Belirsizlikler çağına doğru sürükleniyoruz. Ekonomik kriz tartışmaları başladı. Dolar aldı başını gidiyor. 5 Eylül 2016 tarihinde Suudi Arabistan ve Rusya'nın petrol arzını düşürme konusunda anlaşmaları petrol fiyatlarına kaçınılmaz bir şekilde yansıyacak. Fiyatların artacağı bir döneme giriyoruz.
Diğer taraftan terör belası ve Suriye/Irak'ta yaşanan gelişmeler gündemimizi oluşturuyor. FETÖ operasyonları sürüyor.
Çalışma Bakanı'nın "Önümüzdeki süreçte kamuya personel alımında hükümet olarak cimri davranacağımız bir yıl olacağını söyleyebilirim. Bakanlıklardan gelecek ihtiyaçları miminize ederek değerlendirme yapacağız" açıklaması ve bu bağlamda personel alımlarının durdurulması, özellikle atama bekleyen üniversite mezunlarını üzdü. İşsizlik oranlarının daha da artacağı bir döneme giriyoruz. Çalışma Bakanı'nın açıklaması krize giderken alınmış bir tasarruf tedbiri olarak yorumlanıyor. İlginç bir konu da emeklilere verilecek promosyonlar. Çalışma Bakanı bu konuda "Dün itibariyle bu konuda 1 ay konuşmayacağım dedim. Emeklilerimizi memnun edecek bir rakam değil banka görüşmelerimiz sonrasında ortaya çıkan..." açıklamasında bulundu.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "davetiyle" Türk siyasetinde yeniden başkanlık tartışmaları başladı. Bu bağlamda Çalışma Bakanı'nın açıklamaları Türkiye'de başkanlığa geçişin altyapı çalışmalarının olgunlaştırılmaya çalışıldığı şeklinde yorumlanmaya da açık.
Başkanlık ile ilgili hukuksal süreç tamamlandıktan sonra yapılacak seçim yarışında Erdoğan'ın temel propaganda konu başlıkları şunlar olabilir mi?
1. Kapatılan kamu alımlarını sonuna kadar açma vaadi.
2. Emeklilerin bir türlü çözülemeyen promosyon sorununu çözme vaadi. (Bankalar senelik 20 TL'lik promosyonlar önerirken – belki de bankaların bu kadar düşük promosyonlar önermeleri sağlanırken, 200-300 TL'lik bir promosyonun bile fakirleştirilen kitleleri memnun edebileceği düşüncesi).
3. Dış politikada Musul ile ilgili bir tartışma, yahut bir iddia.
Tüm bu söylemlere başkanlık yarışındaki rekabetin düzeyine göre yenileri eklenebilir. Belki yeni bir Kürt açılımı, belki rekabetin yönüne göre milliyetçi bir yönelim. Ekonomik krize sürüklenirken, başlatılan başkanlık tartışması, Türkiye'ye ne kaybettirir ne kazandırır, bu konu daha çok tartışılır.