Ege Bölgesi ve “İzmir medya ailesi”, Karne Medya’nın Haber Ekspres Gazetesi’nde dümene geçmesi sonucunda yaşanan kan değişimiyle birlikte yeni bir heyecana ve dinamizme sahne oldu.

Haber Ekspres ailesinin ülkemizde medyanın aydınlatıcı, sorgulayan ve denetleyen rolünü tüm siyasi çeşitliliği kucaklayan tavrı ile yerine getireceğine dair hiçbir şüphemiz yok. 
En nihayetinde gazetecilik mesleğinin olmazsa olmazı! Uzun yıllarını bu mesleğe adamış aile büyüklerimin profesyonelliğine ben sadece arada bir köşe yazılarımla eşlik edeceğim. Yine de bu yeni başlangıç benim için büyük bir heyecanı da beraberinde getirmekte. Tüm Haber Ekspres ailesine ve okuyucularına merhaba!
Sosyal dünya dinamizmi ile kendisine hayran bırakıyor. Fakat bu dinamizm her zaman ilerlemeci olmamakta. Bu dinamizm, kimi zaman büyük umutları bünyesinde taşıyıp sonuca ulaştırmışken, kimi zamanlarda da insanlık tarihinin trajedilerini yaşatmıştır. Dünya savaşları, işgaller, soykırımlar ve diğerleri… 
Soğuk Savaş sona erdiğinde dünyanın alacağı yeni şekle liberal değerlerin yön vereceği düşüncesi hem siyasi hem de akademik çevrelerde kendisine taraftar bulmuştu. Diğer yandan son yirmi yılı biraz aşan zaman dilimine baktığımızda, kendimizi ünlü tarihçi Edward Hallet Carr’ın Yirmi Yılın Krizi 1919-1939 başlıklı kitabını tekrar okuma güdüsü veren gelişmelerin içinde buluyoruz. 
11 Eylül 2001 tarihinde ABD’ye yönelik Pentagon ve Dünya Ticaret Merkezi hedefli terör saldırıları, 2008 küresel finans krizi ve yarattığı etkiler, Arap Baharı ve yarattığı ve/veya hızlandırdığı göç, mülteci ve terörizm sorunları, bütünleşme girişimlerinin zirvesi olan Avrupa Birliği’nin Avrupa Anayasası’nın reddi ve Birleşik Krallığı’n Birlik’ten ayrılması anlamına gelen Brexit süreci ile tam tersi yönde gelişmelere sahne olması, liberal uluslararası düzeni değerlerden ve normlardan oluşan temellerini aşındıran gelişmeler, küreselleşmenin yaratmış olduğu beklentileri karşılamaktan uzak hal-i pür melali, uluslararası sistemde jeopolitik güç mücadelesinin geri dönüşü ve Rusya’nın Ukrayna Savaşı ile “şimdilik” zirveye çıkması ve üçüncü dünya insanının sosyo-ekonomik ve sosyo-politik çaresizliğinin beslediği köktencilik, radikalizm ve terörizm önümüzdeki dönemde hem küresel siyasetin hem de Türk dış politikasının karşı karşıya kalacağı önemli zorlukların yapısal çerçevesini çizmekte. 
Bu köşede sonraki yazılarımda yukarıda ana hatlarına dair bir giriş yaptığım hususları göz önünde bulundurarak kimi zaman küresel siyaset kimi zaman da Türk dış politikası ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım. 
Küresel, bölgesel ve/veya ulusal düzeydeki gelişmeleri ve sorunları teknik ve teorik ayrıntılarında boğulmadan tartışılacak. Amacım, dünya siyasetinin gelişmelerini objektif bir bakış açısıyla ele almak, sorunların çözüm önerilerini hep birlikte düşünmek ve tartışmak olacak.
Ülkemizde yazılı, sosyal ve görsel medyada kamuoyu oluşturucu olma iddiasındaki pek çok “içerik oluşturucu” fikir beyan etmekte. Ben de, duayen gazeteci Uğur Mumcu’nun dediği gibi “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayacağız” ve fikirleri bilgi üzerine inşa etmeyi gerekli gören yazılar sunmaya çalışacağım. 
Tüm okuyuculara keyifli okumalar.