Bafa'daki kirlilik turizmi de bitirdi

Abone Ol


"İŞİMİZİ KAYBETTİK HİÇ OLMAZSA SAĞLIĞIMIZI KAYBETMEYELİM"

Kapıkırı Mahallesi'nde pansiyon ve restoran işletmecisi Kubilay Karabulut, göl çevresinde turizmin tamamen bittiğini ileri sürüp, "İşimizi kaybettik, hiç olmazsa sağlığımızı kaybetmeyelim" dedi. 23 yıldır Bafa Gölü'nün kenarında turizme hizmet ettiğini belirten Karabulut, "Buranın doğası, göl ve alternatif turizmi düşünerek bu işe girdik. İlk yıllarda burada yüzebiliyor, gezebiliyorduk. Son 10 yıldır göldeki kirlilik bizi sadece kış turizmine yöneltti. Yazdan beklentimiz kalmadı. Rezarvasyon iptalleri çoğaldı. İptal etmeyenler de geldiğinde, kapıdan dönüyor. Artık nasıl geçimimizi sağlayacağız onu düşünüyoruz. Eskiden Kuşadası Didim ve Bodrum'dan turları vardı. Öğlene kadar köyde gezer, öğlen sonu teknelerle gölde tura çıkılırdı. Balıkçılarımız, av yasağı olduğu dönemde gölde turistleri gezdirerek geçimini sağlıyordu. Şimdi tüm acenteler Bafa Gölü'ne düzenledikleri turları kaldırdı. Bu durum hem balıkçılar hem restorancılar, hem de pansiyoncuları bitirdi. Bu, düşünülecek, tahmin edilebilecek bir durum değildi. Pis koku her yerimize sinmiş. İleride bir çok hastalık başlayacak. Çok acil buradaki insanlar için önlem alınmalı" dedi.

"KAPLUMBAĞA GİBİ KABUĞUMUZA ÇEKİLDİK"

Gölyaka Mahallesi'nde restoran işleten Mehmet Akgün de gölün algler nedeniyle bataklığa dönüşmeye başladığını belirtip, "Balıkçı, balık tutamıyor. Turizm bitti. Turist geliyor, 10 dakika durmadan kokudan kaçıyor. Devlet vergi bekliyor. Esnaf, aç. Elimizden bir şey gelmiyor. Valiliğe yürüsek ne olacak? Kaplumbağa gibi kabuğumuza çekildik. Mevsimi geldi restoran açıyorsunuz gelen yok. Kışın yağan yağmur sularının taşıdığı suyla göl canlanıp, kötü koku azalınca gelen oluyor. Bunun dışında kimse yok. Turist gelmezse ne yiyip, ne içeceğiz? Başka gelirimiz yok" diye konuştu.

GÖL SAHİPSİZ İDDİASI

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü de gölün sahipsiz olmasının bir çok sorunun kaynağını oluşturduğunu söyledi. 10 yıldır Bafa Gölü ile ilgili araştırmalar yaptıklarını vurgulayan Sürücü, şunlanı söyledi:

"Gölün tarihini, yaban hayatını, kültürünü tanıtmaya çalıyoruz. En önemli hedefimiz bölgedeki halkımızın ekonomik ve sosyal gelişimini etkileyecek olan ekoturizm potansiyelini geliştirmek. İki ay önce Türkiye'nin en büyük ve önde gelen iki tur operatörünü getirip bölgeyi tanıttık, burada 'ekoturizm yapılsın' diye projeler ürettik. Çok beğendiler, paket programlar hazırladılar. Ama bundan sonra ne olur biz de bilemiyoruz. Son yıllarda bir kirlilikle karşı karşıyayız. Büyük Menderes'in kirli akması da kirlilikte en büyük etken. Son yıllarda sürekli uyarmamıza karşın hiçbir yöntem geliştirilemiyor. Göle su takviyesi yapmaktan öteye geçilmiyor. Bu yıl bir alg patlaması yaşanıyor. Ya mekanik veya biyolojik bir mücadele gerekiyor. Öncelikle göl sahipsiz. Sahibinin belli olması gerekiyor. Birçok bakanlığa bağlı. Tek elden yönetilmesi, burada erken uyarı istasyonunun kurulması lazım. İlgili kurumların burada gölün her tarafını gezebilecek bir bot olmalı. Bafa, aynı zamanda bir turizm yolu. Bodrum ile Kuşadası'nı birbirine bağlıyor. Alg patlamasının yaşandığı dönemde bu yolu kullanan herkes bu kokuyu soruyor."

AZOT VE FOSFOR DEĞERLERİ 10 KAT ARTTI


5 yıldan bu yana gölde araştırmalar yapan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Kutsal Kesici, gölde dengelerin altüst olduğunu söyledi. Kesici, "Son beş yıldır düzenli olarak yaptığımız analizlere göre elde ettiğimiz veriler gölde azot ve fosfor oranının arttığı ve oksijenin azaldığını gösteriyor. Geçtiğimiz hafta aldığımız numuneleri İzmir Hıfzı Sıhha Enstitüsü'ne a göndermiştik. Göldeki azot ve fosfor düzeyi alt üst olmuş durumda. Bakanlığın göller için belirlediği değerleri baz aldığımızda Serçin'de 10, Kapıkırı bölgesinde ise 5 kat fazla azot tespit ettik. Yine bakanlığın belirlediği oksijen ötrükasyon sınır değeri 7.5 miligram/ litredir. Bafa gölünde yaptığımız ölçümde ise 3 miligram/litre çıktı. Bafa gölündeki alg çeşidi zehirli bir türdür, karaciğerde birikme yaparak tahribata neden olmaktadır. Özellikle su kuşlarında omurgasızlarda ölüme neden olmaktadır" dedi.