Kredi borcu olup ödeyemeyene kötü haber!

Abone Ol


'TÜKETİCİ YASAYI BİLİYORDU, SÖZLEŞMEYİ OKUYUP İMZALAMIŞ'

Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "Davacı sözleşmeden dönmediğine göre borcu ne şekilde ödeyeceğini de açıklamamıştır. Banka da bu taahhüde inanarak, başka teminat istemeden davacıya krediyi kullandırmıştır. Davalı banka, sözleşme hükümlerine göre kesinti yapmıştır. Hemen belirtilmelidir ki davacının, bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde, sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye koyulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabulü mümkün değildir. Zira davacı, yürürlükteki bu yasaları bilerek sözleşmenin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup serbest iradesiyle sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin, bankadan aldığı maaşından kesilmesi için talimat verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığı söylenemez."

Bankanın yaptığı işlemin, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe sebep olduğunun kabul edilemeyeceğine dikkat çekilen kararda, "Davacının bankadan kullandığı kredinin borcunu, sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi zorunludur. Davacının, taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesi, hakkın kötüye kullanılması olup iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz. Tüketici, haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemez, ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemez, bu şekilde edimin tek taraflı geri istenmesi de hukuken himaye göremez. Aksi halde kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacaktır. Hal böyle olunca mahkemece, uyuşmazlığın sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." denildi.