HES'e karşılar diye sularını kestiler!

Abone Ol


SU DAMLALARINI BİRİKTİRİYORLAR

2 dönümlük araziyi satın alan HES çalışanı, Erkutlu- Günal çiftinin arazisine yeraltından giden su kaynağını kepçeyle kazarak durdurdu. Kaynaktan damlayarak sızan suyu biriktirip, çok az da olsa içmesuyu olarak kullanmaya çalıştıklarını belirten Tuğba Günal, yine HES şirketinin kapı girişi kısmındaki araziyi de satın alıp buraya bir hayrat yaptığını, arazinin içine yaptığı havuza bu suyu verdiklerini söyledi.


1.5 HAFTADIR SU YOK

Yaklaşık 1.5 hafta önceki bu gelişmelerin ardından susuz kalan çifte, sosyal medya aracılığıyla Türkiye'nin dört bir yanından 'Diren Alakır' sloganıyla destek yağdı. Çiftin su hakkının korunması gerektiği belirtilen mesajların yanı sıra, su ihtiyacını gidermesi için de bidon, leğen gibi su kapları gönderildi. Tuğba Günal, yaklaşık 15 dönümlük arazide çok sayıda meyve ağacıyla, yarım dönüme yakın sebze ekimleri olduğunu, sulayamadıkları için birçoğunun kurumaya yüz tuttuğunu söyledi.

200 METRE YOKUŞ

Günlük beslenme ihtiyaçlarını bu bahçede yetişen ürünlerle karşılayan çift, yaklaşık 200 metre uzaklıkta bulunan ve eğimli yolu olan Alakır Nehri'nden bidonlarla su taşıyor. Bu suyla bulaşık, banyo, yemek gibi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan çift çamaşırı da yine nehir suyuyla yıkıyor. Nehirden doldurdukları bidonlarla yaklaşık 200 metre yokuş yukarı taşımak zorunda olan çift, su haklarının gasp edildiği gerekçesiyle mahkemeye başvuracak.


'BİR GÜN HES'Çİ İNSANLAR GELDİ'

Nehir suyunu korumaya çalışırken kaynak suları da kesilen çift, yaşananları şöyle özetledi:

"Evimizin hemen arkasında bir tilki yuvası var. Tilkinin de iki yavrusu. Koskocaman bir yaban domuzu var direkt yaşam alanımızın içinde. Evimizin tam dibinde zehirli bir engerek yılanı var. Arada evimizin içine giren yarasalar var. Her yer zaten akrep ve çeşit çeşit büyüklü küçüklü örümcek dolu. Karşı yamaçta kurtlar, etrafta yaban kedileri, nehrin yanında karşılaştığım porsuklar ve yavruları, tepemizde dolanan şahinler, kartallar. Bunca yıldır birlikte yaşıyoruz. Bir tekinden bile en ufak bir zarar gelmedi bize. Tehdit bile hissetmedik, hissettirmediler de. Bir gün HES'çi insanlar geldi. Bir insanın bu HES'çi insanlara, su kaynağımızın hemen arkasındaki ata yadigarı toprağını satası geldi. HES'çi insanlar da kepçe ile kaynak suyumuzu kesti. Sorsalar evet doğa çok korkunç, hayvanlar çok ürkütücü, tehlikeli ve çok vahşi."