Toplumca çöküyor muyuz?

Abone Ol


Rakamlarla ifade edersek  IMS (Intercontinental Marketing Services) verilerine göre, Türkiye'de depresyon ilacı kullanımı 2005'te yaklaşık 20 milyon kutu iken; 2010 yılında 34 milyon kutuyu geçti. Yani yüzde 65 oranında arttı ki bu oldukça yüksek bir rakam.

Depresyon, önceden isteyerek ve severek yaptığı günlük aktivitelere karşı isteksizlik ve hayattan zevk alamama durumudur. Zamanla karamsar düşünceler artar. Gün içinde kendinizi kötü hissetmeniz depresyon değil. Depresyon denmesi için en az son 15 gündür ve aralıksız yani yaklaşık tüm gün süren bıkkın, mutsuz, ağlamaklı çökkün ruh hali, iştahta değişiklik (bir ay içinde vücut ağırlığının %5 inden fazlasının artması ya da azalması), uyku düzeninin bozulması (uykusuz veya sürekli uykulu hal) şikayetleri olmalı. Hatta tekrarlayan ölüm düşünceleri, intihar planları veya girişimleri olur.

Yaklaşık her dört kişiden biri depresyonda. Peki neden? Bazen hiçbir neden olmadan başlarken çoğu zaman altta yatan sebepler olur. Hayattaki kötü deneyimler, sevdiklerinizin kaybı, evlilikteki sorunlar, iş yaşamındaki problemler, genetik yatkınlık, hormonal değişim süreçleri (menopoz, andropoz, gebelik, lohusalık...), alkol ve madde bağımlılığı, uzun süren hastalıklar (kanser, epilepsi, multiple skleroz...), yaşam koşullarındaki ciddi değişiklikler (taşınma, boşanma, iflas...)

Depresyon tedavisi duygu, düşünce ve davranış üzerinde çalışmakla, ya da ilaç tedavisi ile olur. Buna da psikiyatrist yani doktor karar verir. Benim yine önerilerim olacak. Düzenli spor, dengeli beslenme, bağımlılık yapan maddelerden uzak durmak ve hayata hep olumlu bakmak.

Postpartum'u (lohusalık) depresyonu çok eğlenceli bir dille anlattan Elif Şafak'ın "Kara Süt" kitabını da tavsiye ederim.

Sağlıkla kalın