60 yaşındaki Menşure Albayram, Antalya'nın Konyaaltı ilçesinde dünyaya geldi ve orada büyüdü. Konyaaltı Sahili'ne 500 metre uzaklıkta bulunan bahçe ve kayalıklar arasındaki tek katlı evde yaşayan Albayram, küçük yaştan itibaren evinde tarım ve hayvancılık işleri ile uğraştı. Aradan geçen yıllar içinde Albayram'ın evinin etrafı lüks binalarla dolmaya başladı. Ancak Albayram evinden vazgeçmedi.

Evini, arazisini eski günlerdeki gibi yeşil ve ağaçlık tutmak için mücadele eden Albayram, çocukluğundan beri yaptığı çobanlıktan da vazgeçmedi. Lüks apartmanların arasında az da olsa bulunan yeşil alanlara keçilerini otlatmaya götüren Albayram, eşinin ise kendisine keçilerini satması için sitem ettiğini anlattı.

Keçilerinin sütünü ve kurbanlık satarak aile bütçesine yardım eden Albayram, iki kızının olduğunu kendisi okuyamadığı için kızlarının eğitimine önem verdiğini anlattı. Kızlarından birinin üniversiteyi bitirip evlendiğini belirten Albayram, ikinci kızının ise eğitimine devam ettiğini açıkladı.

'Sarı' adını verdiği köpeğiyle hayvanlarını otlatan Menşure Albayram, keçilerine verdiği adla seslenip, gün boyu onlarla ilgileniyor. Keçilerine çoğunlukla kızının arkadaşlarının adını koyan Menşura Albayram, 'Eylül', 'Yaren', 'Güneş', 'Sedef', 'Yıldırım', 'Mayıs', 'Yaz', 'Şımarık' gibi isimlerle seslenerek hayvanlarını otlatıyor.

Sadece kendine ait 15 keçiyi değil, yakınlarının hayvanlarını da otlatan ve sağan Albayram, hayvanlarına çocuğu gibi baktığını söyledi. Hayvanlarına çocuğu gibi bakıp, 'Yavrum, kızım' diye seslenmesiyle de mahalle sakinlerinin gönlünü kazandı. Keçilerine, 'Karnınızı doyurun', 'Hadi gidiyoruz', 'Yaramazlık yapmayın' diye seslenen Menşure Albayram'ın hayvanlarıyla iletişimi, çevresindekileri de şaşırtıyor.

Kurban bayramı için sattığı keçilerinin kesileceğini düşündüğünde ağladığını belirten Albayram, "Ailem beni okutamadı. O zaman Konyaaltı'nda ortaokul yoktu. Hayvanlara bakarak büyüdüğüm için onları bir kenara bırakamadım. Hep çobanlığa devam ettim. Eşim çobanlığı pek sevmez. İneklerimi sattım ama keçilerime bakmaya devam ediyorum. Keçilerle günümü geçiriyorum. Kurbanlıkları, keçi sütlerini satıyoruz. Ete para vermeden, ihtiyaç olduğunda kesip yiyoruz. İki çocuğumu okuttum. Büyük çocuğum evlendi. Hem anne hem çoban olmak bazen çok güzel. Bunun gururunu yaşıyorum. Yatta, katta gözüm yok. Yıllardır her yer bina oldu ama evim bana yetiyor." şeklinde konuştu.