'Katil Yosun' veya 'Terörist Yosun' olarak adlandırılan 'Caulerpa racemosa' türü deniz yosunu Ege Denizi'nin özellikle kuzeyinde hızla yayılarak birçok deniz canlısının yaşamını tehdit ediyor. Ayvalık'ın Badavut Koyu'nda sualtında gördüğüm manzara korkunçtu.

Sualtı fotoğrafçılığı hobim sayesinde apayrı bir dünya ile tanıştım... Son derece renkli, kıyasıya rekabetin yaşandığı bir dünya... Çok sayıda canlı türü barındıran Ege Denizi'nde çeşitliliğin en önemli kaynaklarından biri 'deniz çayırları'... 'Posidonia oceanica' türü (deniz eriştesi) yosunların oluşturduğu çayırlar, tıpkı ormanlar gibi, oksijen üretiminde etkin görev yapıyor.

Denizlerin insanlar tarafından kirletilmesinin de etkisiyle 'Katil Yosun' en başta bu deniz çayırlarını yok edip, onların yerini alıyor. Birçok yerde okuduğum bu bilgiyi Ayvalık'ın ünlü Sarımsaklı Plajları'nın uzantısı olan Badavut'ta gözlemleyince dehşete düştüm. Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği sulara dalar dalmaz eskisi kadar temiz, berrak ve canlı olmadığını fark ettim. Biraz açılınca gördüğüm 'Katil Yosun' Çeşme'de gördüklerimden farklı olarak, sadece suların durgun olduğu kovuk gibi alanlarda yerel olarak değil, çok daha geniş alanlara yayılmış biçimdeydi. Yosunların sarmaşık gibi sarmaladığı gri adacıkların ne olduğunu başlangıçta anlayamadım. Üstteki çamur tabakasını eşeleyince 'Katil Yosunlar'ın oluşturduğu zırhın kalınlığını ve altındaki çamurun içinde deniz çayırı köklerinin bulunduğunu fark ettim. Koskoca alanda tek bir deniz eriştesi bile kalmamıştı...

'Katil Yosun' tarafından sımsıkı sarılmış bir denizhıyarı görünce durumun ne denli tehlikeli olduğunu daha iyi anladım. Bu yosunlar deniz çayırlarının yerini alıp, barındırdığı canlılara zarar vermekle kalmıyor, sudaki oksijeni aşırı tüketerek çevresindeki biyolojik çeşitliliğin azalmasına da neden oluyor.

'Katil Yosunlar' konusunda araştırmalar yapan Celal Bayar Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Hidrobiyolog Doç. Dr. Ergün Taşkın, yaptığım görüşmede bu yosun türünün Ayvalık'ta Cunda girişinde sağ taraftaki koylarda da yayıldığını söyledi.

Birçok balık türü gibi 'Caulerpa racemosa' türü yosun da Süveyş Kanalı'nın açılması sonrasında Kızıldeniz'den girerek önce Akdeniz'e, ardından Ege'ye yayılmış. Ancak, Kızıldeniz balıkları (kardinal, asker gibi) genelde Güney Ege'de kalırken, 'Katil Yosun'un güneyden çok kuzeyde yerleşmesi bir paradoks oluşturuyor ve sorunun çözümü belki de bu paradoksta gizli...

Bodrumlu balıkçılar 'Katil Yosun'un bulunduğu yerlerde kupes, çarpan ve sarpa balıklarının dolaştığını gözlemlemişler; bu bölgedeki kupes balıklarının midelerinde katil yosuna rastlanmış. Benim görüşüm, Güney Ege'de bu yosun türünün yayılmasını engelleyen en önemli etmen sarpa balığına benzeyen, çarpan veya sokan balığı denen 'Siganus rivulatus' ve 'Siganus luridus' türleri... 'Katil Yosun' gibi Kızıldeniz kökenli ve son derece obur olan bu otoburlar deniz çayırları yakınında yemleniyorlar. Eğer bu türler Kuzey Ege'ye getirilip, ortama uyum sağlamaları başarılırsa, bu önemli çevre sorununun büyümesinin önlenebileceğini düşünüyorum. Ancak, Doç. Dr. Taşkın'dan ve internetten edindiğim bilgilere göre sporla üreyen ve hızla yayılan bu 'Katil Yosun' türü ile mücadele son derece güç...

Konuyla ilgili görüştüğüm CHP'den Ayvalık Belediye Başkan aday adayı Rahmi Gençer, seçildiği takdirde 'Katil Yosun' konusunda araştırma ve mücadeleye destek sözü verdi. Sevgili Gençer'e bir kez daha başarılar diliyorum.

Not: Bu yazıya paralel görüntüleri içeren bir video hazırladım: http://www.youtube.com/watch?v=-BaX_SbVBFo

Haftanın Sözü: "On dokuzuncu yüzyıla kadar, hiç sona ermeyen zorlu görev, insan soyunun ve çevresinin doğal etkenlere karşı korunmasıydı. Ama bu yüzyılda yeni bir ihtiyaç doğmuştur: Doğayı insana karşı korumak." Peter F. Drucker