Yazımın başlığına askeri tesislerde, inşaat alanlarında, şantiyelerde, özel çalışma alanlarında vb. rastlamış olmalısınız. Ancak ben bu uyarı levhasını üç seneyi aşkın bir zamandır İzmir'imizin tam merkezi sayılabilecek noktadaki 3000 M2'lik boş bir arsayı çevreleyen çitlerin üzerinde görmekteyim. Hep merak etmişimdir. Burası neden yıkıldı, buraya bir şeyler yapılacak mı?
Geçmiş zamanda, içindeki kiracı esnafın yıkılmaması için çok ciddi tepkiler/direnişler gösterdiği Kemeraltı'ndaki "Perakende Balık Hali"nden geriye kalan boş alandan bahsediyorum. Oranın yıkımı sanırım iki ya da üç ayda tamamlanabilmişti.

O zamanlar, buraya Kemeraltı'nı canlandıracak eğlence ve sosyal tesisler yapılacağı söylenmişti. Hatta bir projenin varlığından bahsedildiğini ve maketinin olduğunu hatırlıyorum. Şimdi bakınız; büyük kentlerde arsa oluşturmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz bilmekteyiz. İstanbul'da yıkılan tesislerden kalan yerlere yatırımcılar tarafından aç kurtlar gibi hücum edildiğini örnek göstermeme gerek var mı? İşte Ali Sami Yen Stadyumu, İşte Meciyeköy'deki Karayolları arazisi ve benzerleri. Oysa bizler İzmir'de elimizin altındakileri bile tam olarak değerlendirebilme şansına sahip olamıyoruz. Bu neden böyledir?  Bizim İzmir'imizin umursamazlığından mıdır? Yoksa İzmir için bir şeyler yapılması yukarılardan engellemelerle mi  karşılanmaktadır? Sit ve benzeri kısıtlayıcı hükümler yalnızca İzmir için mi geçerlidir?
Şimdi  işin bu kısmını geçip mevcut durumu değerlendirmeye çalışalım. Bakın, orası tam da esnafın yoğun olarak yerleştiği bir bölgedir. Çevre işyerleri sahiplerinin tam karşılarında uyarı levhaları ile dolu bir boş alandan rahatsız olmadıklarını düşünmek safdillik olmaz mı? Ben, hasbelkader zamanında oralarda işyeri sahibiydim. Şimdi de oğlumun işyeri ve Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği üyesi olarak konuyla yakından ilgilenmek durumundayım. Bütün dostlarımın, tanıdıklarımın "Şefik Ağabey, ne olacak burası, hep çevresi tellerle örülü çöplük olarak mı kalacak?" türünde ya da benzer sorularına muhatap oluyorum. Elimden geldiği kadar yakın zamanda (11.06.2014-02.07.2014) gazetemizde yayımlanan "Şu Bizim Kemeraltı" başlıklı dört seri yazılarımda da bu konuya değinmiştim. İlgili kesimlerde  şimdiye dek bir haber alamadım, bir gelişme göremedim. 

İş, beyanat vermeye gelince "Kemeraltı İzmir'in kalbidir, Kemeraltı İzmir'in tarihidir, Kemeraltı'nı canlandıracak projeler hazır" türünde konuşmalara ya da benzerlerine sık sık rastlamaktayız. Peki; nerede bu yapılmak istenenler? Hani biriciğinin temeli bile atılmış olsa sevineceğim. Üstelik Kemeraltı'nda buna benzer başka boş alanlar da senelerdir çivi çakılmaksızın kendi  hallerine bırakılmışlardır.
Biliyorsunuz ülkemizde cami yapımı için ciddi oluşumlar var. Vallahi hiç dinlemezler, alırlar kararı bakarsınız siz tesis yapamıyorsunuz, en iyisini biz biliriz diyerek İzmir'in en büyük camisinin yapımına başlanır. Benden söylemesi.
Esenlikle kalınız...