FATİH ÖZKILINÇ-İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Birlik Sağlık Sen Genel Merkezini ziyaret etti.  İYİ Partili Çıray, sendikanın genel merkezinde Genel Başkan Ahmet Doğruyol tarafından karşılanırken ziyarete Birlik Sağlık Sen yönetim kurulu üyeleri katılım gösterdi. Birlik Sağlık Sen ziyaretinde gündeme dair açıklamalarda bulunan İYİ Partili Çıray, “Sağlıktaki sorunları dile getiriyoruz. Sağlık olarak sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu sıkıntıların düzelmesini talep ediyoruz. 2 yıldır devam eden pandemi sürecinde çok zor bir süreç geçirdi. Cumhurbaşkanı Tıp Bayramında müjdeler vardı ama tarih yoktu. Sağlıkta şiddet, aile hekimleri sorunları, 3600 ek göstergelerle yapılan açıklamalar havada kalmaya devam ediyor. Yapılan açıklamalarda bir tarih belirlenmesi talebimiz var. Memur maaşları malum. TÜİK rakamları ile hayatın arasında büyük fark var. Değişik araştırma şirketlerinin yaptığı açıklamalar birbiri ile tutmuyor 2 kat fark var. Eski hükümetler döneminde yapılan her ay enflasyona göre düzenlenmesini istiyoruz” dedi.

"Türk milletinden gizlendi"

Pandemi sürecinin iyi yönetilemediğini belirten İYİ Partili Aytun Çıray, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın insan haklarına saygısızlıktan dolayı yargılanması gerektiğini belirterek, “Türkiye covid sürecinde zorlu zamandan geçti. Ne yazık ki Türkiye’yi yönetenler bu ucube rejim nedeniyle sağlık politikalarında dahi her gün cumhurbaşkanından onay almadan uygulanamadı. Bu da zaman kaybına ve yanlış kararlara yol açtı. Türkiye’de çok önceden covid görülmesine rağmen, bizim ‘Türkiye’de covid vakası var mı derhal açıklayın’ meydan okumamızın ardından gece ilk covid vakasını açıkladılar. O sırada tedbirlerin hemen alınması gerekirken o sırada vatandaşlarımızı umreye göndermemeleri gerekirken umreye göndererek  Arabistan kaynaklı covid taşınmasına neden  oldular. Yurtdışında gelen vatandaşlarımızın 5 gün dışında kalanı karantina uygulayamadılar. En kötüsü de bilim insanların değerlendirilmesine sunulması gereken gerçek bilimsel rakamlar Türk milletinden gizlendi. İlk defa İstanbul mezarlıklar müdürlüğünden ortalama ölüm raporları ve defin ruhsat sayılırını aldığımda o güne kadar İstanbul’da görülenin birkaç kat fazlası, beklenen ölüm oranın çok fazlasında ölümle karşılaşıldığını ve bununda covid nedeniyle ölen vatandaşlarımızın başka teşhislerle defnedildiğini gördük. Aşılar konusunda kararsız kaldır. Sinovac benzeri Turkovac aşısını ürettiler ve adeta bu aşıyı bir propaganda aracı olarak kullandılar. Bu süreci yöneten Sağlık Bakanı ileride insan haklarına ve insanın yaşam hakkına saygısızlıktan belki de yargılanacaktır, yargılanmalıdır” dedi.

Alkışlayıp haklarını vermediler

Sağlık çalışanları pandemi sürecinde birçok meslek şehidi verdiğini hatırlatan Çıray, “O dönemde Türk milletinin sağlık çalışanlarına gösterdiği saygı ortak olmak isteyen siyasi iktidar balkonlardan Türk milleti ile birlikte sağlık çalışanlarını alkışladılar ama sağlık çalışanın haklarını vermediler. Ne emekliler hakları anlamında, ne aile hekimlerin ek ödeneklerini sağlamadılar. Her meslek kutsaldır ama dünyanın her yetinde tıp meslek mensupları, verdikleri hizmetlerle farklı muamele görür ve kutsallık atfedilir. Bu aşamadan sonra bir şey vereceklerse de seçime yönelik olur. Bu da etkili olmayacaktır. Enflasyon o kadar yükseldi ki kaşıkla veriyorlar sapıyla çıkarıyorlar. Asgari ücret zam yaptılar ama yapıldığı gün erimişti. TÜRK İŞ açlık sınırını 5 bin 330 lira olarak açıkladı. Türkiye şirazesinden çıkmıştır. Sadece ekonomi olarak değil siyasi iktidarın yürütmüş olduğu siyasetler nedeniyle birlik ve beraberliği tehlikeye düşmüştür. Bu kutuplaşma siyaseti ile iktidarda kalma arzusu sürekli toplumun bir kısmını diğer kısmına tahrik eden bir siyaset anlayışıdır” diye konuştu.

"Egemenlik hakları devredildi"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretini ve Cemal Kaşıkçı cinayeti azmettiricisi olarak iddia edilen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesine de tepki gösteren Çıray, “Türkiye’nin egemenlik hakları tehlikededir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin içerisinde yargılanması gereken, bir gazeteciyi önce parçaları ayırıp sonra asitte eriten suçluların dosyalarını Suudi Arabistan’a iade etmekle kalmadı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin egemenlik haklarından birisini devrettiler. O dosyayı oraya göndererek Sayın Erdoğan bölgesel liderliğini su idaresi haline dönüştürdü. Bize Türk milleti olarak bölgesel liderlik yetmez. İnşallah İYİ Parti iktidarında küresel liderliğe oynayacağız. Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, milletiyle bunu yapmaya muktedirdir. Tıpta dünya ile rekabet eden ülkeydik. Eğer eğitimin kalitesini düşürmemiş olsalardı dünya ile rekabet ettiğimiz tıp ve hukuk mesleğinde Türkiye bu hale düşmezdi. Türkiye önümüzdeki seçimde ucube rejimden kurtulup tekrar milletin iradesini parlamentoya yansıtan, yeniden ve çağa uygun bir anayasal devleti inşa etmek mecburiyetindedir. Bu bir varlık ve yokluk meseledir. Şakaya gelecek bir tarafa kalmamıştır. Partizanlığa veya başka duygu ve düşünce yer yoktur” ifadelerini kullandı.

“Bu bir felaket”

Tıpta Uzmanlık Sınavı(TUS) kontenjanlarının iki katına çıkarılmasına ilişkin de açıklamalarda bulunan Çıray, “Bazı mesleklerde yapılan hataların tashihi mümkündür. Ama doktorların yaptığı hatanın düzeltilmesi mümkün değildir. Tıp eğitimi çok ciddi bir eğitimdir. Herşeyde olduğu gibi kaliteye önem vermeyen, sayılara önem veren bu siyasi iktidar, yeterli eğitimi almadan uzman sayısını arttırarak, yeterli eğitim kapasitesi olmadan tıp fakültesi sayılarını artırarak Türkiye’ye yatırım yaptığını zannediyor. Esasen Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi seviyesine döndürüyorlar. Ama daha acısı geçenlerde bir milletvekili arkadaşım Ankara Şehir Hastanesine gittiğinde Türkçe bilmeyen bir doktorla karşılaştı. Bu bir felakettir” dedi.

Vatandaş olmanı değeri ucuzlatıldı

İngiltere’de doktorluk yapabilmek için bir İngiliz’in bildiğinden daha fazla İngilizce bilme mecburiyetiyle karşı karşıya kalınıyor. Aşağı yukarı bütün tıp fakültesi derslerinden de sınava girmek zorunda kalınıyor. Almanya’da yine aynı şekilde. Bu siyasi iktidar her şeyi ucuzlattı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın değerini ucuzlattı.  250 bin dolara vatandaşlık verildi. Vatandaşlık almak dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kolay değildir. Bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorsanız o ülkenin ana dilini konuşma, belirli bir sene çalışıp vergi verme, mülk edinme ve belirli bir yıl geçirme şartları vardır. Türkiye’de bizim evlatlarımız başka topraklarda şehit olurken bir gün askerlik yapmamış kişilere vatandaşlık verip aynı hakları vermek ahlaki mi? Bu milletin çocuklarına, evlatlarına, gelmişine, geçmişine, kültürüne hakaret değil mi?” ifadelerine kullandı.

“Gitsinler, millet nefes alsın”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yurt dışına giden veya özel sektöre geçen hekimler için, "gidiyorlarsa gitsinler" ifadelerini kullanmasına da tepki gösteren Çıray, “Tıp doktorlarına yurtdışına gidin diyenlere biz tavsiye ediyoruz; hep beraber kendileri yurtdışına gitsinler, yaşasın da bu millet nefes bir rahat nefes alsın” dedi.

Maaşlar enflasyona göre düzenlenmeli

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol ise sağlıkçıların sorunları sorunlarını dile getirerek “Sağlıkçılar olarak sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu sıkıntıların düzelmesini talep ediyoruz. İki yıldır devam eden pandemi sürecinde çok zor bir süreç geçirdi. Cumhurbaşkanı Tıp Bayramında müjdeler vardı ama tarih yoktu. Sağlıkta şiddet, aile hekimleri sorunları, 3600 ek göstergelerle yapılan açıklamalar havada kalmaya devam ediyor. Yapılan açıklamalarda bir tarih belirlenmesi talebimiz var. Memur maaşları malum. TÜİK rakamları ile hayatın arasında büyük fark var. Değişik araştırma şirketlerinin yaptığı açıklamalar birbiri ile tutmuyor 2 kat fark var. Eski hükümetler döneminde yapılan her ay enflasyona göre düzenlenmesini istiyoruz” dedi.