Film bitti. Salondan çıkmamız lazım. Ama yok...
Ayağa bile kalkamıyoruz!
Filme nenesi ile gelmiş 8-9 yaşlarındaki küçük çocuk  pırıl pırıl parlayan gözler ile filmi çok beğendiğini söylüyor: "Ben de Naim gibi olacağım!.." diyor. Gözlerim yine doluyor...
Tüm o duygu yoğunluğu içinde filmi anlatacak yazımı yazmaya oturuyorum; ancak kalbim hala kıpır kıpır yerinde duramıyor!
Attığı her adımda filmde daha da devleşen bu muhteşem insanı; bana yaşattığı tüm o duyguları nasıl yazacağımı bilemez bir haldeyim...
Oysa öyle yazmalı, öyle bir anlatmalıyım ki, yediden yetmişe, herkes, herkes gitmeli bu filme!
Filmde şahit olduğum bu küçük dev adamın azmi, inancı, cesareti herkeslere geçebilmeli...
Bu öyle bir yaşam öyküsü ki...
Naim Süleymanoğlu'nun bir sporcu olarak kazandığı olağanüstü başarılarından öte, bir "insan" olarak hayatına kattığı "muazzam" anlam ile ilgili!..

Ailesi ile birlikte vatanından uzakta yaşadığı yabancı ülkede, kendi ülkesinden yurttaşların kimliklerinin yok edilmesi için uygulanan tüm baskılara karşı, sadece kendisi için değil, tüm diğer yurttaşları adına verdiği inanılmaz mücadele ile ilgili...
Kendilerini, kimliklerini koruyarak var edebilmeleri ve bu gaye için tüm dünyaya en güçlü şekilde seslerini duyurabilmeleri adına!
Filmde Naim'in insanlık namına verdiği bu muhteşem mücadele. Onun yaşam öyküsündeki bu büyü...
Bir insanın kendi hayatını yaşarken, kendisi ile birlikte, ne kadar çok insana değebildiği, o insanların hayatlarına nasıl bir anlam kattabildiği ile ilgili!
Siz, sizi hayata bağlayan gayenin uzandığı alan kadar büyük, dokunduğu insan kadar güçlüsünüz!
İşte bu filmle şahit olduğumuz bu gerçek yaşam öyküsü kendi hayatlarımızda da böylesine güzel anlamlar yaratmak için muhteşem bir çağrıya dönüşüyor!
Naim Süleymanoğlu...
Sevgili Küçük Dev Adam!
Seni sevgi, rahmet ve büyük bir minnet ile anıyorum. İnsanlık namına yaptığın tüm o büyük işler yüreğime, ruhuma, benliğime işledi...
Senin yaşam öykünü konu alan filmi aynı salonda izlediğimiz o küçük çocuğun, ışıl ışıl parlayan gözlerle söylediklerini, şimdi aynen ben de söylüyorum; "Ben de Naim gibi olacağım! Buna söz veriyorum..."
Ya siz sevgili okurlar?
Yediden yetmişe hararetle davetlisiniz!