Kübra Topal-Ocak ayının sonunda Resmi Gazete'de yayınlanan 'Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşullarına İlişkin İlke Kararı', içinde bulunan ucu açık ifadelerle tüm SİT alanlarında yapılaşmanın önünü açıyor. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na dava açtı.


25 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete'de, 2017/99 sayılı Doğal SİT Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı yayınlandı. Karar, şimdiye kadar yayınlananların aksine kendisinden önceki ilke kararını ortadan kaldırmıyor. Yani bir konuya ilişkin düzenlemelerin yapıldığı mevzuatta, kendine dayanak oluşturan ilke kararı ile yeni karar aynı anda bulunuyor. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) temsilcisi avukatlara göre bu durum başlı başına hukuka aykırı. Hukuki terimle kararın 'normlar hiyerarşisine' aykırı olması nedeniyle yürütmenin durdurulması isteniyor. Ancak hukuka aykırı olan tek konu bu değil. İlke kararı ile getirilen düzenlemeler, SİT alanların tamamında yapılaşmaya yol açabilecek unsurlara sahip. TBB ve EGEÇEP'in açtığı ortak davada ilke kararının yürütmesinin tamamen durdurulması ve iptali isteniyor.
 

'Belirsiz ifadelerle yapılaşmanın ucu bucağı yok'


Karardaki ilgili maddelerin bazıları ve davaya müdahil avukatların açıklamaları şöyle:
- Devletin güvenlik ve emniyeti için zaruret hasıl eden hallerde korunan alanlara yapı yapılabilecek.
EGEÇEP Vekili Av. Ömer Turgut Erlat: 'Devletin güvenlik ve emniyeti için zaruret hasıl eden haller' nelerdir? Yönetmelikte bununla ilgili bir tanım bulunmuyor. Aksine yönetmeliğin 5/ı maddesinde yer alan ilke gereğince; korunan alanlarda askeri ve güvenlik ihtiyaçları değil sadece ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar göz önünde bulundurulur. Dolayısıyla iki madde birbiriyle çelişiyor. Ayrıca yeni ilke kararında bulunan maddede sınırları tanımlayan ifadenin içine nelerin dahil edilebileceği belirsiz. Bu, son derece tehlikeli. Doğal SİT alanlarının yapılaşmadan korunması için ilgili kanunda yer alan kesin hükümler varken, 'güvenlik ve emniyet hasıl olduğu' gerekçesiyle kamu yararının aksine bir işlemin icrasına neden olmaması için bu ifadeyi taşıyan madde iptal edilmeli.
TBB Vekili Av. Erol Çiçek: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Acele Kamulaştırma başlıklı 27. maddesinde "3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'nun uygulanmasında yurt savunması" nedeniyle acele kamulaştırma yapılabileceği kanun hükmüyle belirlenmiş. Yurt savunmasına dair ihtiyaçlar somut olarak ortaya konulabilir. Ancak 'devletin güvenlik ve emniyeti' son derece geniş bir kavram ve kavramın içine birçok yapı sokulabilir.

- Zorunlu olan alanlarda, teknik altyapı hizmetleri olan telefon hattı, GSM baz istasyonu, teleferik, telesiyej gibi uygulamalar yapılabilecek.

Av. Ömer Turgut Erlat: Hükümde yer alan uygulamalar koruma ilkelerine aykırı olduğu gibi hiçbir kamu yararı da taşımıyor. Korunması gereken alanlarda bu tip uygulamaların yapılmasına hangi zorunluluk hali dayanak oluşturacak?
Av. Erol Çiçek: Maddede yer alan 'teleferik, telesiyej gibi' ifadesi olduça dikkat çekici. 'Gibi' sözcüğüyle SİT alanlarında yapılaşmanın önünü açacak unsurların ucu bucağı yok. Hukukta belirsizlik oluşturan bu tip ifadelere yer yoktur. Düzenlemelerin ne ifade ettiğinin tam olarak belirtilmesi gerekir.

- Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu izniyle; örtü altı tarım, kültür balıkçılığı, entegre tarım ve hayvancılık faaliyetleri yapılabilecek.

Av. Ömer Turgut Erlat: Örtü altı tarımda ve entegre faaliyetlerinde yoğun kimyasal ilaç ve gübre kullanımı söz konusudur. Bunlar endüstriyel tarım faaliyetidir. İlke kararının içinde bu ifadeyi barındıran maddesi korunması gereken alanların yok olmasına yol açabilir. Doğa ve insan sağlığına zararlı endüstriyel faaliyetlerin üstelik korunması gereken alanlarda yapılabilmesinin önü açılmamalıdır.
Av. Erol Çiçek: Endüstriyel tarımın zararlı olduğunu kanıtlayan en bilinen örnek, yıllarca zararsız olduğu düşünülerek kullanılan doğada uzun yıllar kalma özelliğine sahip kanserojen DTT isimli ilaçtır. Zararının anlaşılması yıllar sürdü ve doğa zarar gördü.

Destek bekliyorlar


- Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu izniyle; katı atık depolama tesisi, atık su arıtma tesisi, akaryakıt istasyonu gibi uygulamalar yapılabilecek.

Av. Ömer Turgut Erlat: Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu, korunması gereken alanlarda arıtma, depolama tesisleri ve akaryakıt istasyonu kurulmasına izin verebilecek. Uzunca yorumlamak gereksiz. Sadece maddedeki ilgili bölümü okuyan herkes ne yapılmak istendiğini saptayabilir.
Av. Erol Çiçek: Yine bir 'gibi' sözcüğüyle daha karşı karşıyayız! Üstelik bu kez gibi'nin önünde akaryakıt istasyonu ifadesi var. Korunması gereken bölgelere akaryakıt istasyonu gibi neler yapılmasının önünün açılacağını hayal gücünün sınırlarına bırakmışlar...

- Üst ölçekli planlara uygun olmak şartıyla sanayi tesisleri yapılabilecek.

Av. Ömer Turgut Erlat: Bir hukuk komedisi ile karşı karşıyayız. Dava dilekçesinde bunun aksini ifade eden kanun maddelerini belirttik. Zaten basitçe düşünüldüğünde doğal alana sanayi tesisi kurulması ihtiyacı hissedilmesinin ne kadar ilginç olduğu kanısına varılabilir.
Av. Erol Çiçek: Diğerleri gibi bu madde de elimizde SİT alanı bırakılmamasına yol hazırlanan ifadeler içeriyor. 'Doğal alan' ve 'sanayi tesisi' ifadelerinin aynı cümlede sanayi tesisi kurmak isteyenlerin lehine kullanılması normal mi?

TBB ve EGEÇEP, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ilke kararına karşı hukuki mücadeleyi resmen başlattı. İki kurumun temsilcisi avukatların ortak sözü 'SİT alanları yok olmasın.' Son sözlerinde ise mesaj var: Hukukçuların her şeye yetişmesi mümkün değil. Bu mücadelede çevreye hassas kuruluşlar da bizi yalnız bırakmayacaktır.