Bazen takdir etsek, bazen öfkelensek de Fatih Terim, Türk futbol tarihinin en önemli spor adamlarından, aynı zamanda ülkenin önemli karizmatik liderlerinden biridir. Gaziantep'te sivil halka yönelik bombalama terörünün yaşandığı gün oynanan Galatasaray-Kasımpaşa maçı sonrası yaptığı açıklamalar, onun diğerlerinden neden farklı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Aynı saatlerde özel bir televizyon kanalında maaşlı ve düzenli olarak spor programı yorumculuğu yapan AKP İstanbul milletvekili Hakan Şükür ofsayttı, değildi tartışmalarını yaparken Fatih Terim hepimizin sesi olmayı başardı. "Bir yere ateş düşmüş, kan gövdeyi götürüyor. Kardeş kardeşi vuruyor. 'Maç kazandık, mutluyum' demeye utanıyorum. Yazıklar olsun. Nereye gidiyor bu ülke böyle? 8 kişi ölmüş, 80 yaralı var. Üzgünüm ve içimden futbol konuşmak gelmiyor" çıkışı ile ölümün çaresizliğini ve yalnızlığını yaşayan birçok vatan evladı ve ailelerinin duygularını aktardı.
Şırnak Asker Hastanesi'nde psikiyatri uzmanı olarak görev yaptığım dönemde birçok çatışmaya girmiş ve bunun ruhsal etkilerinden muzdarip; yaralanmış, bir uzvunu yitirmiş, en yakın arkadaşını şehit vermiş onlarca kişi ile görüşmelerim olmuştu. O bölgede görev yapan görevliler, askerler ve doktor arkadaşlarımla günlerce, gecelerce süren sohbetlerim olmuştu. En büyük ortak hüzün ve öfkelerden biri yalnızlık duygusuydu. Yaşanılanların çok kolay unutulması ve ülkenin diğer yerlerinde hayatın hiçbir şey olmamışçasına devam ediyor olmasıydı. Orada insanların ocaklarına ateş düşmüşken mutlulukları yaşamak, abartılı sevinçleri ifade etmek, ortak bilinçaltı ile yasaklanmıştı adeta. Her yaralı ve şehidin olduğu gün ortak cümleydi; "Burada insanlar ölüyor ama başka yerlerde insanlar eğlenmeye, rakı masalarında ya da dini sohbet adı verilen ortamlarında vatanı kurtarmaya devam ediyorlar." Belki de insanı en çok inciten ve öfkelendiren bu yalnızlık duygusuydu. Fatih Terim, inanıyorum ki devlet büyüklerinin klişeleşmiş cümlelerinden farklı bir şeyler söyleyerek bu insanların yalnızlık duygularına bir nebze olsun birlikteyiz mesajını verebilmeyi başardı.

Bunlarla birlikte devletin resmi yayın organı TRT'nin hafta boyunca yaptığı tüm haber bültenlerinde birinci sırada bombalama terörü ile haberlerden sonra aynı anonsla yaptığı ikinci haber benim gibi hissedenlerin öfkesinin artmasını kolaylaştırıyordu. 'Suriye'de akan kan durmuyor sayın seyirciler. Esed güçleri vs vs' ile başlayan bildirimler aynı cümlemi tekrarlama sebep oluyordu. 'Senin ülkende her şey güllük gülistanlık mı, senin hükümetin senin ülkende akan kana önlem alabiliyor mu?' Maalesef ülkemizde akan kana, yaşanılan acılara devlet erkanının duymadım, görmedim, bilmiyorum yaklaşımı ya da AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in dediği gibi: 'Birkaç Mehmet öldü diye Meclis toplanmaz' düşüncesi içersinde. Beğenmedikleri İsrail Hükümeti ise bir askeri için bile dünyayı ayağa kaldırabiliyor.

Çizgi Metin lakabı ile Türk sporuna devrimci bir soluk kazandırma çabasıyla tanınan Metin Kurt'u kaybettik. Lakabını 'Ben halk adamıyım. Sahada halka en yakın olan yer neresi? Çizgi. Bu nedenle çizgiden başka yerde oynamam' diyerek açıklayan Altay'ın kazandığı ilk Türkiye Kupası'nda Altay forması giyen Metin Kurt için Rock grubu olan Kesmeşeker de "Metin Kurt Yalnızlığı" adlı bir şarkı bestelemişti. Şarkı, "Metin Kurt gibi yalnızız ceza sahasında" sözleriyle biliniyor. Birçoğumuz o kadar yalnızız ki yaşam sahasında...