'Köylüler olarak karşı karşıya getirildik'
Kozluören köyü muhtarının şirketi desteklediğini ve halkı ikna ederek 'Termik santrali istiyoruz' diye pankart hazırlatıldığını belirten direnişçi İsmail Çolak, 'Toplantıda santralin zararlarından ziyade herkese iş kapısı sağlayacağından bahsedildi. Şirket yetkilileri köylünün arazisini 39 yıllığına ve yıllık dönüm başına 7 bin lira verdi. 7 bin lirayı yüksek bir rakam gören köylümüzün geneliyse bunu kabul etti. Arazileri sattı ve köyün ağaçları kesilmeye ve köklenmeye başlandı. Orman Müdürlüğü'nün kesim için izni yok. Şirketin avukatı aynı köylü, yerlerini satan ve ağaçları kesenler ile buna karşı çıkanlar aynı köylüyüz. Şu anda Kozluören Köyü'nde direnişçiler olarak, sadece şirketle ve devletle değil birlikte yaşadığımız insanlarla da karşı karşıya getirildik. Köy muhtarı şirketin iş alanı açtığını savunarak, santralin yapılmasını destekliyor. Direnen 10-15 kişiyiz ve herkese karşı bu mücadeleyi başlattık. Şu ana kadar 10-12 bin arasında ağaç katledildi. Tepki gösterince duruyorlar ama sonra yeniden başlıyorlar. Kesim için belgeleri yok. Çünkü istediğimizde gösteremiyorlar. Jandarma çağıracağız dediğimizde ise kesim duruyor. ' dedi.
Proje için yaklaşık 10-12 bin ağaç kesildi
Termik santral projesi için aynı şirketin Yırca Köyü'nde yaklaşık 7 bin ağacı katlettiğini belirten Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü: Kozluören Köyü olarak direniyoruz. Ancak sayımız çok fazla değil. Herkese santralin yaşamlarımızı tehdit ettiğini anlatmaya çalışıyorum ama kimse anlamak istemiyor. Yıllık 200 lira için yaşam alanlarını nasıl savunmadıklarını anlayamıyorum. Oğlumu Soma faciasında kaybettim. 2 torunumla köyümde yaşamak istiyordum ama şimdi bununla uğraşıyorum. Toplam 4 köyü içine alan projenin içerisinde termik santral, termik santrale kömür taşıyacak bantlar ve santralin soğutulması için baraj kuruluyor. Termik santrali istemiyoruz. Davanın aleyhimize çıkması durumunda da elimizden geldiği kadar direneceğiz. Bütün STK'ları ve insanları direnmeleri için köyümüze çağırıyoruz. Hep birlikte bu katliama dur diyelim. Doğamızı kirleterek yaşam alanımızı bitirmek istiyorlar. Buna izin vermeyelim.
İnsanı dikseler, insan yetişir
İsmail Çolak, 'Soma'nın Türkiye'de en çok kanser vakası olan 7'nci şehir olduğunun farkında mısınız?' diye sorarak, 'Bu bölgede hayvancılık ve tarımla uğraşıyoruz. Buraya termik santral yapılırsa, fasulyesi ve ceviziyle bilinen köylerimizde yaşam yok olup gidecek. Şirket iş vaadiyle ve bazılarına verdiği paralarla (ne kadar inkar edilse de verildiğini biliyoruz) köylüyü termik santral yapılması için örgütledi. Avukat aynı köylü, ağacı kesen aynı köylü, halkı örgütleyen köy muhtarı; bizi en çok bu üzüyor. Köylüler olarak sermaye tarafından karşı karşıya getirildik. Dört köyün ortasına yapılmak istenen bu santral ve diğer projelerle doğamızı elimizden alacaklar. Bu topraklarda insanı ters dikseniz, yetişir. 107 bin nüfuslu şehir olarak en çok kanser sorunuyla karşı karşıya kalan şehir sıralamasında 7'nciyiz. Bu görünmüyor mu? Doğamızdan ve yaşamımızdan niye ödün veriyoruz. 53 yaşındayım ömrüm yettiği kadar mücadele edeceğim' ifadelerini kullandı.
Yaylasında sürdürülen hayvancılığın da çok kötü etkileneceğini ifade eden Çolak, sözlerini şöyle tamamladı: Köylülerin yaklaşık yüzde 40'ı dinamitle kaya patlatma çalışmaları sonrasında yaptığı yanlışın farkına vardı. Köyün yaşlıları direnirken, gençleri iş ve para vaadiyle kandırılmaya çalışılıyor. Hiçbir para bu doğayı geri getirmez ve bu doğanın elimizden alınmasına bedel olamaz. Biz doğamızdan ellerini çekmelerini ve yaşam alanlarımızda, bu kadar bol olan topraklarımızda yaşamayı sürdürmek istiyoruz. Emekli olduktan sonra torunlarımla köyüme yerleşmek isterken, şimdi bambaşka bir sürecin içine girdik. Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Editör: Haber Merkezi