Bilindiği üzere Medya Okuryazarlığı dersi 2006 yılından bu yana MEB ve RTÜK işbirliğiyle ortaokullarda okutulan seçmeli dersler arasında yer almakta. Medya Okuryazarlığı dersinin zorunlu ve kendileri tarafından okutulmasını isteyen iletişim mezunları meb.gov.tr adresi adeta mail yağmuruna tuttu. Medya Okuryazarlığı dersinin kendileri tarafından okutulmasını isteyen formasyonlu iletişim mezunları kendilerine büyük bir haksızlık yapıldığı kanaatinde.

“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KEŞKE BİZİ DUYSA…”

“Medya Okuryazarlığı Dersi Zorunlu Olmalı ve İletişimcilerce Okutulmalı” adlı sayfada bir araya gelen formasyonlu İletişim mezunları dersin kendilerince verilmesi ve zorunlu olmasını istiyor. Haber İlef‘e konuşan grup yöneticilerinden Kübra Teke, şu ana kadar kimi bakan ve milletvekiller dahil hemen hemen herkese konuyu bir şekilde aktardıklarını ancak sorunun çözülmediğini, soruna karşı herhangi bir geri dönüşün olmadığını söyledi. Formasyonlu iletişim mezunu Kübra Teke özetle şunları söyledi: “Medya Okuryazarlığı dersini biz formasyonlu iletişim mezunları varken alanı dışında olan öğretmenlerin bu dersi vermesi kabul edilemez, Yıllardır biz bunu dile getiriyoruz. Ancak ne yazık ki MEB bizi henüz duymadı. Keşke Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bizi duysa. İnanıyorum ki bizim konuyu çözecek tek kişi Sayın cumhurbaşkanımız. Ah bir el atsa. Medyanın ne kadar önemli olduğunu en iyi Cumhurbaşkanımız bilir. Mesela darbe gecesi televizyonlardan seslendi ve biz gerçeği o zaman anladık. Kendisine mail attım ancak dönüş olur mu bilmiyorum. Sonuçta Türkiye’nin gündemi hep yoğun.

Şu an formasyonlu iletişimciler olarak MEB’e önerilerimizi yazıyoruz. Medya Okuryazarlığı dersi zorunlu ve formasyon almış iletişim mezunlarınca verilsin diyoruz. Ben ve arkadaşlarım bu konuda çok emek verdik. Eğitim sendikalarına da ulaşmaya çalıştık. Ancak onlar kendi sıkıntıları ile uğraşmaktan, öyle sanıyorum ki bizim konuya eğilmediler. Ya da belki de eğilmek istemediler. Her şeye rağmen bizler, bu dersin kesinlikle en az matematik veya sosyal bilgiler dersleri kadar faydalı olacağını düşünüyoruz. Şu an ücretli öğretmen başka bir ifadeyle ek ders karşılığında çalışıyorum. Ve görüyorum aslında bu derse ne kadar çok ihtiyaç duyulduğunu.

SORGULAYAN BİREYLER İSTİYORSAK...

Başka bir açıdan söyleyeyim; bakıyorsunuz, ülkemize karşı algı operasyonları yapılıyor sürekli. Peki bunu çözmek için sadece RTÜK yeterli olabilir mi? Hayır, yasaklarla olmaz bu iş ancak eğitimle halledilebilir. RTÜK yine ceza mı kesecek, kessin. Ancak ceza kesmekle bitmez. Gerçek ile kurgunun ayırt edilmesi, ülkemize medya eliyle oynanan oyunların doğru okunması ve çocuklarımızın olumsuz etkilenmemesi gibi bir çok faydası olacak. Sorgulayan bireyler istiyorsak sorgulayıcılığı çocuklara gerçek manasıyla verebilecek ders bu derstir.

Sırf bir kaç saat ek ders alacağım diye Medya Okuryazarlığı dersine alanı olmayan öğretmenlerin girmesi ülkemize de, bizlere zulümdür. Dersin öğretmeni değilseniz, ne kadar bilirseniz bilin, senaryo, haber yazımı, reklamcılık gibi 4 yıl boyunca bu alanda okumuş formasyonlu bir iletişim mezunu kadar bu dersi etkili ve verimli veremezsiniz. Öyle 4 aylık 6 aylık seminerlerle bu konuyu geçiştirmek kesinlikle çok yanlış.

NEDEN OLMASIN

MEB, nasıl ki şu an ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ adıyla geçen seçmeli derse öğretmen ataması yapıyorsa aynısını Medya Okuryazarlığı dersi için de yapabilir. Neden olmasın! Dilerim sesimizi duyan olur. Medya Okuryazarlığı dersi gerçek öğretmenlerine teslim edilmelidir. İnşallah Sayın Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz Bey de sesimize kulak verir.”