"YASAL YETKİLERİ YOK"
Koruma alanlarında Akyaka'nın birinci, Karacasöğüt'ün ikinci, İngiliz Limanı'ndaki Değirmenbükü'nün ise üçüncü bölge olduğunu hatırlatan Anıl, 3 tane hızlı bot ile koordineli çalıştıklarını kaydetti. Akdeniz'de deniz koruma alanlarını yöneten korucularla ilgili bir eğitim merkezini önümüzdeki yıl kuracaklarını kaydeden Anıl, "Türkiye'de deniz koruma korucuları diye bir sistem bulunmadığından herhangibir yasal yetkiye sahip değiliz. Bu nedenle biz sadece ihbar hakkımızı kullanıyoruz. İnanıyorum ki aldığımız ve olumlu tepkilerden dolayı yetkili kişiler bu yeni sistemi kuracaklar. Biz Sahil Güvenlik, Jandarma Komutanlığı ve protokollar ile temsilciliğini yaptığımız resmi kurumlarla işbirliği içinde çalışıyoruz. Onların partneri ve destekçisiyiz. Bir vakaya giderken polislerde olduğu gibi korucularımızın üzerinde kamera sistemi var. Acil durumlarda eğer kolluk gücü oraya gelemeyecek konumdaysa o zaman bize malzemeye el koyma ve dosyasını hazırlayıp yetkili makama ulaştırma yetki devri de yapılabiliyor" diye konuştu.
"BÜYÜK KEYİFLE ÇALIŞIYORUZ"
Gökova Körfezi'nin en eski balıkçısıyken şimdi özel teknesiyle gönüllü koruculuk görevi üstlenen Ercüment Altınsoy "Bu işi severek yapıyoruz. Denizlerimizde çok büyük baskı nedeniyle balıklarımız bitti gibi bir şey. Aslında bizim değil herkesin koruması lazım. Hatta bizim olmamamız bile gerekir. 5 yıldır büyük farklılıklar yarattık. Destekleyenlere teşekkür ediyoruz. İnsanlardan özen ve itina bekliyoruz" dedi. İngiliz Limanı'ndan sorumlu İskender Demirel de "Şimdiye kadar çok sayıda vakaya giderek suçüstü yaptık. Broşür verip bilgilendirmeye çalışıyoruz. Anlattıklarımıza uymayanları da gerekli yerlere bildirerek işlem yaptırıyoruz. 7/24 usulüyle çalışıyoruz. Gece ihbar olduğu anda en yakın olan ekip olay yerine gidiyor" diye konuştu.
Editör: Haber Merkezi