Doğadan ayrılmanın sonucunun geçen günlerde Giresun'da yaşandığını ve herkesin bunu örnek alması gerektiğini ifade eden Mustafa Tekin, doğayı korumanın en güçlü yolunun onun kendi yaşamlarımızdaki yerini korumak olduğunu söyledi. Deniz seviyesinden 2 bin ile 3 bin metre yükseklikteki Erzurum'un ilçelerinde 100'e yakın doğal dağ gölü bulunduğunu hatırlatan Tekin, "Bu göllerin büyük bir kısmında geçtiğimiz yıllara kadar balık vardı. Ama son 5-10 yıl içinde göllere ulaşımın kolaylaşması, yolların açılması ve yasak avlanmanın artması buraları tehdit eder hale geldi. Yasak avlanan avcıların buralara daha rahat ulaşabiliyor olması göllerdeki endemik olan alabalık türlerinin tükenmesine neden oldu. Şu an kaybetmediğimiz 3-5 göl kaldı, diğerlerindeki balık türleri maalesef yok edildi. Bu 3-5 dediğimiz göllerin mutlaka teknolojik altyapılı video gözlemle korunması gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yasakladığı, germe, tiriviri gibi aletlerle avlananlara cezai yaptırım olması gerekiyor. Yoksa bu göllerdeki balıkları da kaybedecek ve gelecek nesle bırakacak bir şey kalmayacak. Göllerin çoğunda endemik balık türleri var. Kafkas alası, Abant alası gibi bunların korunması gerekiyor. Bizler dağ, taş demeden dolaşıp kaçak avcılara karşı verdiğimiz mücadeleyi sürdürüyoruz. Gördüklerimizi jandarmaya şikayet ediyoruz. Bizi görüp kaçanların ise göle bıraktıkları malzemelerini imha ediyor ve balıkları tekrar göle bırakıyoruz" diye konuştu.

Kıymetini bilmiyoruz

Doğa koruma çalışmalarında görev aldığı için mutlu olduğunu ifade eden Yıldırım Beyazıt Öztürk ise sportif ve sürdürebilir balıkçılık yapılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

"Bu doğa harikası göllerimizde yapılan ağla balıkçılık, göllerdeki balık popülasyonu azaltıyor. Gölleri gezdiğimizde yöre halkı ya da kaçak avcılar tarafından göle bırakılan ağlara denk geliyoruz. İçindeki canlı balıkları göle bıraktık. Bazı balık ve su canlılarının telef olduğunu gördük. Bu çok üzücü bir durum. Genç nesil doğa içinde yaşamak istiyor. Gölün bir ucundun diğer ucuna çekilen balık ağlarını toplayıp imha ettik. Maalesef yaşadığımız cennet gibi yerlerin kıymetini bilmiyoruz. Gittiğimiz her gölde mutlaka kaçak avcılığın bıraktığı izleri görüyoruz."