POLİTİKA

Bahçeli: Sözde bir dini gruptan bomba imal etmişler

Abone Ol


"FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KÖKÜNÜ KURUTURKEN, SUÇLUYLA SUÇSUZU KARIŞTIRMAMASIDIR"

Devlet Bahçeli, OHAL'in millete karşı alınmış bir karar olmadığını aksine millete pusu kuranlara karşı anayasal bir tedbir olduğunu kaydederek görevden almalara ilişkin şöyle konuştu: "Fakat FETÖ terör örgütüyle OHAL kapsamında etkin ve çok boyutlu mücadele ederken dikkat edilmesi ve altı özenle çizilmesi gereken hususlar vardır. Öncelikle ve ilk olarak, askeri ve sivil bürokraside toplu görevden almalar yapılırken, kesinlikle sağlam delil ve belgelere dayanmak esas olmalıdır. Paralel devlet yapılanmasının tüm unsurları tespit edilmeli, her yönüyle analiz edilerek araştırılmalı ve hepsi birden adaletin önüne çıkarılmalıdır. Bu yapılıyorken, masumların hakkını gasp etmek, suçsuz günahsız insanımızı mağdur etmek en az terör örgütünün zalimliği kadar tehlikelidir. Aldığımız yoğun şikayet ve eleştiriler, vatanını ve milletini canından aziz bilen kardeşlerimizin de FETÖ terör örgütüyle aynı kategoride ele alındığı yönündedir. Bu doğru ve hakkaniyetli görülemeyecektir. Hükümetten beklentim, FETÖ terör örgütünün kökünü kuruturken, suçluyla suçsuzu birbirine karıştırmamasıdır."

"15 TEMMUZ'DA ONLARIN GAYRİ MEŞRU ÇOCUKLARI KAYBETTİ"

Bahçeli, TSK'nın hiyerarşik yapı ve omurgasının hırpalandığını bildirerek şunları söyledi: "Bunun düzeltilmesi, askeri sistemin yeni baştan; ama mutlaka sadakatin öne alınarak takviyesi asıl ve zorunlu görülmelidir. Peygamber ocağı, din tacirlerinin, içi dışı fitne fücur olanların değil, samimi, devletinin ve milletinin çıkarlarını kişisel menfaatlerin üstünde tutan fedakarlık timsali kardeşlerimizle layık olduğu mertebelere çıkacaktır. Bu milletin tertemiz ve şerefli evlatları sokaklarda işsiz güçsüz gezerken, terör örgütü FETÖ'nün TSK'ya yasa dışı yollardan girip Türkiye'ye saldırma aşamasına gelmesi herkese ders ve ibret olmalıdır. Liyakat ve ehliyet arayışı gereklidir ve diyeceğimiz bir şey yoktur. Ancak sadakat öne çekilmeden, millet ve vatan sevgisi hak ettiği ödülü almadan Türkiye'nin istikbalini kurtarması bize göre imkansızdır. Yıllarca pırıl pırıl milliyetçi-ülkücü-vatanseverler bürokrasiden dışlanmış, eziyet ve suçlamalara maruz kalmışlardır. FETÖ'cü alçaklar dava arkadaşlarımıza olmadık oyunlar oynamışlar, görevlerinden almışlar, kul hakkı yemişlerdir. AKP hükümeti de maalesef buna sessiz kalmış, çok defa da ortak olup yönlendirmiştir. ABD, 15 Temmuz'un içindeyse ve İncirlik üzerinden devreye girmiş ise, bunun doğal sonucu olarak iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik ilişkisi vahim düzeyde hasar görecektir. Bu demektir ki, ABD ve küresel güç merkezleri Türkiye'yi iç savaşa sürüklemeyi planlamaktadır. Suriye'nin kabus atmosferi Türkiye'ye kaydırılmak, yıkım ve parçalanmanın vasat bulması dayatılmaktadır. CIA'nın bir piyonu olan Gülen'in de ABD tarafından ülkemize teslimi bu aşamada inandırıcı ve ihtimal dahilinde görülmemektedir. Fethullahçı terör örgütü bunların Türkiye'ye tutunmuş ortakçılarıdır. 12 Eylül'de bizim çocuklar kazandı diyorlardı. Çok şükür 15 Temmuz'da onların gayri meşru çocukları kaybetti, bu kez Türk milleti kazandı, Türkiye ayaklandı, ayıklandı ve yeni bir tarih yazdı. Tankların önüne milli irade dikildi, teröristlere Osmanlı şamarını korkusuzca indirdi. 15 Temmuz'da millet kenetlendi, birleşti, oyunu gördü ve oyuncuların maskesini düşürdü."

"İDAM KONUSUNDA AB'NİN NE SÖYLEDİĞİ KENDİ BİLECEĞİ İŞTİR"

Devlet Bahçeli, bu süreçte yargılamaların adil ve hukuk içinde yapılması gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti: "İdam konusunda AB'nin ne söylediği, nasıl bir pozisyon aldığı da kendi bileceği bir iştir ve Türkiye egemenlik haklarını ve tarihi devamlılığını korurken hiç kimseden müsaade almayacaktır, almamalıdır. Geciken adaletin, adalet olamayacağı gerçeğinden hareketle hainlerle ilgili davanın en kısa sürede sonuçlanması mutlak bir zorunluluk olarak karşımızdadır. Siyaset yapma ve hükümet etme anlayışlarının pozitif yönde değişeceği yeni bir dönem başlamalıdır. Şimdi herkes başlamasını temenni ettiğimiz bu yeni döneme samimi katkılarda bulunmaya hazır olmalıdır. Aksi halde gerilim ve çatışmaların sürmesi halinde, demokratik rejimin ve hukuk devletinin geleceğinin kararacağını söylemek ve bugünün bile aranacağını öngörmek kehanet olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye'nin ve Türk milletinin beklentileri doğrultusunda yeni bir sayfa açmaya hazırdır."