyle ilgilenmeme çok şaşırıyorlar. Ben işi kurduğumda bir arkadaşıma iş kurdum dedim. Ne işi deyince geri dönüşüm dediğimde şoka girmişti. Kadınların çok az olduğu bir iş. Bu işe girdiğimde memur zihniyetli insanlar olduğumuzdan üç kuruş paramız olsa eve yatırırız. Hiç bir zaman nakitte para tutan bir aile değiliz. Oğlum da iş isteyince, o an malımız var ama elimizde nakit olarak paramız yoktu. Çok cesurca bir hamle yaptım. Rıza Akça çok eski bir aile dostumuzdur. Ona telefon açtım, 'Ben bir iş kurmak istiyorum ama senin desteğine ihtiyacım var' dedim. 'Ablam ne istiyorsan emrindeyim' dedi. Arkadan kuzenlerimi aradım. Nuri Akmercan'ı aradım, 'Ben bir işe giriyorum bir müddet senin maddi desteğine ihtiyacım olabilir' dedim. Ben o kadar ani bir kararla yola çıkınca bin lira yok nakitte ben yola çıktım. Makineleri bulduk, kaparolar paralar verilecek ben de tabii para yok. Halamın oğlu Nuri Akmercan'ı aradım, 'Nuriciğim para lazım' dedim, 'Yarın sabah gelin alın' dedi. Ben telefonu kapattım bir ağladım bir ağladım. Eşim dedi ki 'Vermedi mi parayı?' 'Yoo verdi, çok duygulandım' dedim. Parayı verdik, makineler geldi, ardından Rıza Akça'nın Menderes Tekstili'ne gittim Denizli'ye. 'Rızacığım ben böyle böyle geri dönüşüm işine başladım, senin fabrikanın hurdalarını istiyorum' dedim. Hemen müdürünü çağırdı, nereye ne kadar veriyorsanız oradan aşağı fiyata hepsini ablama gönderiyorsunuz. Ben 5 senedir Denizli'den Rıza'nın hurdalarını alıyorum. O bana bir ışık oldu sağolsun. Büyük bir mücadeleye giriştik. Ben günde 3-5 ton hammadde üretiyorum. 3 ton demek her gün 5 ton oraya hurda girmesi demek. Bana mal var desinler uçarak gideyim. İşi o kadar çok sevdim, benimsedim ki. 50 yaşında herkes emekli olurken ben iş hayatına atıldım.

- Çevrenizin tepkisi ne oldu?

İşe Kısıkköy'de başladım. Kadından bu iş olmaz altı ayda gidersiniz dediler. Ben de dedim ki ben İzmir'de Kavurlar'ın kızıyım. Biz aile olarak kök salmayı severiz, siz dua edin siz gitmeyin ben yerliyim burada dedim ve hakikaten üç yıl sonra fabrika binamızı aldık, restore ettik. Bana çok takılıyorlar 'Hurdacılar Kraliçesi' olarak.

- Ailenizden de söz edermisiniz?

Eşimle 37 yıldır evliyiz. 12 yaşında ve 3 yaşında torunlarım var. Kızım baba mesleğini seçti bankacı oldu. Ben dört gözle kızımın emekli olup gelmesini ve bizimle çalışmasını bekliyorum. İşte benim oturduğum masa zor bir masa, kızımın destek olacağını düşünüyorum. Üç kere beş kere mal bulmak için müşterilerimi arıyorum. Bunu kızım becerir diye düşünüyorum. Oğlumun arkadaşı anlattı, anneannesi iş kurmuş onlara ve şu an 75 yaşındaymış ve hala işin başındaymış, kolunu kırmış ve ertesi günü o kolla işe gitmiş, sanırım ben de öyle olacağım. Oğlum benden kurtulamayacak çünkü işimi çok seviyorum. Çalışanlarımın da hemen hemen hepsi kadın. Ben süslü püslü çok canlı olunca naylonların içinde beni düşünemiyolar. Kamyonla mal geliyor heyecanla koşuyorum, mal güzel mi çirkin mi kamyonculara sesleniyorum. İşteki hayatımdan çok mutluyum.

- Kendinizi nasıl dinlendiriyorsunuz?

Sabah 07:30'da kalkıyorum ve bembeyaz bir sayfa açıyorum. Her zaman gülerek uyanırım. Çok büyük sıkıntılarım bile olsa artık onu geçmişte bırakıyorum. Hiç geriye dönüş yapmam. Bunun bir kötü yanı oluyor eşimle bir konudan atıştım, iki gün sonra kızmam gerekir diye düşünürüm ama konuyu hiç hatırlamam. O günü yaşarım, kötü günleri hiç dönüp karıştırmam. Arkadaşlarımda da öyle hiç kusur aramam. Küstüğüm, görüşmediğim bir arkadaşım, akrabam yoktur. Hayata iyi baktığım için çok yorulmuyorum.

- İyi bir anne, iyi bir eş ve iyi bir iş hayatı...

Misafire yemek yapmayı çok severim. STK'larda da hep varım. 19 yıl Anavatan'da il yönetiminde bulundum, Konak ilçeye geçtim, ilçe sekreterliği yaptım. İki üç dönemde teşkilat başkan yardımcılığı yaptım. Anavatan deyince Papatya mı diye sorarlar hep de orada değildim. Partim bitince ben de politikayı orada noktalandırdım. Şimdi politikayla uğraşmıyorum. Eşim emekli olduktan sonra İZSİAD başladı. Eşim İZSİAD yönetimine girmişti. Eşim yönetime girdi o devre başkanla ben tanışınca sanırım başkan benim daha verimli olacağıma inandı, 'Eşim sen gir daha iyi olur' dedi. Bir olağanüstü kongre yapıldı, eşim de kendisinin çıkıp benim gireceğimi düşünmemiş, kongrede eşimi düşürdük yerine ben geldim. Eşimle bir iki ay sorun yaşadık tabii.

- İZSİAD'da bu yıl hangi projelere yoğunlaşacaksınız?

Kadınların meslek edinmeleriyle ilgili kurslara bu yıl ağırlık vereceğiz. Daha önce bazı kurslar düzenlemiştik, binayı büyütmeyi de düşünüyoruz ve ona göre daha kapsamlı kurslar düzenlemeyi de istiyoruz.
Editör: Haber Merkezi