SAĞLIK

Obezitede Avrupa birincisi olduk!

Abone Ol



2025 YILINDA DÜNYADA 5 KİŞİDEN 1’İ OBEZ OLABİLİR


Dünyada obeziteyle mücadelenin devam etmesine rağmen hızlı bir artışın da olduğunu söyleyen Mollaoğlu, “Böyle devam ederse 2025 yılında tüm dünyada her 5 kişiden 1’inin obez olması bekleniyor” şeklinde konuştu.

Mollaoğlu, çocukların yeme kültürünün aile içinde kazandırıldığını, özellikle ebeveynlerin beslenme şekillerinde çocuklara örnek olması gerektiğine dikkat çekti ve şunları söyledi:

“Çocuklar yeme kültürünü aile içinde kazanıyorlar. Hiç kahvaltı yapılmayan bir evde çocuğun düzenli yeme alışkanlıklarına sahip olması beklenemez. Ebeveynlerin örnek olmaları, düzenli beslenmeleri, hazır, rafine, hormonlu gıdalardan, GDO’lu ürünlerden uzak durmaları ve  mümkün olduğu kadar doğala eş ürünleri tüketmeleri gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre bir yetişkinin haftada en az 3 gün toplamda 150 dakika, bir çocuğun ise günde en az 60 dakika fiziksel aktivite yapması gerekiyor. Ebeveynler çocukları ve kendileri için obezite riskini azaltmada sihirli sözcük “denge” faktörünü,günlük beslenme ve hareket faaliyetlerinde uygulamalı ve sadece özenli beslenme  ya da sadece fiziksel aktivite yapmanın yeterli olmayacağını unutmamalılar“


“NE KADAR DOĞALA YAKIN BESLENİRSENİZ O KADAR SAĞLIKLISINIZ”


İnsanların beslenme konusunda bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mollaoğlu,

“Ne kadar doğala yakın ve dengeli beslenirseniz o kadar sağlıklısınız ancak bunun için insanların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Disiplinli bir beslenme alışkanlığı önemli. Her öğünde protein, karbonhidrat ve yağ dengeli biçimde alınmak zorunda. Bir öğünde bile alınmazsa sonraki öğünlerde bunu takviye edemiyorsunuz ve dolayısıyla vücut içindeki denge bozuluyor” dedi.


“KİLO ALACAĞIM DİYE YAĞ TÜKETMEKTEN VAZGEÇMEYİN”

Yapılan araştırmaların kaliteli yağ tüketimi kısıtlamasının sağlık için zararlı etkileri olabileceğini gösterdiğine değinen Yrd. Doç. Dr. Mollaoğlu, “Yağlar hücre duvarına katılıyor ve metabolizma için enerji sağlıyor. Vücut için elzem olan ama vücutta yapılamayan omega 3 ve 6 yağ asitlerini içeriyor. A, D, E, K vitaminlerinin emilimi için gerekli. Bireyin bilinçsiz bir şekilde kısıtlamaya gitmesi son derece yanlış. İhtiyaç duyduğunuzu hissediyorsunuz uzman kontrolünde beslenmenizi düzenlemeniz gerekiyor” ifadelerinde bulundu.


“YAĞ, TAVANIZA YAPIŞIYORSA DAMARLARINIZA DA YAPIŞIYORDUR”

Fındık ve zeytinyağı açısından çok zengin bir ülke olduğumuzdan bahseden Yrd. Doç. Dr. Mollaoğlu, “Eğer bir yağ yemek pişirirken tavanıza yapışıyorsa damarlarınıza da yapışacak demektir. Türkiye zeytinyağı ve fındık yağı açısından çok zengin.  Özellikle fındık yağında Türkiye dünya üretiminin yüzde 70’ini karşılıyor. Buna rağmen fındık yağları çok pahalı, insanlar ulaşamıyor ve neredeyse böyle bir yağın varlığından haberleri yok. Oysa bu yağ kalp damar sağlığı için çok faydalı çünkü yüksek miktarda E vitamini içeriyor” dedi.