Jüpiter, mitolojide antik Roma tanrılarının kralı olarak bilinir bu gezegene de Güneş Sisteminin en büyük gezegeni olduğu için bu kralın adı verilmiştir. Jüpiter, Güneş sistemimizdeki en büyük gezegen olarak Güneş'e uzaklık açısından beşinci sıradadır. Jüpiter'in üzerinde görülen çizgiler ve girdaplar, oldukça soğuk ve rüzgârlı, amonyak ve su içeren bulutlardan oluşur. Atmosferin çoğu hidrojen ve helyumdan oluşur. Bu, Güneş'in de bileşimine uygundur. Jüpiter'in çok iyi bilinen büyük kırmızı lekesi, yüzlerce yıldır süren ve Dünya'dan daha büyük boyuta sahip dev bir fırtınadır.

Jüpiter'in 53 bilinen uydusu vardır. Kesin kanıtlanamamış 14 uydusu daha vardır. Yani toplam 67 uydusu olduğu söylenebilir. Bilim insanları, en çok "Galile uyduları" adı verilen 4 uyduyla ilgilenmektedirler. Bu uydular, 1610 yılında Galileo Galilei tarafından, yaptığı ilk teleskopla keşfedilmiş olan dört büyük uydudur ve adları da Europa, Callisto, Ganymede ve Io'dur. Genellikle halk arasında yalnızca Satürn Gezegeni'nin halkası iyi bilinmektedir ancak Jüpiter gibi Uranüs ve Neptün gezegenlerinin de halkası vardır. Jüpiterin üç halkası bulunur. Bu halkalar Satürn Gezegeni'nin halkalarına göre çok daha küçük olduğundan, Dünyadan teleskopla bakıldığında görülememektedir. Ancak ona daha önce gönderilen araştırma uydularınca çekilen fotoğraflarla belirlenmişlerdir.
Jüpiter'in yarıçapında 69.911 km.dir. Dünya'dan 11 kat daha geniş bir gezegendir. Dünyayı 1 TL büyüklüğünde düşünürsek, Jüpiter yaklaşık bir basketbol topu çapında olurdu.
Ortalama olarak Güneş'ten 778 milyon km uzaklıktadır. Bu uzaklık, Dünya'nın Güneş'ten uzaklığının 5,2 katı kadardır. Güneş ışınları bu uzaklıkta Jüpiter'e 43 dakikada ulaşabilmektedir.
Jüpiter, Dünya'ya göre daha hızlı dönmektedir. Aslında Güneş Sistemi'nde en kısa güne sahip gezegendir. Jüpiter'in bir günü yalnızca 10 saattir. Jüpiterin Güneş etrafındaki turu da yaklaşık 12 Dünya yılı sürer. Bu da 4.333 Dünya günüdür.
Bilindiği gibi Dünya'nın dönme ekseni yaklaşık olarak 23,5 derece eğiktir. Jüpiterin ise yalnızca 3 derece eğiktir. Bu düşük eğim nedeniyle Jüpiter neredeyse dik konumda olduğundan, diğer gezegenlerde görülen mevsimler oluşmaz.


Oluşumu ve yapısı

Jüpiter, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce Güneş Sistemi oluşurken bir gezegen olarak şekillenmiş ve yerçekimi gaz ve tozu döndürerek bu gaz devini oluşturmuştur. Jüpiter, Güneşin oluşumundan sonra kalan kütlenin çoğunu alarak Güneş Sistemindeki diğer tüm cisimlerin iki katından fazla bir kütleye sahip olmuştur. Aslında, Jüpiterin yapısına baktığımızda bir yıldızla aynı bileşime sahip olduğunu görürüz ancak merkezinde çekirdek tepkimelerini başlatacak kadar büyük bir kütleye sahip olamadığından bir yıldıza dönüşememiştir. Eger bunu yapabilseydi, bugün Güneş sistemi bir çift yıldız sistemi barındırıyor olacaktı ve belki de yeryüzünde yaşam başlayamayacaktı.
Jüpiter bugünkü konum ve durumuna yaklaşık 4 milyar yıl önce gelmiş ve Güneşin beşinci gezegeni olmuştur. Jüpiter'in bileşimi Güneşinkine çok benzerdir ve çoğunlukla hidrojen ve helyumdur. Atmosferinin derinliklerinde artan basınç ve sıcaklık nedeniyle hidrojen gazı sıkışarak sıvıya dönüşmüştür. Bu sıvı Güneş Sistemindeki en büyük okyanustur ve su yerine hidrojenden oluşmuştur. Satürn Gezegeni'nin uydusu Titan'da da benzer biçimde sıvılaşmış metandan oluşan denizler olduğunu daha önceki yazılarımızın birinde anlatmıştık. Bilim insanları, yaklaşık olarak yarıçapın yarısında basıncın çok artması nedeniyle elektronlar hidrojen atomlarında sıkıştırılarak sıvıyı metal gibi elektriği ileten bir sıvı durumuna getirdiğini düşünmektedirler. Jüpiter'in hızlı dönüşünün bu bölgede elektrik akımları oluşturduğu ve gezegenin güçlü manyetik alanının bu biçimde üretildiği düşünülmektedir. Daha derinlerde merkezde katı bir çekirdek olabilir ya da kalın, aşırı sıcak ve yoğun bir karışım bulunuyor olabilir. Bunu henüz bilmiyoruz. Burada yaklaşık 50.000 derece sıcaklıkta, çoğunlukla demir ve kuvarsa benzer silikat mineralleri bulunabilir.

Yüzey ve atmosfer

Jüpiter'in bir gaz devi olduğundan gerçek bir yüzeyi bulunmaz. Gezegen dönen gazlar ve sıvılardan oluşur. Bu nedenle gönderilen bir uzay aracının iniş yapabileceği bir yer bulunmaz. Derinlere indirilebilse bile, aşırı basınç ve sıcaklık nedeniyle ezilir ve eriyip buharlaşır. Koşullar çok benzer olmasa da,  aynı nedenlere yakın nedenlerden Güneş'e de böyle bir araç gönderemiyoruz. Çünkü Güneşte de sıcaklık ve basınç çok daha yüksektir.
Jüpitere bakıldığında renkli şeritler ve lekeler görülür. Jüpiter'in birlikte yaklaşık 71 km kalınlığa sahip üç farklı bulut tabakasına sahip olduğu ve Büyük Kırmızı Lekenin iki güçlü jet akışı arasına sıkıştığı görülmektedir. En üst bulut katmanı muhtemelen amonyaklı buzdan oluşmuştur. Orta katman ise amonyum hidrosülfür kristallerinden oluştuğu biliniyor. En altta kalan katman ise su buzu ve buhardan oluşmuş olabilir.



Jüpiter'in üzerindeki kalın bantlarda gördüğümüz canlı renkler, gezegenin sıcak iç bölümünden yükselen sülfür ve fosfor içeren gazlar nedeniyle olabilir. Jupiter'in her 10 saatte bir olan hızlı dönüşü nedeniyle oluşan güçlü jetler, bulutları bu görüldüğü biçimde şeritler biçiminde harekete zorlamaktadır.
Jüpiter'in lekeleri, yavaşlamalarına neden olabilecek sağlam katı bir yüzeye sahip olmadıklarından çok uzun yıllar bozulmadan kalabilir. Jüpiterin fırtına hızları ekvatorunda saatte 539 km hızlara ulaşabilmektedir. Dünyanın iki katı genişliğinde dönen oval bulutlardan oluşan Büyük Kırmızı Lekesi 300 yıldan daha uzun bir süredir gözlenmektedir. Yakın bir zaman önce küçük küçük ovaller birleşerek büyük lekenin yaklaşık yarısı kadar Küçük Kırmızı Lekeyi oluşturmuştur. Bilim insanları, bu ovallerin ve gezegen yüzeyindeki dönen şeritlerin daha derin iç kısımlarla bağlantılı olup olmadığını henüz bilmemektedirler.

Yaşam potansiyeli

Jüpiter'in ortamı, bildiğimiz kadarıyla yaşam için elverişli bir ortam değildir. Bu gezegenin sıcaklığı, basıncı ve içerdiği maddeler, canlı organizmaların uyum sağlayabilmesi için aşırıdır. Jüpiterin kendisi yaşam için elverişli bir ortam sunmasa da, onun bazı uyduları için bu durum geçerli değildir. Europa, Güneş Sistemimiz içinde yaşama elverişli olabilecek yerlerden biridir. Buzlu kabuğunun hemen altında, yaşamın sürebileceği büyük bir okyanusun olduğu bilinmektedir.
Jüpiter gibi ayrıntılı özelliklere sahip bir gezegeni tek bir yazıyla anlatmak neredeyse olanaksızdır. Bu nedenle sonraki yazılarımızda Jüpiterin diğer özelliklerini sizlere aktaracağız.

Kaynak: http://solarsystem.nasa.gov/