Öyle sözcükler vardır ki, değişik alanlara göre değişik anlam taşırlar. Örneğin, dindar bir insana göre sünnet kelimesi, Peygamberin sözleri ve uygulamalarıdır. Dini bilgisi fazla olmayan sıradan bir vatandaş ise, bu kelimeden yalnızca bir operasyon adını anlar. Kaza sözcüğü de böyledir. Gündelik hayatta, kaza, bir insanın başına gelen, genelde olumsuz bir olaydır. Kazaya uğramak buradan türetilmiştir. Hatta, bir nükte olarak, "vilayete giderken, yolda kazaya uğradı" diye bir deyim bile vardır.

Oysa, din terminolojisinde, kaza ve kader şöyle tarif edilir:
Kader: Kainatta olacak şeylerin zamanını, yerini, özelliklerini ve nasıl olacağını Allah'ın ezelde bilmesi ve takdir etmesine denir. Kaza: Allah'ın ezelde takdir ettiği şeyleri zamanı gelince bu takdire uygun olarak yaratmasına denir.

Bu konu da unutulmaması gereken husus, her şeyi takdir eden ve yaratan Allah"tır. Ancak, herhangi bir işi yapıp yapmamakta Allah insana irade ( Cüzi irade ), yani seçme hakkı ve hürriyeti vermiştir. İnsan bu irade ile iyilik etmeyi seçer ve gücünü  bunu yapmak için kullanırsa Allah iyiliği yaratır. Eğer insan kötülük yapmayı seçer ve gücünü bunu yapmak için kullanırsa Allah kötülüğü yaratır. Görülüyor ki, insan neyi yapmak isterse Allah onu yaratır. "Hayır ve şer Allah'tandır." sözünün anlamı budur.

İnsanın yaptığı işlerden sorumlu tutulmasının sebebi, işte bu seçme hürriyetine sahip olması ve gücünü tercih ettiği şeyi yapmak için kullanmasıdır. Bunun içindir ki her insan iradesi ile yaptığı işlerden sorumludur. Hayır işlemişse mükafatını, kötülük işlemiş ise cezasını görecektir.

Bu konuda Dr.Ender Saraç'ın "Ruhsal Gelişim ve Kader" adlı kitabındaki tarif de şöyledir: Bir insanın kader programı o kişinin yaşamı boyunca maruz kalacağı enerji akışlarını gösterir, ve bu durum değişmez. Ancak kişinin hangi bilinç düzeyinde olduğu, aynı kader yazılım programını nasıl bir yorumda yaşayacağını gösterir. Biraz açarsak, diyelim ki, meteoroloji raporu önümüzdeki hafta şiddetli yağış ve fırtına olacağını söylüyor. Bu arada siz, bu değişmeyecek gerçeğe farklı tepkiler verebilirsiniz. Ya evde oturur, kendinizi korursunuz; ya şemsiye almadan dışarı çıkar ıslanıp hastalanırsınız; ya da önceden tertibat alıp, yağan yağmuru sarnıç veya depolarda biriktirip, ileride kurak günlerde kullanırsınız. Bu sizin seçme özgürlüğünüzdür. Terminolojide buna cüzi irade denir. O şiddetli yağış ise kaderdir. Ama, bunu nasıl değerlendireceğiniz ise size bırakılmıştır. Sonuçlarına da katlanırsınız.

Bilgisayar bilimi ile bu olgu şöyle açıklanabilir. Her insanın bir akış şeması vardır. Burada nereden nereye gidileceği programlanmıştır. Ancak, bilindiği gibi akış şemalarında yer yer karar kutuları vardır. Siz buna müdahale ederek seçiminizi yaparsınız. Örneğin, kaderinizde (akış şemanızda) İzmir'den İstanbul'a gidileceği varsa; Uçakla mı, otobüsle mi, özel araba ile mi gidileceğini siz seçersiniz. Bu sizin tercihinizdir, ve bu seçimden sorumlu olan da sizsiniz. Bu akış şeması değişmez, ama tercihleriniz değişebilir.
Yani vilayete gideceğiniz kesindir de; yolda kazaya uğramak sizin tercihinize göredir.