Törene Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Yeni Zelanda Savaş Gazileri İşleri Bakanı Nathan Guy, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman, savaşa katılan ülkelerin büyükelçileri, çok sayıda asker ve vatandaşlar katıldı. Tören, saat 09.00'da Çanakkale Savaşı'na katılan Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, İngiltere, Kanada, Pakistan, Almanya, Fransa, İrlanda ve Hindistan adına Şehitler Abidesi'ne çelenklerin koyulmasıyla başladı. Saygı atışı ve saygı duruşunun ardından 11 ülkenin millî marşları eşliğinde abide önündeki bayrakları göndere çekildi.

'GELİBOLU, SAVAŞIN YENİLDİĞİ YERDİR'

Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen törende bir konuşma yapan Vali Tuna, Çanakkale Savaşları’nın 1. Dünya Savaşı'nın kaderi, boğaz savunması ve Gelibolu Yarımadası üzerindeki kara savaşlarının millî harp tarihi için müstesna bir yeri ve önemi olduğunu söyledi. Bu toprakların, kendi evlatlarını kucakladığı gibi burada savaşan milletlerin evlatlarını da bağrında taşımaya devam ettiğini belirten Tuna, “97 yıl önce Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadası’nda yaşananlar, sadece Türk milletinin var olma savaşı olmayıp buradaki muharebelere katılan değişik milletlerden insanların da ulus olma yolunda attıkları adımları derinden etkilemiştir. Milletimizin bu cephelerde ödediği ağır bedellerin karşılığında var olma mücadelesinin ne anlam ifade ettiğinin farkına varmış olması, bizim açımızdan buradaki muharebelerin en belirgin sonucunu teşkil eder. Bu sonucun ortaya çıkardığı en önemli kişilik, Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’dir.” dedi.

Çanakkale’de başlayan sürecin ortaya çıkardığı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda yer alan temel felsefe ve değişmez ilkelerden birinin "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesi olduğunu vurgulayan Tuna, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün bu ilkelerin ışığı altında burada toplanmış bulunuyoruz. 97 yıl önce 8-10 metre mesafedeki siperlerde birbiriyle kıyasıya mücadele edenlerin, o siperlerde birbirlerine sarılarak can verenlerin torunları olarak, barışın getirdiği erdemleri butün dünyaya yansıtan güzel bir örnek oluşturuyoruz. Geçmişte yaşanan olayların unutulmaması, o olaylarda yaşanan acılardan ders çıkarılması ve çıkarılan derslerle geleceğin barış içinde şekillendirilmesi, insanlığın çözmesi gereken en önemli sorunlardan biri olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Savaşlar, insanlık tarihinde derin ve onulmaz yaralar açarlar. Barış içinde yaşayabileceğimiz ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz tertemiz, yaşanabilir bir dünya dururken savaşlarla hem dünyayı hem de insanlığı hüzün içinde bırakmayı kimse izah edemez. Savaşan askerlerin ailelerine yazdıkları mektupları okursak, eminim ki çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için birlikte gayret göstermek gerektiğine olan inancımız pekişecektir. Gelibolu savaşlarında siperler arasında yaşanan bazı hikayelerde, orada insani değerlerin kaybolmadığını görüyoruz. Bugün Gelibolu’yu, ‘Savaşın yenildiği yer’ olarak ilan etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Dün büyük bir savaşın taraftarı olanlar, bugün insani değerlerle bezenmiş, duygu yüklü barışın getirdiği engin hoşgörü ortamının tarafları olarak buradadırlar. Bugün bizlere düşen savaşlardan uzak durmak, 97 yıl önce yaşanan acılardan bizi uzak tutacak sürekli bir barış ortamının insanlık için geçerli olmasına çalışmaktır. Kaybettiklerimiz bugün yaşasaydılar, kesinlikle onlar da barış ve dostluğun hakim olmasını isterlerdi.”

Türk Silahlı Kuvvetleri adına bir konuşma yapan Tuğgeneral Ferhat Özgen ise 97 yıl önce bu topraklarda yaşanan muharebelerin, silinmesi mümkün olmayan izler bıraktığını söyledi. Özgen, “Silinmesi mümkün olmayan o izler ise büyük bir millet olma değerlerini kavrayıp millî benliğimizi elde etmemize vesile olan, bu savaşı ve daha sonra da Kurtuluş Savaşı'nı kazanarak birer Türk destanına dönüştüren yüzyılın dehası, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıkmasını sağlayan, acı ve kanla yazılmış bir kahramanlık destanı ile bu toprakların bağrında yatan on binlerce askerin ebedi hatıralarıdır. Çanakkale Savaşı, bir hilâl uğruna okullarını bırakarak gönüllü cepheye koşup da dönemeyekleri için birçok okulun o dönem mezun vermediği bir münevverler savaşıdır. Bundan dolayı Mustafa Kemal’in, ‘Çanakkale’de bir üniversite gömdük.’ sözü çok anlamlıdır.” dedi.

YENİ ZELANDA ADINA KONUŞMA

Yaklaşık 100 yıl önce buradaki savaşın küçük, genç uluslu, dünyanın yarısından uzakta olan Yeni Zelanda için belirleyici bir nokta olduğunu belirten Yeni Zelanda Savaş Gazileri İşleri Bakanı Nathan Guy, Çanakkale Savaşları’ndaki çatışmalarda asıl rolü Anzaklarların oynadığını söyledi. Guy, “1915’teki ortak olayda, biraraya gelen farklı kültürlerin, dillerin, dinlerin ve düşüncelerin dizilişi olan bu durum, Gelibolu mücadelesini şekillendiren kaydadeğer görüşlerden yalnızca biridir. Bugün buraya çok sayıda ulusun insanlarıyla dünyanın etrafındaki küçük köylerde, şehirlerde ve önceki savaş alanlarında biraraya gelen insanlarla birlikte geldik. Farklı diller konuşuyor olmamıza rağmen Gelibolu'da yaşanan insanlık trajedisinin acısını ve kaybını aynı derinlikte hissediyoruz. Gelibolu ayrıca Türkiye için trajik bir önem taşımaktadır. Hemen hemen 87 bin Türk askeri, Türklerin tarihi için belirleyici bir an haline gelen bu çatışma esnasında öldü. Anavatanlarında ölen binlerce asker, bu mezarlıkta gömüldü.” dedi.

Bugün Gelibolu çatışmasının karşı saflarındaki ülkelerin, birçok ülkenin sorumlu noktalarına barışı ve uzlaşmayı getiren BM bayrağı altında birlikte durduğunu hatırlatan Guy, sözlerini şöyle tamamladı: “Ayrıca geçen ay Kabil yakınlarında Türkiye’nin, 12 hizmet personelini acı bir helikopter kazasında kaybettiğini üzüntüyle belirtmek isteriz. Yeni Zelanda’da bizler, görevindeki insanları kaybetmenin gönül yarasını oldukça iyi biliyor hale geldik, çünkü biz de Afganistan’da istikrar sağlanmasına ve yeniden yapılanmaya yardımcı olmak için seferber olduk ancak bunu yaparken de bütün savaşlarda ve özellikle burada, Gelibolu'da hayatını kaybedenlerin anısı için Cumhurbaşkanı Atatürk’ün şu dileğini içtenlikle yerine getirmek isteriz: Yurtta sulh, cihanda sulh.”

TÖRENDE NELER YAPILDI?

Mehteran bölüğü gösterisinin ardından onur kıtası, dost ülkeler askeri birlikleri, Türkiye Muharip Gaziler Derneği üyeleri ve izcilerin katılımıyla resmi geçit töreni yapıldı. Solo Türk de bir gösteri yaptı. Anma töreni, ülke temsilcilerinin şehitlik defterini imzalaması ve sembolik Türk şehitliğini ziyaret edip karanfil koymasıyla sona erdi. Buradaki törenden sonra protokol, Fransız Anıt Mezarlığı ve İngiliz Halles Anıtı’ndaki anma törenlerine geçti.