Zaman zaman köşe yazılarımda Şırnak'lı taksici dostum Ahmet'ten bahsediyorum. Ahmet; bayramda birçok insanın rahatsızlık duyduğu bir konuya sosyal medyada saptamasıyla katkıda bulunmuş. 'Çatışmadan kaçıp kendi vatanını kaderini terk eden bir millete, tarihini savaşarak kanla yazmış bir milletin vatandaşlığı verilemez.' Şırnak'ta yaşayan bir Kürt vatandaşımızın yaptığı bu değerlendirme aslında Suriyelilere verilmesi planlanan vatandaşlık hakkı düşüncesine toplumsal geniş bir rahatsızlık duyulduğunun bir göstergesi. Ama yine de toplumun önemli bir kesimi hipnotize olmuş gibi davranmaya devam ediyor. Genelde azınlıklara, ezilenlere hak talebini sol eğilimli grup ve partiler yapar. Bir düşünsenize ilk başta CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriyeli göçmenlere vatandaşlık verilsin teklifini yaptığını. Eminim bugünün koşullarında, 'Cumhurbaşkanımızın dediği gibi onlar bizim Müslüman kardeşlerimiz' diyen kişiler CHP liderini ne camide ne sokakta rahat bırakırlardı. Onu vatan hainliği ile suçlarlardı. Bu arada tüm halkların eşitliğini savunan HDP nasıl bir tutum sergileyecek bunu da beraber göreceğiz.
Suriyeli göçmenler deyince aklıma takılan bir soruyu da sizlerle paylaşacağım. Irak halkı 2 defa Körfez savaşlarında büyük eziyetler ve katliamlar gördü. Bugün hala Irak'ın kentlerinde terör, kanlı gözyaşı eksik olmuyor. Peki; bu ülkenin vatandaşları neden Avrupa'ya kapağı atmak için çaba göstermiyor. Ülkelerini terk edip, mülteci durumuna düşmüyor? Irak'ta yaşayan belanın her türlüsünü görmüş Müslüman kardeşlerimiz ile Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz arasında neden bu kadar büyük fark var?

***

Avrupa Kupası'nda final maçına geldik. Ben başa döneceğim. İtalya kaybedince Türkiye kupadan elenmiş oldu. Tıp ki 1. Dünya Savaşı'nda Almanlar yenilince bizim de yenik sayılmamız gibi. 2. Dünya Savaşı'nı da Almanlar kaybetti. Amerikan yapım film ve tarih anlatımlarına göre Hitler isminde bir deli tüm dünyayı Alman İmparatorluğu haline getirmek için tüm dünyaya savaş açtı. Peki ama bu Hitler delisinin peşine İtalya ve Japonya neden katıldı? Onlar da tüm dünyanın Alman İmparatorluğuna mı bağlanmasını istiyordu? 2. Dünya savaşının çıkış sebeplerini anladık diyelim, 1. Dünya savaşı neden oldu? Bunla ilgili neden hiç Amerikan filmi yok. Sanıyorum yenildiğin zaman; senin doğrularının ve taleplerinin hiçbir anlamı kalmıyor. Kazanan haklı oluyor ve tarihi sadece kazananlar yazıyor. 2. Dünya savaşında Avrupalılar savaşın ne denli büyük yıkımlara sebep olduğunu gördüler. Artık ekonomik savaşlar söz konusu. Avrupa Birliği'nin dağılma senaryoları ve Suriye üzerinde çoklu ülkelerin çıkar savaşları aslında üstü kapalı bir 3. Dünya hesaplaşması olarak görülebilir.

***

Uzun süredir yazmadığım Altay için de bir paragraf açayım. Geçen yıl yönetim devam edip etmeme kararını verirken, bizler dedik ki, sezon önü hedefleri tutturmayı başardığınız için sizler son dönemlerin en başarılı yönetimisiniz ve devam etmelisiniz. Mevcut teknik kadro bizim başarı diye nitelendirdiğimiz tablonun mimarlarıdır. Bu sebeple onlarla devam etmemek yönetimin kendi başarısını da inkar etmek olacaktı. Başarı varsa bu tüm organların başarısıydı çünkü. Şimdi hafta içi öğrendik ki; teknik direktör Serdar Sabuncu devam etmekle birlikte ekibi görevden alınmış. Bu operasyon yapılırken de teknik direktör bu işin sorumluluğunu üstlenmek yerine topu yönetime atmaya çalışmış ama sonradan işin aslının öyle olmadığı da ortaya çıkmış. Geçen yıl, birçok karşılaşmada aynı kulübeyi paylaştığım yürekli ve Altay sevdalısı Mücahit ve Mehmet Can hocaların takımdan uzaklaştırılmalarına ve başarının mimarı ekibin dağılmasına içten üzüldüm. Fakat Serdar Hoca bir anlamda kendiyle de çelişmiş oldu. Bundan sonra asla istemeyeceğimiz bir başarısızlıkta artık onun da yeri gönül bağıyla sağlam olmayacaktır. Profesyonel sporda vefa var mıdır bilemem ama bu tutumuyla muhtemelen yaşanılacak ilk sarsıntıda takımdan ilk gidecek olan da o olacaktır.