Bu yıl kış saati uygulamasının gerçekleştirilmemesi bir günlük saat kargaşası yaşamanın yanında duygusal bir karmaşa içine girmemi de kolaylaştırdı. Yıllardır keyifle izlediğim Şampiyonlar Ligi maçları, Avrupa maçları genelde artık 22.45-23.00'da başlıyor ve müsabakaların sonlanması gece yarısı 01.00'ı bulabiliyor. Maçların ikinci yarılarında yenik düştüğüm bedenim ve uykum sanki haykırıyor: 'Sen Avrupalı değilsin'. İster istemez empati yapıyorum. Yıllardır Çinliler, Ortadoğulular bu maçları izlemek için benim düştüğüm sıkıntıları yaşıyorlar. Artık onlarla daha yakınız duygusu, yüzünü hep Batı medeniyetine dönmüş Türkiye Cumhuriyeti'nin vizyonunun değiştiği duygusunu veriyor.
    
Sabahları aynı saatte yola çıktığım halde her gün kontağımı çevirdiğimde ortalık biraz daha karanlık oluyor. Sanki her geçen gün, sonsuz bir karanlığın habercisi gibi biraz daha fazla karanlığı getiriyor. Sonra bir ümit kaplıyor içimi. Bu ümidin kaynağı bilim. Biliyorum ki karanlığın her gün artması 21 Aralık günü son bulacak. 21 Aralık ilginçtir karanlığın en uzun yaşanacağı gündür. Karanlığı en fazla yaşayacağımız gün aydınlanmanın başlamasının da ilk günü olacak. Biliyorum ki ortam ne kadar karanlık olursa olsun, yakılacak tek bir mumun bir aydınlığı bile karanlığın aydınlığa dönmesi için yeterli. Bu sebeple ümidimi koruyabiliyorum.
    
Bir şeylere sevdalıysanız bilirsiniz, ümit her zaman içinizdedir. Sevdalısı olduğunuz kişi bir gün mutlaka sizi fark edecektir, sevecektir. Sevdalısı olduğunuz takım elbette gün gelecek şampiyon olacaktır. Ne kadar çok seviyorsanız umudunuz içeride yaşar, ne kadar umudunuz varsa sevdanızdan vazgeçemezsiniz. Bu ülkeyi sevmek için illa bağırıp çağırıp sağa sola saldırmanın anlamı yoktur. Bu ülkeyi sevebilmek ümit edebilmektir, güzel günleri hayal edebilmektir.
    
Ülkemizin her geçen gün karanlığa yol aldığını hissedebilirsiniz. Bu umutsuzluktan kurtulmanın yolunun bilimden geçtiğini, Atatürk bu ülkenin harcını kararken tespit etmiştir. Bu sebeple ülkemi seviyorum diyen insanların bilime sarılması, hurafelerden uzak durması görevidir. Bugün dünyanın çok yerinde karanlığa karşı aydınlığın savaşı vardır. Bu savaşta yakacağımız tek bir ışık karanlığın sonunu yaklaştıracaktır.