Bazı filmler, insanın, her şeyden önce,  kendisine bakmasını sağlar. Kendimiz hakkında, neyi, nasıl yaptığımız ile ilgili düşündürür bizi ve oradan hareketle de bize cesaret verir.
Belki de biz, öncelikle başka yerlerden güç almaya çalışıyorken hayatta her şeyi asıl  "kendimizden hareketle yapabileceğimizi" gösterir bize!
"8 Saniye"de işte o filmlerden biri...
Sıra dışı bir hayat hikayesi olan Esra İnal'ın çocukluğundan başlayarak kadınlığa uzanan yaşam deneyimini anlatırken, kadın, erkek, tüm izleyicileri kendimiz, hayatımız, hayattaki duruşumuz, rollerimiz, etrafımızdaki insanlara bakışımız hakkında bizi derin düşüncelere davet eden bir film!


8 Saniye

Esra, Berlin'de doğup büyümüş, Berlin'de yaşayan bir Türk kızıdır.
Beş çocuklu bir ailenin en küçüğüdür.
Çok meraklı, afacan bir çocuk olan Esra aynı zamanda çok değişik rüyalar görmektedir. Rüyalarında gizemli bir adam kendisine rehberlik etmektedir.
Esra büyüdükçe rüyaları da rüya ile gerçeğin karışmaya başlayacağı bir şekilde devam eder. Aynı zamanda çocukluğundan beri hep birilerine "emanet" olarak hayatını sürdürür bulan Esra, kendini hayatına giren farklı insanların baskısı içinde bulmaktadır.
Esra bir yandan gerçekle karışmaya başlayan ilginç ve renkli rüyaları ile hayat arasında dengeyi kurmakta zorlanırken, bir yandan da kendi özgür ruhlu yapısına ters gelen hayatındaki insanların baskıları ile başa çıkmaya çalışmaktadır. Tüm bu karmaşa içinde Esra ne yapacaktır?
Esra'nın bu sıra dışı hayat öyküsünü, Esra'nın etrafındaki diğer karakterlerin Esra ile ilişkileri, Esra'nın Onlara yaklaşımı, o yaklaşımının zaman içinde değişimine uzanarak yaşayacaksınız. 
Esra'nın o çok renkli ve ilginç rüyalarının büründüğü şiirsel bir görsel atmosfer size bu öyküde eşlik ederken, kendinizi, kendiniz, hayatınız, hayatınızdaki insanlar hakkında filmde yaşananların ötesine uzanan derin bir sorgulama içinde bulacaksınız...



"Ben"

Kendimizi daha güçlü, daha cesur hissedebileceğimiz birilerini illa hayatımızda oldurmaya, onlara tutunmaya çalışmadan, asıl güç ve cesaretin içimizde saklı olduğunu görmek!
Hayatımız boyunca en çok inanacağımız, güveneceğimiz, dayanacağımız, besleneceğimiz, geliştirebileceğimiz, o "tek" ve aynı zamanda da "bütünün bir parçası" olan, "Ben"i her şeyden önce kucaklamak.
Başka insanlarda bir sebep, bir dayanak, bir liman aramadan, asıl kendimizin o sebep, o dayanak, o liman olduğumuzu görmek.
Hayatımızda olanların her şeyden önce "kendimizden" kaynaklandığını anlamak.
Samimi, sağlam, güçlü bir şeyler olacaksa da hayatımızda bunun asıl  "kendimizden"  hareketle olacağını görmek.
Hayatımızda olanların nedenini başka insanlarda aramadan, hayatımızdaki insanları olduğu gibi kabul edip, asıl olmaları gereken yerde tutarak...
"Kendimizin" asıl gücün, cesaretin, hayatın doğduğu yer olduğu hiç unutmadan, bu hayata neşe ve coşku ile katılabilmek!

"8 Saniye"!
Bu özgün yolculuğa siz de davetlisiniz...