Bu yazımızda, çoğunluğu uydumuz Ay'la ilgili olmak üzere, gökbilimde yanlış bilinebilen bazı konuları ele alacağız.
Genellikle bu tür yanlış bilinen konular, insanların kendi düşünceleri ile ilgilidir. Çünkü bu konular eğer eğitim olarak verilmişse, bu durumda eğitici konumunda olan profesyonel kişi, burada yanlış anlaşılabilen ya da yanlış olarak ele alınabilecek bilgileri öğrenenlere özellikle açıklayacaktır. Aslında bu durum yalnızca gökbilimle ilgili değildir. Pek çok farklı konuda yanlış bilinen pek çok şey vardır. Örneğin atasözlerinin bazıları, söylene söylene zamanla değişmiş, muhtemelen hepimizin çocukluk çağlarımızdan bildiği kulaktan kulağa oyununda olduğu gibi, ilk söylenenle son söylenen arasında anlam farklılıkları ortaya çıkmıştır. Gökıbilim kavramlarında da benzer biçimde yanlış yorumlanan konular olmaktadır. Burada, bunların bazılarından söz edeceğiz.

Yanlış bilinen: Mevsimler, Dünya'nın yörüngesi üzerinde hareket ederken Güneş'e olan uzaklığının değişmesi yüzünden oluşur.

Yeryüzünün Güneş'ten uzaklığının yıl içinde değiştiği doğrudur ancak bu değişimin miktarı yalnızca %3 kadardır. Dünya üzerinde farklı yerlerde sıcaklık mevsimden mevsime değişir ve bu değişim birçok yerde %3'ten çok daha fazladır. Ayrıca Güney Yarımküredeki mevsimler de Kuzey Yarımküreden farklıdır. Biri kış mevsimini yaşarken diğeri yazın keyfini çıkarır. Eğer mevsimler gerçekten Güneş'e olan uzaklıkla ilgili olsaydı, bu durumda tüm Dünyada aynı mevsim yaşanırdı.

Peki, mevsimler neden olur? Buna neden olan Dünya'nın dönme ekseninin eğimidir. Bu eğim Güneş'ten bakııldığında yaklaşık 23 derece kadardır. Bu nedenle de kimi zaman Kuzey Yarımküre Güneş'e doğru eğikken, Güney Yarımküre Güneş'in aksi yönüne eğik olur. Böylece Kuzey Yarımkürede yaz yaşanırken diğerinde kış olur. Altı ay sonra da bunun tam tersini yaşarız. Güneş'e doğru eğik olduğumuzda Güneş daha yüksek noktalara kadar ulaşır ve bu nedenle de  gün boyunca görülme süresi de artar, etkisi de artar. Oysa ki kış aylarında Güneş'in yükselebileceği en yüksek nokta daha alçaktadır ve bu nedenle de hem daha kısa süre görülür, hem de yeterince ısıtmaz.




Yanlış bilinen: Ay'ın sürekli karanlık kalan bir tarafı vardır.

Ay'ın da diğer Güneş Sistemi uyduları gibi, yörüngesinde geçirdiği zamanın yaklaşık olarak yarısında belirli bir yeri aydınlıkken diğer yarısı karanlıkta kalır. Güneş Sistemi'ndeki hiçbir cismin böyle kalıcı olarak karanlıkta olan bir parçası bulunmaz. Ay'ın farklı evrelerini gördüğümüzde, Ay'daki değişen günün evrelerin görmüş oluruz. Ay'ın ancak kuzey ve güney kutup bölgelerinde kalan çok küçk kısımlara Güneş ışını hiç bir zaman ulaşamaz. Ay'a baktığımızda, örneğin dolunay evresinde gördüğümüz tüm yüzey aydınlık iken, yine örneğin bir hafta sonra aynı yüzün yarısının aydınlık yarısının ise karanlık olduğunu görürüz. Bu durum tüm Ay yüzeyi için geçerlidir ve aynı biçimde Ay'ın arka yüzü de kimi zaman aydınlanırken kimi zaman karanlıkta kalır.

Yanlış bilinen: Uzak Taraf = Karanlık Taraf: Ay'ın karanlık yüzü, göremediğimiz arka tarafıdır.

Dünya'dan baktığımızda Ay'ın yalnızca bir yüzünü görmekteyiz. Bunun nedeni, Ay'ın Dünya etrafında bir kez dönmesi için geçen sürenin, kendi etrafında bir kez dönmesi için geçen süre ile aynı olmasıdır. Bir bakıma, Ay'ın bir günü, bir yılı ile aynı sürededir. Biz bu tür dönmeye gökbilimde kilitli dönme adını veriyoruz. Bu, sanki Ay ile Dünya'yı bağlayan bir sicim varmış ve Ay'ın kendi etrafında dönmesini engelliyormuş gibi bir duruma benzer. Bu yüzden Ay'ın yalnızca bir yüzünü görüyoruz. Bu tarafa yakın taraf diyoruz. Arka tarafı görmek için oraya gidip bakmak gerekir. Bunu ilk kez, Apollo 8 astronotları yapmıştır. Bu arka taraf ta ön taraf gibi Güneş tarafından aydınlatılır ancak bu aydınlanma farklı zamanlarda olur. Ay yeniay evresinde iken arka tarafı tümüyle aydınlanır ve bizim gördüğümüz yakın taraf ise tümüyle karanlıkta kalır.

Bir gezegenin ya da uydunun uzak tarafının "karanlık taraf" olması mümkün müdür? Evet, olabilir ancak Güneş Sisteminde böyle bir uydu ya da gezegen yoktur. Bu durum belki uzak yıldızlardan birinde vardır.

Yanlış bilinen: Ay'ın evreleri Dünya'nın gölgesinden kaynaklanır.

Ay'ın bir kısmı karanlıkta olduğunda, bunun nedeni yalnızca o kısmın Güneş'in görüş alanının dışında olmasıdır. Bu kısım için o zaman, onun gecesidir. Herhangi bir anda Dünya'nın yalnızca yarısı aydınlıktır. Diğer yarısında gece yaşanır. Ay da farklı değildir. Ay'ın kendi ekseni etrafında dönme süresi Dünya'nınkinden çok daha uzundur. Bu dönüş sırasında da onun farklı evrelerini görürüz. Ay tutulması sırasında Dünya'nın gölgesi Ay'ın üzerine düşer. Bu örtme ancak dolunay evresinde gerçekleşir. Bu durumda Dünya, Ay ile Güneş arasına girmiş olur. Bu tutulmalar yıl içinde yalnızca bir kaç kez olur.

Yanlış bilinen: Ay'ın evrelerinin adları: İlkdördün evresinde Ay'ın %25'i aydınlıktır.

Ay evrelerinde iki özel evre olan ilkdördün ve sondördün evreleridir İngilizcede bu evreler ilk çeyrek ve son çeyrek olarak adlandırılır. Adlandırma böyle olduğu için de karıştırılmaktadır. Çünkü çeyrek dörtte bir anlamına geldiğinden, bazı insanlar örneğin ilk çeyrek evresinde Ay'ın yalnızca dörtte birinin aydınlık olduğunu, kalan dörtte üçlük kısmının karanlık olduğunu düşünme yanılgısına düşmektedirler. Oysa ki Ay'ın evre adları onun tam bir dönem boyunca geçirdiği evrelere verilen adlar olduğundan, adlandırma da bu bütün dönemin parçaları anlamında yapılmıştır. Yani çeyrek denildiğinde, bir tam dönemin dörtte biri anlamında söylenmektedir. Ay'ın yüzeyinin dörtte biri anlamında değil. Her ay yaklaşık dört hafta sürer ve bu süre boyunca yeniay, ilkdördün, dolunay ve sondördün evrelerini görürüz. Sonra yeniden yeniayla döngü baştan başlar.

Yanlış bilinen: Ay yalnızca geceleri görülebilir.

Çoğu insan nedensiz gökyüzüne bakmaz. Bu, pek çok UFO görme olayının en önemli nedenidir. Çünkü, çoğu kimse gökyüzünü ya hiç tanımaz ya da çok az tanır. Gün boyunca Güneş varken, günlük yaşam sırasında gökyüzüne hemen hemen kimse bakmaz. Bu nedenle de, çoğu insan Ay'ın gökyüzünde gün boyunca sıklıkla görülebileceğinin farkında değildir. Gün içinde Ay'ı gözlemek için iki iyi zaman vardır: 1) Günbatımından birkaç saat önce, Ay ilkdördün evresini geçmiş ama henüz dolunay olmamışken. Öğleden sonra akşama doğru olan saatlerde Güneş batıdayken Ay doğudadır. 2) Dolunay evresinden bir kaç gün sonra sabahın erken saatlerinde. Bu zamanda Ay dolunayı geçmi,ş ancak sondördün evresinden öncedir. Bu durumda Ay batıdadır. Dolunaya yakın bir evrede olduğundan bize bakan yüzünün çoğu aydınlıktır ve bu nedenle de gün boyunca görülmesi daha kolay olur.

Güneş ve Ay, gün içinde görülebilecek tek gökcisimleri değildir. Tam olarak nereye bakacağınızı biliyorsanız, gün içinde Venüs gezegenini de görmeniz mümkündür. Genellikle Güneş battıktan sonra henüz hava aydınlıkken, ya da yörüngesinde nerede olduğuna bağlı olarak, kimi zaman da sabah Güneş doğmadan önce oldukça parlak olarak görmek mümkündür. O kadar parlak olabilir ki, Güneş doğmuş olmasına karşın bile aydınlık gökyüzünde gözle görülebilmektedir.

Gökbilimle az da olsa ilgilenen kişilerin çoğu, burada anlattığımız yanlışların çoğunu yapmamaktadırlar. Çok ilgili olmayan kişiler ise, belirli konuları kendi düşüncelerine göre yorumlayabilmekte ve bilgi eksikliği nedeniyle de bu yorumların bazıları yanlış olabilmektedir.

Kaynak: http://nicadd.niu.edu/