Düşünce hürriyeti ve medya

Abone Ol

    
Tüm bu nedenlerle, haber alma hürriyeti, hürriyetler skalasında vücut bütünlüğü ile aynı kategoride değerlendirilebilir.
    
Küresel çağda, düşünce ve ifade hürriyetinin etkili olabilmesi için en olası araç medyadır. Bu nedenle basın özgürlüğü, demokratik toplumların vazgeçilmezidir. Bu hakkın kullanımında ise mümkün olduğunca sınırlamalardan kaçınılmalıdır.  Türkiye'nin de yargı yetkisini tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 1976 tarihli Handyside v. İngiltere kararında özgürlüğün sadece itibar gören veya zararsız ya da önemsiz sayılan haberler ya da fikirler açısından değil, aynı zamanda devlet yönetimi yahut halkın bir bölümü için aykırı, kural dışı, şaşırtıcı veya endişe verici cinsten olanlar için de geçerli olduğu ifade edilmiştir. Bu hak, elbette sınırsız da değildir. Milli güvenlik, toprak bütünlüğünün ve kamu düzenin korunması gibi gerekçelerle sınırlandırılması mümkündür. Ancak her halükarda sınırlamalar, hakkın özüne yönelmemeli, istisnai bir nitelik taşımalıdır.
    
Türkiye'de Doğan Medya Grubu'nun satışı, basın hürriyeti konusunu yeniden gündeme getirdi. İktidara yakın iş grupları aracılığıyla son on yıllık süreçte medyada adım adım tekelleşmeye gidiliyor. Haberlerin yayınlanıp yayınlanmamasından yayınlanma biçimine kadar tüm süreçlerde, belirgin bir otosansür uygulandığı görüşü yaygın.
    
İnsanın bilmediği, ancak var olan bir olay onun düşüncesini etkileyemez. Gerçekler, ancak görülürse ya da gösterilirse, düşünce hürriyeti anlam taşır.
    
Gerçekleri bilme kanallarının açık olduğu bir ortamda, gerçekten düşünülebilir...