Durmak yok vergiye devam

Abone Ol

Hatırlarsınız memur ve işçiler sene başında maaşlarına enflasyon oranında zam yapılması için hükümetle pazarlık masasına oturmuş, maaşlara yapılan zam oranı yüzde 7'yi bile geçmemişti. Bugün ülkede çiftçiler ürettikleri fındığın, üzümün, kayısının para etmemesinden şikayetçi. Manisa'da tanıdığım üzüm üreticilerinin bu yıldan tek beklentisi, emek vererek ürettikleri üründen elde ettiği gelirle borçlarını ödeyebilmek.

'IMF'ye borç veriyoruz', 'Dünyanın en gelişmiş ekonamilerinden biriyiz' diye açıklamalar yapılarak toz pembe bir tablo çiziliyor. Oysa durum hiç de öyle değil. Ülkenin dış borcu 14 yıl sonra ilk kez milli gelirin yarısını aşmış durumda. Brüt dış borç stoku, yılın ikinci çeyreğinde 20 milyar dolardan da fazla artarak, 2003 yılından bu yana ilk kez milli gelirin yarısını aştı.
Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre, Türkiye'nin brüt dış borç stoku, 30 Haziran itibarıyla, mart ayı sonundaki 412 milyar dolardan 432,4 milyar dolara çıktı. Böylece, Mart sonunda yüzde 48,6 olan dış borç stokunun milli gelire oranı, milli gelirin yarısını da aşarak yüzde ise 51,8 düzeyine tırmandı. Aynı tarihte, Türkiye'nin net dış borç stoku da, 267 milyar dolardan 283,1 milyar dolara yükseldi ve net dış borç stokunun milli gelire oranı yüzde 31,5 düzeyinden yüzde 33,9 düzeyine yükseldi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın zamlarla ilgili yaptığı açıklama da tablonun toz pembe olmadığını gösteriyor. "Son günlerde kamuoyunda 'Efendim işte zamlar oluyor, şunlar oluyor, bunlar oluyor', çeşitli şeyler var. Doğru. Zam yapmak, yani nasıl söyleyeyim, çok makbul bir şey değil ama ülkenin ihtiyaçları var' diyen Başbakan Yıldırım, 'Savunma sanayinde çok ciddi gelişmeler sağladık. Çok ciddi ihtiyaçlarımız var. Bu ihtiyaçlarımızı karşılamak için ilave kaynağa ihtiyacımız var. Bir kısmı kamuda tasarruf ederek, bir kısmını da doğrusu vergi artışı gibi yollarla karşılamış olacağız. 2018 zor bir yıl olacak" dedi.
Evet her yıl bir öncekinden daha zor, daha boğucu geliyor. Yandaşın kalkındığı halkın fakirleştiği bir ülke olduk. 16 milyon kişi yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Küçük bir azınlık her geçen gün biraz daha zenginleşirken, ülkenin büyük kesimi daha da fakirleşiyor. Hasan Hüseyin Korkmazgil'in bir şiirinde de dediği gibi, yaprak döküyor bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe...
Durmak yok vergilerle yaşamaya devam.