Bu hafta İzmir’de üç gün boyunca, Latin Amerika ülkesi Kolombiya’nın rengarenk toplumsal ve doğal yaşamına yakından bakma fırsatı bulacağız. Kolombiya Ulusal Günü kutlamaları nedeniyle ülkenin Ankara Büyükelçiliği, Hezarfen Film Galeri işbirliğiyle küçük ama doyurucu bir Kolombiya Festivali düzenliyor.

Kolombiya’nın bulunduğu topraklar, tarihin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış. Ulusal Gün olarak kutlanan 20 Temmuz, 16 ile 19. Yüzyıllar arasında İspanyol sömürgesi altında yaşayan ülkenin bağımsızlığına giden yolda katalizör görevi yapmış ayaklanmanın tarihi.

“Yeni Dünya”nın kaşifi Kristof Kolomb’un adını taşıyan Kolombiya, hem coğrafi hem de toplumsal anlamda tezatlar barındırıyor. Ülkenin bir tarafında karlı dağları, diğer yanında ekvatoral ormanları görmek mümkün. Atalarının yaşam şekli ve geleneklerini sürdüren Kızılderililerin yanı sıra gökdelenlerden çıkan iş insanlarını da...

Altısı kültürel, ikisi doğal olmak üzere Kolombiya’dan toplam sekiz yer, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Böylece kültürel ve doğal zenginliği tescillenmiş olan Kolombiya, listede en fazla yere sahip olan ülke.

Festival’in açılışı, ülkenin edebiyat alanında belki de dünyada en fazla bilinen ve takdir gören isminin yaşamına dair bir filmin gösterimi ile yapılacak. “Gabo: Gerçeğin Büyüsü” adlı film, “100 Yıllık Yalnızlık” ve “Kolera Günlerinde Aşk” gibi romanların yazarı, Nobel Edebiyat Ödüllü Gabriel Garcia Márquez’i konu alıyor.   

Márquez, temsilcisi olduğu “büyülü gerçekçilik” türünün mitlerden, büyüden, doğanın yarattığı sıra dışı olaylardan, Latin Amerika’nın kendine has yaşam biçiminden ve Avrupa gerçekçiliğinin gereksiz görüp dışladığı deneyimlerden oluştuğunu söyler. “Çalışmalarım için en büyük övgüyü hayal gücünün alması beni her zaman eğlendirir, aslında eserlerimde temeli gerçek olmayan tek bir satır yoktur. Sorun şu ki, Karayip gerçeği en çılgın hayal gücünü andırır.” der.  

Bogota Film Festivali En İyi Kolombiya Filmi ödüllü “Rüzgar Yolculukları” filminde, yaşamının büyük bölümünü Kuzey Kolombiya köylerini gezip akordeon çalarak geçiren, fakat eşinin ölümünden sonra lanetli olduğunu düşündüğü enstrümanını bir daha çalmamaya yemin ederek sahibine iade etmek üzere yola çıkan Ignacio Carillo’nun hikayesini izleyeceğiz.

“Toprağın Gölgesinde,” Cannes Film Festivali Altın Kamera ödülü almış bir film. Ciddi bir hastalığa yakalanan oğluna bakmak üzere evine dönen bir adamı merkezine alıyor. Yönetmen Acevedo’nun bir ressam gibi sınırlarını çizdiği görsel kompozisyonuyla seyircinin içine işleyen filmi, “dingin bir Latin Amerika alegorisi” olarak tanımlanıyor.

Amazonlu bir şaman ve ait olduğu topluluğun hayatta kalan son üyesi olan Karamakate’nin ve kırk yıldan uzun bir süre onun topraklarında yetişen kutsal bir şifa bitkisini arayan iki bilim insanının öyküsü “Yılanın Kucağında,” Kolombiya’nın ilk Oscar adayı olma özelliğini taşıyor. Cannes Film Festivali CICAE ödülü sahibi film, sömürgeciliğin özellikle yerel kültür üzerinde yarattığı derin tahribata, “siyah-beyaz görselliği ve şiirsel sinema diliyle ağıt yakıyor”.

“Kolombiya - Vahşi Büyü” adlı belgesel; karadan, sudan ve havadan yapılmış çekimlerle bizleri dünyadaki en yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip ikinci ülkenin müthiş doğasında renkli bir yolculuğa çıkaracak.

Kolombiyalı mimar, fotoğrafçı ve film yapımcısı Nicolás Van Hemelryck, And Dağları’nın karlı zirvelerindeki Amazon nehri kaynağından Atlantik Okyanusu’ndaki deltasına beş ay bisiklet sürmüş. Festival boyunca devam edecek “Muhteşem Amazon” başlıklı fotoğraf sergisinde, bu yolculuk sırasında çekilen fotoğraflardan bir seçki sunulacak.

Sergi, dünya yüzeyinin sadece yüzde dördünü kapsamasına karşın bilinen tüm karasal bitki, hayvan ve böcek türlerinin üçte birini barındıran Amazon yağmur ormanlarının korunmasına dair bir bildiri niteliğinde.

Festival’in tüm etkinlikleri, 18-20 Temmuz tarihlerinde İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşecek.