Almanya'da oturan 38 yaşındaki yaşayan Nursen Erol, 10 yıldan bu yana Hollanda'daki  Mobese kameraları üreten fabrikada çalışan kardeşi Halil Erol'a bir süre ulaşamayınca, 6 Şubat 2010 tarihinde, merak edip iş arkadaşlarına sordu. Arkadaşlarının kendisini 10 günden bu yana görmediklerini, işe de gelmediğini söylemesi üzerine Nursen Erol, polise başvurarak, kardeşinin kayıp olduğunu bildirdi. Bunun üzerine harekete geçen Hollanda polisi, eşinden boşandığı belirtilen, 2 çocuk babası Erol'un evine 6 kilometre uzaklıktaki  bir köprünün altındaki su kanalında, çuval içinde 146 gün sonra bir çift kol ve bacak buldu. Organların bulunmasından birkaç gün sonra da aynı yerin yakınlarında bu defa Erol'un yanmış olarak otomobili bulundu, plakasının başka bir otomobilde takılı olarak dolaştığı tespit edildi. Aramalara rağmen baş ve gövdeye ulaşılamazken, kol ve bacaklardan alınan örneklerin DNA testi sonucu Erol'a ait olduğu belirlendi. 25 Kasım 2010 tarihinde Türkiye'ye gönderilen öldürülen Erol'a ait olduğu belirlenen uzuvlar, memleketi Balıkesir'in Bigadiç İlçesi Çekirdekli Köyü'nde toprağa verildi.
Aradan üç yıl geçmesine rağmen öldürülen oğlunun diğer uzuvlarının bulunamaması ve katil veya katil zanlıların yakalanamasının acısını yaşayan Gülhan Erol, derdini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a anlatmak istedi. Bunun için geçen 3 Mart cumartesi günü Bigadiç'te halka seslenen Başbakan Erdoğan'ın mitinge katılan gözü yaşlı anne Erol, kalabalığın arasından oğlunun bir fotoğrafını sallayarak dikkati çekmek istedi ancak başaramadı. Erol, "Derdimi başbakanımızı anlatabilme hayaliyle meydana gelmiştim. Miting boyunca fotoğrafı sallamama rağmen bir kere olsun olduğum tarafa bakmadı. 'Derdin ne?' diye sormadı. Mitingden sonra Bigadiç'ten ayrıldı, ama biz yine derdimizle kaldık" dedi. 
Editör: Haber Merkezi