Yakın tarihte dünyanın pek çok yeri ile Türkiye'de de şehirlere ciddi zararlar veren kaos dalgalarının yaşandığını anımsatan Erdoğan, İngiltere'de 2011'de, İstanbul'da 2013'te, Paris'te 2018'de yaşanan büyük sokak eylemlerinin şehirlerin karşı karşıya bulunduğu önemli tehlikeyi açıkça ortaya koyduğunu söyledi.Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Amerika'da çok ciddi sonuçlara yol açan toplumsal eylemlerin merkezinin daima şehirler olduğunu belirten Erdoğan, şehir nüfusuna göre oldukça küçük sayılabilecek organize grupların tüm hayatı felç edebilecek eylemler yapabildiklerine dikkati çekti.

Alt yapı eksikleri

Erdoğan, Türkiye'de şehirlerin kimi zaman fiziki, kimi zaman sosyolojik farklılarla ayırılmaya çalışıldığını, geriye doğru bakıldığında 1960'ların ve 1970'lerin Türkiyesi'nde bu gerçeğin pek çok şehirde görüldüğünü dile getirdi. Gecekondu semtleri ile tarihi ve modern semtlerin arasında çok ciddi alt yapı ve üst yapı farkları olduğuna değinen Erdoğan, aynı şekilde siyasi, etnik ve mezhebi fay hatlarının kimi zaman kanlı hale dönüşebilen derin bir ayrım sebebi olduğunu söyledi.

Büyük yatırımlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin her alanda yaşadığı büyük dönüşümden şehirlerin de nasibini aldığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Özellikle son 17 yılda yaptığımız büyük yatırımlar sayesinde Türkiye artık fiziki bakımdan oldukça ileri bir seviyeye ulaşırken, sosyolojik olarak da daha demokratik bir yapıya kavuşmuştur. Bunu Güneydoğu'dan, Doğu Anadolu'dan anlayabilirsiniz. Terörle mücadele ederken bir yandan da terörün alt yapısını oluşturan kentleşme noktasındaki yerlerde ne yaptık? Kökünden kazıdık, yıktık ve oralarda şehirleri yeniden imar ve ihya yoluna gittik. Ülkemizde yeni gecekondu inşası kesinlikle olmadığı gibi eskilerin de önemli bir bölümü kentsel dönüşüm projeleriyle ortadan kalkmıştır, kalkmaya devam etmektedir. Hem mevcut nüfusumuzun konut kalitesini yükselttik hem de sürekli artan nüfusun konut talebini karşıladık, karşılıyoruz."

Demokrasi ve güvenlik vurgusu

"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ortak paydası ile toplumsal farklılıkların gerilim sebebi haline dönüşmesinin önüne geçeceklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin milli projeleri çok geniş ve samimi bir destek zemini bulabilmesinin bu sayede olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güzel atmosfer içinde 2023 hedeflerine ulaşana kadar azim ve kararlılıkla çalışmayı sürdüreceklerini vurgulayarak, şunları söyledi: "Şehirlerin güvenliğini de içine alan bu büyük vizyonu inşallah tamamen hayata geçireceğiz. Demokrasi ve güvenlik dengesi özellikle günümüz dünyasında giderek daha çok karşımıza çıkan bir denklemdir. Batı ülkeleri her ne kadar demokrasinin kurallarını koyan ve asli sahibi edasıyla hareket etseler de zorda kalınca en büyük savrulmayı kendileri yaşıyor. Şu anda Fransa'da yaşananları görüyorsunuz, Paris'in sokaklarının ne hale geldiğini görüyorsunuz. İngiltere'de Londra'nın ne hale geldiğini görüyorsunuz. Aynı şekilde Almanya'da Berlin'de, Düsseldorf'ta buraların ne hale geldiğini görüyorsunuz. Bakın açık ve net söylüyorum, inanın bunlar iyi günleri, bunları daha çok büyük musibetler bekliyor. Niye? Güvenlik sorununu tehdit eden ne kadar uyuşturucu olayı varsa bütün bunların baronları bizdeki terör örgütleriyle beraber çalışıyorlar. Ve biz de bu terör örgütleriyle mücadelemizi kararlı şekilde sürdürüyoruz."

Gerçekleri görmemiz lazım

Türkiye'nin kendi sınırları içinde, özellikle de şehirlerinde uzunca bir süre neredeyse her gün terör örgütlerinin kanlı saldırılarına maruz kaldığını anımsatan Erdoğan, hukuk devleti sınırları içinde alınan tedbirler ve güvenlik güçlerinin kahramanca mücadelesiyle bu sıkıntılı dönemin geride bırakıldığını dile getirdi. "Ülkemizde her gün başımıza gelen olaylardan sadece biri rastgele bir Batı ülkesinde cereyan ettiğinde ise ortaya bambaşka bir manzara çıkıyor" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Böyle bir durumda hemen demokrasinin de hukukun da insan haklarının da adeta rafa kaldırıldığı bir güvenlik düzenine geçiliyor. Güya kural, düzen ve özgürlük sembolü sayılan Batı şehirleri bir anda açık hava hapishanelerine dönüştürüldü. Bırakınız hukuki hakları, en temel insani haklar dahi işlemez hale gelmiş, güvenlik kaygısının yol açtığı panik durumu her şeyin üzerine çıkmıştır. Daha kısa zamanda Hollanda'da, Paris'te gördük. Polisler kadınları yerlerde nasıl sürüklüyorlar, ellerinde coplarla bayanları, insanları nasıl dövüyorlar. Bütün bunları, oralarda yaşananları, bunları ekranlarda izledik ama Türk polisi buna benzer bir şey yapmış olsa, bunlar dünyayı ayağa kaldırırlar. Bu gerçekleri hem göreceğiz hem de bunları halkımıza anlatacağız."

Editör: Haber Merkezi