Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı kararları yeniden gözden geçirmesini isteyen Mutlu, ‘İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, teşkilatı tarafından olumlu karşılanmayan bu kararların düzeltilmesi için gerekirse hukuki tüm yollara müracaat edecektir.’ şeklinde konuştu.

Adil değil

Yerel yönetimlerde esnaf teşkilatı idarecilerinin tecrübelerinden faydalanılması gerektiğini belirten İESOB Başkanı Mutlu, ‘2010 yılında çıkarılan 5980 Sayılı kanun ile, 2839 Sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılmıştır. Buna göre, Milletvekili seçimlerinde aday olmak isteyen kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları ve sendikaların başkan ve yöneticilerinin bu görevlerinden istifa etmesi gerektiği madde metnine eklenmiştir.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da, geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir kararla bu düzenlemeye atıfta bulunmuş,  yerel seçimlerde belediye başkanı ya da belediye meclis üyesi olmak isteyen oda başkanlarının da başkanlıktan istifa etmesi gerektiğini açıklamıştır.

Her şeyden önce Yüksek Seçim  Kurulu’nun bu kararları adil değildir. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu, bir yandan esnaf odalarından, sulama kooperatiflerine, hatta köy korucularına kadar pek çok kişiye ‘Siz kamuyu temsil ediyorsunuz, istifa etmeniz gerekir’ derken; ‘Bakanlar Milletvekilidir, onların aday olması durumunda istifa etmesine gerek yoktur’ demektedir.’  diye konuştu.

Tarihi geçmiş

Esnaf sanatkarların Türk toplumunda önemli işlevleri bulunduğunu hatırlatan Mutlu, ‘Esnaf sanatkarlar, Anadolu Selçuklularından, Osmanlılardan beri, Ahi örgütleriyle toplumsal hayatı yönlendirmişler, devlet yapılanmasına rehberlik etmişler, içlerinden ülke yöneticileri yetiştirmişlerdir.
Temsil ettiğimiz esnaf sanatkarlar camiası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu güne değin halen üstlendikleri sosyal ödevleri layıkıyla yerine getirmeye devam etmektedirler. Türkiye’de esnaf sanatkarların konumu farklıdır.  Doğrudan halka mal ve hizmet sunan, hem tüketici hem üretici konumuyla sosyal dengeleri koruyan, toplumun çoğunluğunu oluşturan ve  sayısal gücüyle politik ve toplumsal olaylara yön veren esnaf sanatkarlarımız, Türk halkının vazgeçilmez mozaiğidir.

Toplumda böylesine önemli işlevlere sahip olan bir kesimin temsilcilerinin, merkezi yönetim yerine yerinden idarenin daha fazla önem kazandığı günümüzde, yerel yönetimlerden adeta uzaklaştırılmak istenmesi anlaşılır gibi değildir.
Bu kanun değişikliği ve neticesinde ortaya konulan YSK kararları; hem demokrasiye ve örgütlü topluma vurulmuş bir darbedir, hem de yerel yönetimlerin gücünü ve verimliliğini azaltacak bir etkendir.’ dedi.

Tecrübe önemli

Oda başkanlarının  çalışmalarında üyelerinin ve halkın menfaatlerini ön planda tutacaklarını kaydeden Zekeriya Mutlu sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Kuşkusuz bir kentin ticari yaşamıyla ilgili kararlar alınırken bir tacir, bir esnaf ya da bir sanayiciden ziyade,  Ticaret, Sanayi  ya da Esnaf Odasının başkan ve yöneticileri daha doğru hareket edebilecektir. Çünkü örgütlü toplum temsilcileri, kendi yapılarına hesap vermek zorunda olduklarından, bireysel hareket edemeyecekler, toplum yararını ve meslek kolundaki üyelerini düşüneceklerdir.

Ayrıca odadaki görevi nedeniyle idarecilik alanında tecrübe kazanan yöneticilerimiz,  karşılaşılacak sorunlara daha yapıcı, duyarlı yaklaşabilecek, daha pratik çözümler üretebileceklerdir.

Bu yazıda konu esnaf odaları yöneticileri yönünden  ele alınmıştır ancak bu hak diğer meslek örgütleri yöneticilerine de verilmelidir. Demokrasilerde, seçilmiş insanların o sıfatlarıyla yönetim kademelerinde bulunması çok önemlidir.

Bu nedenle kamu kurumu niteliğinde meslek örgütlerinin yöneticilerinin  bu haklarının elinden alınmasının yanlış olduğuna inanıyoruz.

Demokrasinin kalitesi


İzmir Birliği bu konuda, gelinen noktanın tam aksine, meslek örgütlerinin başkan ve yöneticilerinin aday olmasının, yerel parlamentolarda, karar süreçlerinde etkili olmasının teşvik edilmesi gerektiğine inanmaktadır. 

Çünkü meslek örgütlerinin bu süreçlere katkısı arttıkça ‘Belediye meclisleri ya da parlamentolar iş yapmıyor. Liderler ne derse o yönde el kaldırılıyor. Yöneticilere ulaşamıyor, dertlerimizi anlatamıyoruz’ şikayetleri de ortadan kalkacaktır.

Seçilmiş insanlar, o kimlikleriyle o meclislerde bulunursa, hesap vereceği kitlelerin görüşünü ve kamu yararını düşüneceklerdir.  Böyle bir oluşum da demokrasinin kalitesini artıracaktır.

Özetle, demokrasinin kalitesinin ve standartlarının yükseltilmesi, örgütlü toplumun kent ve ülke yönetimine taşınması ile mümkün olabilecektir.
İzmir Esnaf Teşkilatı  bu düşüncelerle, Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı kararları  yeniden gözden geçirmesi gerektiğine inanmaktadır. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, teşkilatı tarafından olumlu karşılanmayan bu kararların düzeltilmesi için gerekirse hukuki tüm yollara müracaat edecektir.’
Editör: Haber Merkezi